2.Bölüm: "Mesaj"

95 16 42
                                    

Medyada Onur Ege var.

İyi okumalar.:)

Sessizlik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sessizlik...

Kendimi adadığım korunaklı bir sığıntı... Kaçmak istediğim zamanlar tek saklandığım yer iken şuan kurtulmak istediğim sadakatsiz bir bilinmezlikti...

Gelen son aramayı da reddedip telefonumu açmamak üzere kapattım. Kimseyle ne görüşecek ne de konuşacak halim vardı. O kadar yoğun duygular içindeydim ki, dudaklarımı oynatabilmem için önce iç sesimi susturmalıydım.

Deniz her ne kadar dinlendirici, huzur veren sesini kulaklarıma ulaştırsa da bedenim dış dünyayla bağlantısını kesmişti. Duygularım bir kafesin içindeydi. Kendimi kapana sıkışmış gibi hissediyordum.

Hastaneden çıkalı üç saat olmuştu. Nereye gideceğimi bilmediğim gibi neden burada olduğumu da bilmiyordum. Sadece ayaklarımın beni getirdiği yerdeydim. Kaldırımın ucunda oturmuş karşımdaki denizi izliyordum.

Muhtemelen Selay onunla buluşmaya gitmediğim için endişelenmiş ve abime haber vermişti. Aramız bozuk olduğu halde araması beni şaşırtsa da üstünde durmamıştım. Derin bir nefes alıp ellerimi yanaklarıma götürdüm ve gözyaşlarımı sildim. Annem geldi aklıma, abim bir şey belli etmemişse hiçbir şeyden haberi yoktu.

İyi olduğumu sanıyordu, değildim.

Pes etmemi istemiyordu, etmiştim.

Karmaşık duygularım hareketlerimi kısıtlıyordu. Hayattan soyutlanıyordum. "Sen hala buraya geliyor musun?" Birden gelen meraklı ses tanıdıktı. Başımı ona çevirip baktığımda Merih'i gördüm, eğilip yanıma oturmuştu.

"Senin ne işin var burada?" derken sesim boğuk çıkmıştı. Gözlerine ona bir yabancıymış gibi baktım.

"Sana ulaşmama izin vermiyorsun. Neyse ki, bugün şansım varmış ki karşıma çıktın." dedi gülümseyerek. Hâla ona dönebileceğime inanıyordu. Ayağa kalktığımda o da benimle kalkıp kolumdan tuttu.

"Beni dinler misin artık?" dedi bıkkın sesiyle Merih.

Sakince nefesimi dışarıya verdim ve sol elimle kolumu tutan elini tutup uzaklaştırdım.

"Neyi dinleyeceğim, beni nasıl aldattığını mı?"

Gözlerinin içindeki umut parçacıkları birer birer dağılırken kollarımı göğsümde bağlayıp vücudumun yükünü sağ ayağıma verdim.

"Ben seni o gün, o kızla gördüğümde bitmişti. İster sarhoştum farkında değildim de ister hata yaptım özür dilerim de. Benim için bittin." Sesim ruhsuz birisi gibi çıkmıştı.

"Yemin ederim ki hayatımın en büyük hatasıydı." dedi sessizce Merih, gözleri kızarmıştı.

"Sende benim en büyük hayal kırıklığım." dedim acı bir gülümsemeyle gözlerinin içine bakarken. Ne kadar gülsem de bir o kadar içimi sızlatıyordu. Aldatmanın bir bahanesi olamazdı.

PORTAKAL SUYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin