Cihan Mürtezaoğlu, Bir Beyaz Orkide 🎶
-
Alkın, kafasını ellerine yaslayıp Mucize'nin mavilerini seyredaldı. Canı acıyordu ama belli etmemek o kadar zordu ki kızın gözlerine bakarak unutmayı denmişti bu yüzden.
Mucize, her an gidebilirdi. Başka bir yere, Dünya'dan uzak, daha güzel bir yere. Bu onu çok korkutuyordu. Ondan gitmeyi hiç istemiyordu aslında.
Sessiz sakin bir şekilde birbirlerini izliyorken Mucize ellerini Alkın'ın yüzüne doğru uzattı ve yanağını okşadı.
"Belki sana bu son dokunuşum, seni son hissedişim, güzel yüzünü son kez görüşüm."
Alkın başını iki yana salladı. "Böyle söyleme."
Mucize gülümser gibi oldu ama gülüşü bile ölü'ydü artık.Dolan gözlerini kırpıştırıp gökyüzüne baktı. "Sana biraz beni anlatayım. Seni anlatayım. Hiç olmayan bizi anlatayım." Alkın'ın yüreği kızın zayıf sesini duydukça daha çok acıyordu.
"Sen hikayemi mutlaka öğrenmişsindir zaten Alkın, meraklısın bilirim. Araştırmışsındır." Hafifçe güldüğünde o da gülümsedi.
"O yüzden ben sana devamını, bilmediğin kısımları anlatacağım." Hafifçe öksürdü ve devam etti. "Sana yalan söyledim. Ben seni ilk gördüğümde 13 yaşındaydım. Daha dün gibi hatırlıyorum. Balıkçı birinin balık tutmasını izliyordun zevkle."
O anı hatırlar gibi bir tebessüm oluştu yüzünde. "Balıkçı adam gitmeden önce tuttuğu balıkları koyduğu kovayı alıp denize boşalttın. Adam sana kızıp bağırınca verdiğin cevabı hiç unutamıyorum." Bir an düşündü ne dediğini ama aklına gelmedi.
"Hatırlamıyorsan söyleyeyim. 'Her canlının belli bir yaşa kadar yaşama hakkı vardır.' demiştin." Cümleyi tam olarak söylediğinde sesi düşünceli gelmişti. "Ben o cümleyi hiç unutamadım Alkın. Çünkü bana o şans verilmedi. Benim yaşama hakkım yok muydu?"
Kalbinde bir sızı oluştu. En çok yaşamayı hak eden o' ydu belki. Öyle güzel kalbi vardı ki.. "Ordan gittikten sonra seni bir kaç ay hiç görmedim. Takip etmek için bacaklarım yoktu ki ardından koşayım.." Kız bu sözünden sonra sesini yükseltti.
"Ama sakın üzülme. Çünkü liseyi kazandığımda aynı liseyi tutturmuştuk ve seni okulda ilk gördüğüm an tanıdım." Gülümsemeden edemedi. Ama kırıklar boğazına battı.
"Bu arada ben gizlice okuyordum. Baba denen o şahıs eve gelip fark ettiğinde ise çok dayak yiyordum. Normalde eve gelmezdi geceden önce."
Alkın kafasını eğdi. Artık taşıyamıyordu bu yükü. "Seni hep camdan izledim. Hiç yanına gelmedim. Gelemedim. Sende beni görmedin. Uzaktan kalbini yaktığın kızı hiç bilmedin." Sesi titremeye başlamıştı kızın.
"Ben sevgiyi özlemiş küçük bir kızdım. Sense sevgiyle dolu kocaman kalpli bir güzel adam." Alkın yumruklarını sıkıp ısırdı. "Benim için imkansızdı sana ulaşmak. Öyle güzeldin ve etrafın öyle güzelliklerle doluydu ki.. Çirkin beni göremezdin." Sesini düzeltti.
"Bir insan ne kadar sevebilirse o kadar sevdim seni. Her detayına kadar. Kalbimin kaldıramayacağını bile bile.." Artık ağlıyordu kız. Göz yaşları ise sanki adamın göğsünü yakıyordu.
"Sokaklarımda yangın, içinde çocukluğum. Ben yandım, sende yanma. Çok sev olur mu? Sevmek güzel şey. Ve git söyle sevdiğini. Söylememenin pişmanlığını yaşama hiç, o duyguyu tatma."
Hıçkırığını duyduğu an ağlamaya başladı adam, yeniden. İkisi beraber ağlarken Alkın başını Mucize'nin dizlerine koydu.
"Herkesin başkasını konuştuğu bu aynalar pazarında, seni kimselere söylemeden öleceğim."
Başını iki yana salladı kız ve son kez gülümsedi, son cümlesini söylerken.
"Gökyüzü mezarlığına gidiyorum ben şimdi. Belki bir yıldız olup sevilirim orada. Ve sevdiğim, beni her hatırladığında gökyüzüne bakıp el sallamayı unutma."
Sildi göz yaşlarını.
"Bu hikaye bittiği yerde başlar. Hoş kal."
Adam fark etmedi, kadın öldü. Dizlerinde uyuyakalmıştı. Yer gök inledi ve gökyüzü hareketlendi.
tam o anda bir yıldız kaydı.
-

Son.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
belki bir gün | texting
Short Story[texting, tamamlandı] Bilinmeyen: 17 gün Bilinmeyen: Beni 17 günde buldun Bilinmeyen: Evet Alkın Bilinmeyen: Amacıma ulaştım Bilinmeyen: Artık ölebilirim 19519 | v'