X/

28 4 0
                                    

Toromana bir de tezgaha baktım toromana elimi boynuma götürüp onu kedi tava yapacağımı belirten bir işaret yaptım toroman sanki nispet yaparcasına patisini yalıyordu bu savaş sebebiydi toroman kaşınıyordu tam ona doğru hareket edecekken karanfil teyzeyi gördüm karanfil teyze kısa boylu al yanaklı tombik bir teyzeydi ona bakmak onunla sohbet etmek terapi gibiydi yine ona bakarken pamuk gibi olmuştum gülümseyerek ona doğru

+ah benim can teyzem şu kediyi kaç keredir sana getirme diyorum

-napayım Osman benim ne çocuğum var ne kocam benim varım yoğum toroman kızma abisi bidaha yapmaz

+karanfil teyzeye kızamıyordum kadının yaşlı olamasına karşın gözleri dipdiriydi yine kızamamıştım neyse sağlık olsun dedim geçtim
Tekrar karanfil teyzeye döndüm eee bugün hangi kitaba geldin dedim bana dönüp

+mahallede bu sıra dedikodu yok dedikodusu olan bir kitap ver bende okurken içimden bir cennet mahallesi pembe çıkmıştı ona "felatun ve rakım efendiyi verdim" kitabı damgalayıp ona verirken

+3 gün sonra gel al dizlerim ağrıyo Osman dedi

ona şöyle bir sinsice baktım
 
+getiririm getirmesine ama çıkarım ne benim bundan

-bana tek kaşını kaldırarak uyarıcı bir ses tonuyla osseeee bak benim diyarbakırlı damarıma basma enseme vurarak tamam sen gel ben seni aç yollamam dedi

bunları deyince gözlerim parladı karanfil ablanın yemekleri bir mahallenin dilindeydi benimse hayallerimi süslüyordu bemencicik
Tamam canım benim sen bana yemek yap ben sana manita bile yaparım bunu söylememle kolumdan tuutuğu gibi etimi iki parmağının arasında büktü bükmesiyle
Ufak bir irkilip kaçmaya çalıştım kaçmamla eşşeoğlu diyip yanağımı sıkıp dükkandan çıktı
Arkasından gülümserken bizim grup kitap seçmişler üstüne üstlük yanındaki manda görünümlü at kafalılar kıza taşıtıyorlardı bunu görmemle kıza istersen yardımcı olayım diye seslendim kız kitapların yanından bana bakarak

+yok yok gerek yok ben taşırım  dedi

kitapları kasadan geçirip ona doğru uzattım yanındaki iki atta bana kolay gelsin diyerek çıkmak için kapıya doğru yöneldiler kız giderken tezgahtaki bereyi farkettim kızın elinde görmüştüm zaten kapının önünde olduklarını düşündüğüm için hey bakarmısın diye seslendim üçüde bana döndü kıza doğru yürüyerek bereni unutmuşsun dedim

+ah benim aptal kafam unutmuşum dedi

Ellerine birde bana baktı ben hızla onun önüne atılarak bereyi başına geçirdim kıpkırmızı kesilmişti şaşkın
Utanmıştı yanındaki atlarda şok olmuşlar

+bize söyleseydin diyerek biri çıkış yaptı

Daha elindekileri almamışsınız oğlum neyin tribi bu diye içimden geçirdim ama dışımdan

-bende işim gücüm var kardeşim hadi iyi günler diyerek

başıma bela almadan uzaklaştım
Ama içimde bir kıpır kıpır olmuştu ellerimi yüzüme alarak kokladım kokusunu merak etmiştim kokusu çiçeksiydi hoş kokuyordu dükkana geri girdiğimde tezgah gözüme takıldı tam silmeyi düşünecekken tezgahta toromanın patilerinin hoş durduğunu farkettim bende silmedim bazen bazı durumlara izin vermek gerekiyor diye düşündüm bu da sanatçımız toromanın imzasıydı işte

                       ~HİSSİYAT~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin