XL. (DOĞUM LEKEM)

482 35 0
                                    

Meri

Gonca bu sıra yüzü sapsarı olmuş bir şekilde bana doğru bakıyordu ve kekeleyerek:

"Meri bu kolye Deniz'in kolyesi" demişti.

"Kimin kolyesi kimin?" diye sordu Melis hiçbir şey anlamamıştı, sesinden belliydi.

"Gonca emin misin?" diye sordum.

İnanmıyordum bu kolye gerçekten o kızın kolyesi miydi? Bir de niye sürekli karşımıza böyle çiçek figürleri çıkıyordu? Bir anlamları mı vardı?

Elimdeki kolyeyi daha dikkatli bir şekilde incelemeye başladım. Çiçek deseni çok güzeldi? Işık vurdukça parlıyordu. Acaba hangi çiçekdi bu? Dediğim anda bu çiçeği bir yerlerde gördüğümü hatırladım.

"Neyden bahsediyorsunuz bana da söyler misiniz artık?" dedi Melis sinirle. Bizim ona bir şey söylemememize artık dayanamamıştı.

Gonca önceki gece gördüğü rüyasını ve olanları kısa bir özet şeklinde Melis'e aktardı.

Melis'in Gonca'ya ilk tepkisi:

"Şaka mı yapıyorsun?" olmuştu.

Gerçekten Gonca anlatınca birden bana da çok saçma gelmişti.

Ama Gonca'ya ne olursa olsun nedense inanıyordum. Bu yüzden:

"Hayır, doğru söylüyor. Onu bende kendi gözlerimle gördüm" dedim Gonca'ya katılarak.

Hala kendi kendime çatışıyordum. Olabilir miydi gerçekten?

Melis hala bize inanamıyormuş gibi bir Gonca'ya bir bana bakıyordu.

"Onu bunu bırakın da, Deniz bu kolyeyi niye bana gönderdi?" diye sordum gerçekten merak etmiştim.

İkisi de bana cevap vermedi. Başım ağrımaya başlamıştı bu kadar düşünmek beni baya yormuştu.

"Ben odama çıkıp biraz dinlensem iyi olacak" dedim ve elimdeki kolyeyle birlikte odama çıktım.

Yatağıma uzandım ve elimdeki kolyeyi incelmeye devam ettim. Bu kolyeyi bize göndermiş olduğuna göre, Deniz hala yaşıyor olmalıydı. Kolyede ki çiçek, elmas taşlarıyla çevrildiği için güneş ışığında parlıyordu.

Bu çiçek sanki sağ omzunda bulunan doğum lekeme çok benziyordu. Bunun bir anlamı olabilir miydi? Benim doğum lekem ve bu kolye? Arasında bir bağlantı olabilir miydi? Ama nasıl bir bağlantı olabilirdi ki?

Gözlerim yavaşça kapandı ve çok fazla uğraşmadan uyuya kaldım.

Penceremden süzülen gün ışığıyla derin uykumdan uyandım. Ne ara sabah olmuştu? Ben yatarken daha saat öğleden sonra 2 filandı.

Kızlar niye beni uyandırmamıştı? Yerdeki telefonumu aldım ve saate baktım. Saat sabahın 7'siydi. Bugün okula gitmeliydik. Çok devamsızlık yapmıştık.

Yataktan oflayarak kalktım. Telefonu yatağım üzerine koyup banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım.

Gardırobumu kapağını açtım içinden bir kot pantolon ve bir beyaz tişört alıp, üzerime giydim. En son olarak da saçlarımı güzel bir at kuyruğu yaptım.

Telefonumu almak için yatağıma geri döndüm ve o sırada dün geceki kolyenin hala yatağımın üzerinde durduğunu gördüm.

Onu elime alıp bugün yanımda götürecek olduğum sırt çantamın içine koydum.

Merdivenlerden aşağı indim. Kızlar çoktan kalkıp, hazırlanmış ve kahvaltı masasını kurmuşlardı.

"Günaydın" dedim masaya otururken.

Mimoza'nın Sırrı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin