Merhaba :D
Geç olsun güç olmasın arkadaşlar 3-5 ay olmuş olabilir bölüm atmayalı. Bir şey olmaz:*
İyi olumalar diliyor, oylarınızı ve yorumlarınızı bildirim olarak alabilmeyi temenni ediyorum.
Hurra okumayaa!
6. Bölüm: His
''Gözleri dilimden düşmeyen bir şarkı olsaydı, sürekli onu söylerdim.''Cebimden telefonumu çıkarıp mesaj gelmiş mi diye kontrol ettim istemeden. Beni oraya abimin bırakacak olması beni biraz germişti. Onur'u görmesini istemiyordum. Olay çıkaracağından değil, sadece soracağı sorulardan kaçmak için.
Abim Atalay'a bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini duyamıyordum. Radyoda çalan şarkı ve abimin yeterince yüksek sesle konuşmaması arka koltukta oturan bana sesini ulaştıramıyordu. Belki de ben içimdeki stres tohumlarından onları duyacak halde değildim, bilmiyorum. Camı biraz aralayıp rüzgarın yüzümü yalamasına izin verdim. Midem çalkalanıyordu. Bu his inanılmaz rahatsız hissetmeme neden oluyordu. Abimin beni Onur ile buluşacağımız yere bırakacak olması mıydı yaşadığım stresin nedeni, yoksa Onur ile tekrar buluşacak olmam mı? Sanırım ikisi de.
Hala mesaj yoktu. Gözlerim iki parmağımın etrafında döndürdüğüm telefonumdaydı. Acaba henüz gitmemiş miydi?
"Hazal?" Abim başını geriye çevirip bana doğru bakıyordu. Kaşları çatık gibiydi. "İyisin, değil mi?"
Gülümsedim ve başımı salladım. "İyiyim."
Gözlerime birkaç saniye baktıktan sonra gözlerini yola çevirdi. Endişeliydi her zamanki gibi. Ama bugün endişesinin biraz olsun azalacağı gündü. Dikiz aynasındaki gözleri ara sıra bana uğruyor, nasıl olduğuma bakıyordu. İçimdeki stres taneciklerinden bir tanesini bile sezse direksiyonu direkt hastahane yoluna çevirirdi. Kafeye varmamıza az bir süre kalmıştı, iki sokak sonra onlardan ayrılacaktım.
Atalay hemen önümdeki koltukta oturuyordu, abim ise sol çaprazımda. Atalay başını sola doğru döndürüp arkaya bakmaya çalışsa da sadece göz ucuyla bana bakabilmişti.
"Seninle gelmemi ister misin?" diye sordu gayet nötr bir sesle.
"Neden isteyeyim?" diye sordum kaşlarımı çatıp, yan yan bakan yüzüne bakarak.
Muzip bir şekilde gülüp ardından ima dolu bir cümle kurdu. "Soruyu şöyle değiştireyim o zaman... Benimle gezmek ister misin?"
Ve cümlesinin bittiği an abimin kemikli eli Atalay'ın karnına bir şimşek hızıyla çarptı. "Kardeşime mi sulanıyorsun Atalay?"
Atalay acı içinde inlerken küçük bir kahkaha attım. Öne doğru eğilmiş eliyle karnını tutuyordu. "Ortamı yumuşatmak için yaptım!" diye konuştu boğuk çıkan sesiyle, acı çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL SUYU
Genç Kurgu"İddiayı kaybettin." dedi sakince, "Şimdi sana bir soru soracağım. Ve sen dürüstçe cevaplayacaksın." Gözleri gözlerime bakıyor ve bir yanıt arıyor gibiydi. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. Bana bu kadar ilgili davranması bile garipken, bend...