Geçmişe dönüş.
Yaslandığı araba kapısında, çakmağı döndürüyordu parmakları arasında. Sürekli ateşliyor ve kırmızılığı izliyordu. Birkaç dakika sonra ateşler içinde kalacak bu yere göz gezdirdi.
Dudakları arasında bulunan sigaradan son bir nefes alıp, uzağa fırlattığında boynunu kıtlattı. Az ve öz bir işi vardı. Çakmağı ön cebine atıp, koltukta bulunan silahını arkasına sıkıştırıp, çantasını omzuna aldı ve etrafı gözlemledi.
Kimse yoktu, temiz görünüyordu.
Ağaçları arasına bırakmış olduğu arabadan uzaklaştı ve gerçekten kimsenin olmadığına emin olduktan sonra, paslı demirler üzerinden atlayıp bahçeye iniş yaptı. Çıplak tenine değen metal hissiyatını seviyordu.
Bu sefer yüzünü kapatmamıştı çünkü kurbanı onu tanısın istiyordu. Tanısın ve neye bulaştığının sonucunu bizzat görsün istiyordu. Miniğinin adını ağzına almaya cüret etmek ve onu öldürmek istediğini söylemenin sonuçlarını bizzat yaşatmalıydı kendisine.
Gözüne kestirdiği ikinci katın penceresine ulaştığında, açmak için zorlanmamıştı. Artık uzmanlık alanına giriyordu bu. Eh, zamanında az hırsızlık yapmamıştı sonuçta, pencere açmakta neydi?
Kendisini odanın içine sessizce bıraktığında, bulunduğu yere bakındı. Birbirinden pahalı eşyalarla döşenmiş yatak odası. Etrafta bir sürü tablo vardı.
Aklına gelen düşünce ile hafif bir tebessüm etti. Kurbanının kanı ile bulduğu bir tabloya çizim yapacak ve onu evin girişine asacaktı.
Adımları yavaşça kapıya yöneldi. Aralık kapıyı hafiften açtığı zaman, uzunca bir koridor karşıladı onu. Nerede olacağını biliyordu çünkü pencereden izlemişti onu. Geleceğini biliyor olmalıydı çünkü hiçbir önlem almamıştı.
Adeta kendisini öldürmesi için Kim Taehyung'u çağırmıştı, çağrısı da cevapsız kalmamıştı.
Kendinden emin yürüyüşü ve artık bir duygu barındırmayan gözleri, aralık kapıyı bulduğunda hafifçe ittirmişti.
Sallanan koltuğunda oturuyor, bir elinde kadeh tutarken, boynu ve omzu arasında sıkıştırdığı telefonu ile konuşuyordu. Gözleri kendisini bulduğunda, gülüşü silindi dudaklarından.
Kim Taehyung kapıyı kapatıp ardından kilitledi ve gözlerini kapatan saçları ardından baktı kurbanına. Hiçbir şey söylemedi. Neden burada olduğunu adı kadar iyi biliyordu çünkü.