ZÜMRA || texting

7.BÖLÜM

Camın tıklatılmasıyla sırıtarak ayağa kalktım. Böyle ayağıma geleceksin işte Erkam Bey.

Yüzümdeki sırıtmayı silip perdeyi açtım. Camı açmamı söylediğinde yüzüne dik dik bakarken ofladı. "Zümra aç şu camı!"

Biraz bekleyip yavaşça açtığımda sorgusuz sualsiz camı ittirdiği gibi cama çıkması bir oldu. Biraz gerileyip omzundan ittirdim. "Çüş ayı, yavaş gel!"

Giydiği crocsları camın arka tarafında çıkartıp yere attı. Daha sonra camın önünde benim olduğumu umursamadan içeri girdi. Dip dibe olduğumuzda geri çekilecekken hızla belimde tuttu. "Dur dur!"

Kalbimin atışını kulaklarımda bile hissederken istifimi bozmadım. "Ne var?"

"Barıştık mı tavuk hanım?"

"Sensin tavuk, defol evimden."

"Öfkeli tavuk dehşet saçtı." Sırıtarak belimi bırakıp uzun perdeyi ittirip odama girdi. "Çay getir hadi."

"Git kendin al." Odadan çıkıp salona gittiğimde peşimden sallana sallana gelip benden önce kanepeye kuruldu. "Çayımı getir kumandayı ver."

"Üstüme ketçap mayonez de sıkayım mı?" Dalga geçercesine sorduğum soruyla ciddi ciddi düşünerek gözlerini kıstı. "Tavukta ketçap mayonez sevmem ama senin için deneyebilirim."

"Ağam bizimle eğlenir." Sinirli gülmemle uzattığı ayaklarını ittirdim. "Kendi evin gibi kullan ya, valla."

"Her horoz kendi çöplüğünde öter, burası da benim kümesim sayılır." Hâlâ dalga geçiyor, ya sabır.

Koltuğun kenarındaki kumandayı kafasına attığımda gülerek kendini korudu. "Küs müyüz lan hâlâ?"

"Don't muhattap Erkam, sen benim seviyemde birisi değilsin."

"Ondan mı aylardır peşimdesin?" Eğlenerek sorduğu soruyla güldüm. "Sen kafanda kurmuşsun Erkam, sahi rüyalarında da görüyor musun beni ya?"

"Çoook," dedi dalga geçer ses tonuyla. "Ne demezsin, aklımdan çıktığın yok."

"Biliyorum tatlım, bilmediğim bir şey söyle." Diğer koltuğa oturdum. "Kalk çay getir."

İkiletmeden ayağa kalkıp mutfağa gittiğinde televizyonu açtım. Az sonra elinde iki bardak çay ile gelip birisini ban uzattı. "Şekerini de attım."

Çayımı alıp karıştırırken gözlerine baktım. "Çalış," Çayımı höpürdeterek içtim. "Köle."

"Bu hallerine deli oluyorum ama bu hallerinsiz de olmuyor." Şımarıkça gülümsediğimde "Pişt," dedi. "Barıştık değil mi?"