Ağlamayışımıza Ağladık

270 33 3
                                    

Hikaye hiç okunmuyor ve bu yazan herkesin bileceği gibi berbat bir sorun.Lütfen herhangi bir yorum yapın at çöpe gitsin çok kötü hikayen vb olabilir .

°°°°
 

  Annemi o halde görmüş olmak ölüm gibiydi.Yaşıyorsun ama sanki her şeyinle yok olmuşsun gibi.Bunu bir kez daha yaşamıştım o gün.Abim öldüğü gün.Aradan iki yıl geçti ama biz hala ilk günkü gibi taşıyoruz o acıyı derinlerimizde.Annemin bana bakarken gözlerinin içi gülmüyor artık.Babamsa içten ''Hayatım!'' diye sevemiyor artık annemi.Gizlenmiş,öldürülmeye çalışılmış,hiç varolmamış gibi yapılan bir keder var hepimizin üzerinde.Deli gibi canımız yanıyor fakat hiçbirimiz canım yanıyor diye ağlayamıyoruz.Bu büyük bir kayıp, insan ağlaması gereken zamanda ağlamalı.Ağlamayınca işler bugünkü gibi sarpasarıveriyor aniden.

   Annemi görünce yanına nasıl koştuğumu,babamı arayıp nasıl hastaneye geldiğimize dair hayal meyal şeyler hatırlıyorum.Korktum,delicesine korktum.Onu kaybettikten sonra anneme de dayanamazdım.''Yeterince yalnızım zaten sensiz abi!'' diye sayıkladığımı hatırlıyorum.Çok yalnızım.Zeynep,Elif,Özlem biliyorum sen misin yalnız düşüncesi oluşuyor ama bir insanın yalnızlığını kalabalıklar geçiremiyor ki.Keşke geçirebilseydi.Keşke binlerce insan abimin yarattığı o koca kayıptan bizi kurtarabilseydi.Keşke elimden bir şeyler gelseydi.En zoru da çaresizlik işte.En yakınların acı çekiyor ama senin elin kolun bağlı.Çığlık çığlığa kopuyor içinden bir şeyler ama sadece gülümseyip her şey yolunda diyorsun.Bu anlaşmayı yapmamış olmayı diledim hep.Ailecek onun hakkında konuşmamız gerektiğine dair karar almamış olmayı istedim son bir yıldır.İsteğimiz asla yerine gelmedi.Konuşmamak,hatırlamamak ve bu çekilmez acıyı içimizden söküp alacakmış gibi düşündük hep.

        Babam annemin odasından çıkan doktorun izniyle içeri girebileceğimizi söylediğinde yine br korku kapladı içimi.Acaba ne kadar kötüydü?Konuşabilecek kadar gücü kalmış mıydı? İki yıldır ilk kez acısını derinden yaşayabilme fırsatını elde etmişti.Acısını dökebilmenin verdiği rahatlığı mı yaşıyordu yoksa,kederi daha bir açığa mı çıkmıştı?Endişeli gözlerle bana bakan babama ''Ne oldu?''dercesine baktım.

-Yüzünü yıkamalısın.Kötü görünüyorsun.Onu daha fazla üzmek istemeyiz değil mi?

-Daha ne kadar üzülebilir ki?diyerek gözümden akan bir damlayı elimin tersiyle sildim.

Kapıyı açtı ve annemi dolu gözlerle gördüm.Ama yüzünde her zamanki keder çizgileri  yoktu.Bembeyaz çarşafların içinde ,koyu renk gözleri dolu doluydu.Bizim içeri girdiğimizi görmesiyle göz yaşlarını silmeye koyuldu.

-ANNE DUR!Silmeyelim artık onları,yeter.Ben çok yoruldum acı çekip acımı gizlemekten bu gizlilik bizi daha çok yoruyor görmüyor musunuz?Her gün ölüyoruz.Ruhumuz ölüyor her gün gıdım gıdım.Yeter artık ben onu özledim diye haykırmak istiyorum.Onu özleyince anneme babama sarılmak istiyorum.Arkadaşlarıyla konuşmak istiyorum.Ben onu unutmak istemiyorum!Unutsam bile onu hep hissedeceğim yeter artık ben bu anlaşmada daha fazla yokum. Ağladığımda acımın sizinle dinmesini istiyorum.Ben o kazadan önceki birbirine aşkla bakan ailemi özledim.Ben abimi,onun sevdiği ailemi özledim.Biliyorum o geri gelmeyecek hayat devam ediyor falan filan diyeceksiniz yine o gelmeyecek evet ama onu unutmuş gibi yaparak acımız dinmiyor artık anlasanıza!

Bunları söylememle bağırarak ağlamaya başladım.Artık acı katlanılmaz bir hal alınca bağırarak ağlar insan diye okumuştum bir yerde.Ne de doğruymuş.Artık katlanamıyordum ben de.O anda beklemediğim bir şey oldu ve babam geldi bana sarıldı o da ağlamaya başladı.Onun en son o gün abimi mezara koyarken ağladığını görmüştüm.Şimdiyse benim''Aslan Babam'' benden farksız hüngür hüngür ağlıyordu.Güçlü gördüğün insanların bir bir güçsüzleşmesi de apayrı bir acı.Hep birlikte annemin yatağına oturup birbirimizin suratına bakıp onu görerek ağladık.Ağlamayışımıza böyle güçlü bir duyguyla tek başımıza mücadele etmek zorunda oluşumuza ağladık.

°°°°

Hastaneden çıktıktan sonra anıları yad ettik durup durup.Artık özgürdük,susmak kısıtlamak yoktu cümlelerimizi.Eve geldik odasını havalandırdık,fotoğraflara baktık yavaş yavaş öğrenecektik acıyla baş etmeyi.Her şey düzelecekti bir şekilde...

2 gündür telefonuma bakmıyordum.Okula da gitmemiştim babam bir şeyler söylemişti birilerine bildiğim kadarıyla.Mobil veriyi açmamla whatsapp tan 3 konuşmadan 84 mesaj, facebooktan Derin'den 27 mesaj geldiğini gördüm.İnanmıyorum biz ne ara bu kadar samimi olmuştuk bu çocukla.Mesajlarının içeriği ''hey neredesin?,iyi misin?,bi cevap ver artık!''dı.İyiyim yazıp gönderdim.Anında görüldü çıktı.

-Kütüphaneye gidiyorum gel.

-Niye?

-Gel dedim.

-Ben de niye dedim

-Gerçekten iyi olduğunu görmeye ihtiyacım var.

-İyiyim.

-Lütfen.

-Peki.

Siyah pantolonumu,beyaz tişörtümü ve siyah hırkamı giyip çantamı aldım.

Kütüphanenin önünde bekliyordu.Endişeli gözlerle baktı ve iyi olduğuma emin olduktan sonra:

-Teşekkür ederim.

-İyimiymişim?

-Fiziksel olarak evet.

-Ruhsal olarak nasılmışım bay psikolog?

-Harap.

-O da nereden çıktı?

-Gözlerinden.Harap durumdayım.Yorgunum.Ölüyorum diye çığlık atıyorlar.

-...

-Ne çok şey anlatıyorlar,değil mi ?

Karşılık olarak tek bir damla yaş aktı gözümden.Kafamı kaldırdı ve baş parmağıyla gözümdeki yaşı sildi.Ondan sonra ilk kez biri gözümün yaşını siliyordu.Artık hıçkırarak ağlamaya başladım.Abim olsaydı eğer şimdi burada bana sarılır ve ''Hişşş,sakin ol''derdi ve sırtımı sıvazlardı.Abimin omzunda ağladığım çok olmuştur bana hiç sus ağlama dememiştir bana.O da ağlamanın rahatlatıcılığını keşfetmişti demek ki.

-Hişş iyi misin?Sakin ol.

Diyerek bir süre tepkisiz  kaldı.Ne yapacağını bilemez halde duraksadı.Ve herhalde amaaan ne olursa olsun diyerek sarıldı.Daha da şiddetlendi ağlamam.Uzun bir süre ağladım.Hıçkırmam geçtikten sonra bana ne oldu diye sormadı.Demek ki sadece 'Sırıtan Öküz'değilmiş.Anlıyormuş hislerden de.Kafamda tartıp anlatmam gerektiğini söyledim kendime ve anlattım her şeyi.Kazayı.Sessizliğimizi.Hıçkıra hıçkıra.Özlemimi anlattım ona.O da dinledi ve baktı bana.Sadece baktı.Acıyan veya dalga geçen gözlerle değil.Daha önce görmediğim bir şeyle bakıyordu o gözler.Hayranlıkla bakıyordu bana.Karşısında salya sümük ağlayan bir kıza bir insan nasıl hayranlıkla bakabilir ki?Bakıyordu işte.

-Bakma öyle.

-O güçsüz omuzlarında ne yükler taşımışsın sen.

-Sakın bana acımaya kalkma!

-Tanıdığım en güçlü kıza nasıl acıyarak bakabilirim?

-Henüz 2 haftadır tanıdığı birinin karşısında hüngür hüngür ağlayan bir kız mı güçlü(!)

-2 yıldır güçlü kalmış bir kız şimdi ağlıyor diye acınmaya layık değil.

-Teşekkür ederim.Yanımda olduğun için.

-Teşekkür ederim seni tanımama izin verdiğin için.

°°°°°

Uzun ve dramatik bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz.

BelkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin