Gördüklerimiz tenimizde soğuk su etkisi yaratmıştı abime dönüp koluna sarılıp
+salçadır demi abi annem bizi kandırıyor yine
Abim susmuş ve kenetlenmiş bir halde bakıyordu yerde yatan annem ve babama
abim birden hızlıca yürüyüp odasına kapanmış kapısını kilitlemişti
ben ise yerde yan yana düşmüş annem ve babamın arasına yatıp kalkmaları için vaatte bulunuyordum gecenin sonunda uyuya kalmıştım gözlerimi açtığımda annem ve babamın kanı üzerimi örtüyordu uyandıktan 5 dakika sonra baş ucumda polisleri ve abimi görmüştüm annemin kucağından beni çığlıklarla almaya çalışıyorlardı ben ise ölmüş annemin bluzunu yırtarcasına yakasına yapışmıştım annemin öldüğünü hala anlamazken kapıdaki yeşil ve Arapça yazılı arabayı görmemle anlamıştım çünkü bu arabanın ne taşıdığını biliyordum zaten arabayı gördüğümde çığlık koparmış kendimi yerlere atıp ayaklarımla taşları döverek ağlamıştım o kadar küçük olmama rağmen unutmamıştım hafızam bu anı unutturmuyordu...Okuduklarım kavramamla gözlerimden yaşlar birbirini takip ediyordu ah benim güzel annem diye iç çekiyordum ağlamam bittiğinde çok kötü olmuştum bu duyduklarımla annemin her gece beni öpüp koklayıp vedalaşır gibi ayrılmasını şimdi daha iyi anlıyordum yatağıma uzanmış günlüğü göğsüme bastırırken hala iç çekiyordum devamını okumaya gönlüm el vermiyordu ne kadarda merak etsem elim kavuşmuyordu işte bu öğrendiklerim beni sarsmaya yetmişken daha öğrenecek çok şeyimin olduğunu bilmek uykularımı kaçırıyordu biraz uyukladığım sırada aşağıdan tartışma sesleri geldi tartışma o kadar şiddetli olmalı ki beni uyandırmıştı ve tartışmanın sonu kapı çarpma sesiyle kesilmişti açıkçası duymazlıktan gelmiştim
şuan biraz bencil olabilirdim biraz sonra kapım hafif tıkırdandı şuan gerçekten kimseyle uğraşamazdım kapım çalınmaya devam edince sinirli sinirli günlüğü yorganımın altına sıkıştırıp kalktım yataktan ve kapıya doğru ilerledim kapıyı açınca meltemi gördüm benim gibi gözleri kızarmış ve dolu doluydu bana masum masum bakıp
+ acıktım yemek yaparmısın?
bana dediŞuan şu halime rağmen o kadar masumdu ki kıyamamıştım şu görüntüsüne onu görünce annemin yaşadıkları aklıma gelmişti onu kolundan tuttum ve odanın içine aldım bana biraz şaşkın biraz üzgün bakarken sımsıkı sarıldım ona ve
Başımın altından seslendim+ ihtiyacın olan o değil...
Artık ikimizde hıçkıra hıçkıra ben ona nazaran biraz daha sessiz ağlıyordum
Ağlamalarının arasından bir de derdini anlatmaya çalışıyordu kekeliye kekeliye+çoook seviyorum Osman babamı çok tek varlığım olduğu için ama sevmiyor beni beni üzen hareketleri değil bunu açıkça yüzüme söylüyor
Söyledikleriyle ikimizde yere çökmüş daha bir ağlıyorduk en sonunda o kucağımda ben bir duvarın altında uyuya kalmıştı kucağımda onu zar zor kucaklayıp odasına taşıdım üzerini örttüm küçücük elleri vardı ve gözümde de elleri kadar küçük bir çocuktu hafiften ellerini öptüm
+ah benim küçüğümün sırtımı kambur
bunca yük niye sana
Bunca yük niye bana....Yavaşça ayrılırken başından o hala düzenli nefes alış verişleri arasında iç çekiyordu ben ise sanki birden evlat sahibi olmuş gibiydim öyle bir yakınlıktı bizimkisi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~HİSSİYAT~
Teen FictionBeşikten mezara kısa yollar var Işık hızında organizasyonlar🌙