3

28 5 0
                                    

Evren yalnız fiziksel değil, ahlaksal bir yapıya da sahiptir. İnsanın bir iyilik ve kötülük bilinci olması, evreni yaratanın da sadece bir güç olmadığını, ahlak sahibi bir varlık olduğunu kanıtlar. Fakat Tanrı’nın iyi olduğunu ve bizi sevdiğini öğrenmek için en uygun araç elbette Kutsal Kitap’tır 1 (yani Tevrat, Zebur, Peygamber’lerin Yazıları ve İncil’in derlemesi). Ama Kutsal Kitap’ı, Tanrı’nın insanlara seslendiği hat olarak incelemeden önce, bu bölümde geçmişte bütün dünyaya seslenen Tanrı’nın sözcüleri olmuş olan insanları ve yaşadıkları devirleri ele alacağız; ondan sonraki bölümlerdeyse: Kutsal Kitap’ı, Tanrı’nın varlığını, gerçeğini ve sevgisini test etmemizi sağlayan bir kanıt olarak inceleyeceğiz; Ayrıca İsa Mesih’in Yaşayan Kitap olduğunu ve Gelişen Vahiy Tasarısını ele alarak Tanrı’nın insanla çok boyutlu bir iletişim kurmak istediğini göreceğiz. Tanrı, insanların Kendisine dönmeleri için çeşitli çağrılarda bulunmuştur. Bu çağrıların kapsamına göre insanoğluna seslendiği belirli devirler ve yollar düzenlemiştir. Bu devirleri şöyle sıralayabiliriz. Ataların devri (Hz. Adem’den Hz. İbrahim ile Hz. Yakup’a kadar): Yaradılıştan İ.Ö. 1300 yıllarına kadar . O devirde göçebe kabilelerin reisleri din başkanlığı yapardı.
Peygamberlerin devri (Musa’dan Vaftizci Yahya’ya kadar) : İ.Ö. 1300 yılarından İ.S. 30 yıllarına kadar . Bu devirde, Tanrı adına belirli uluslara seslenen, Allah’ın elçisi konumundaki bu sözcülere peygamber denir. Mesih’in devri ( İ.S. 30 yıllarından itibaren ). Tanrı bir ulusun aracılığı olmadan, İsa Mesih’in sağladığı kurtuluş sayesinde, bütün herkese direkt seslenir.

havariler ve Kutsal Ruh’un devri : Bir önceki devrin kapsamına giriyor, bu yüzden süresi, İ.S. 30 yıllarından İsa’nın yeryüzüne 2. gelişine kadardır . Bunlar, Tanrı’nın son sözünü bütün uluslara ulaştıran tanıklardır. Genellikle hepsi peygamber diye nitelendiriliyor. Fakat aralarında onları birbirinden ayıran bazı özellikleri gözden kaçırmamamız gerekir. Hepsi Tanrı’nın temsilcileri sayılıyor, hepsinden peygamberlik sözüne (Tanrı’nın isteğini ve gelecekle ilgili planlarını açıklayan söze) rastlanıyor. Ama hitap ettikleri kitlelerin kapsamına göre görevleri aynı değil: Atalar: Tanrı’dan aldıkları görevi, kabile reisi olarak sürdürmüşler. Peygamberler: Bir ulusa Tanrı’nın yönetimini ileten habercilerdir. Mesih: Bütün uluslara yönelik evrensel bir müjde getiriyor. Havariler ise: Dünyanın dört bir bucağında İsa Mesih’in yetkili tanıkları olarak diğerlerinden ayrılıyorlar.Atalar ve Peygamberler hakkında (genelde ikisi bir tutuluyor), hatta Mesih hakkında oldukça yaygın bir bilgi mevcut. Ama İsa’nın havarileri hakkında bilinenler çok eksiktir. Genellikle İsa Mesih’ten sonra Tanrı habercisi olarak bir tek Hz.Muhammed’in geldiği düşünülür. Bu şekilde 12 havarinin, Tanrı’nın hazırladığı sözcüler olduğu unutulur. İncil’in yazılmasının onlara emanet edildiği pek bilinmiyor. Bu elçiler Kur’an’da bile “Tanrı’nın Yardımcıları” olarak anılıyor (Ali – İmran Suresi (3), ayet 52 2 ). Nitekim, Tanrı’nın isteği üzerine yalnız peygamberler ve havariler vahiyleri yazı olarak kaydettiler. Yazıları aracılığıyla yetkileri günümüze dek uzanır. (Havariler öldükleri zaman Tanrı’nın sözünü

TANRININ TELEFON NUMARASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin