|Meg & Dia- Monster|
Zilin çalmasıyla yerinden fırladı. Kulaklığını takıp binadan çıktı ve hızlı adımlarla bahçeyi geçti sonra ana yola çıktı.
Şu an o kadar yoğundu ki kafası , herhangi bir konuşma ya da sima kaldıramıyacaktı.
Tam köşeyi dönüp yolu bitirmişti ki bir el onu sertçe kendine çevirdi.
Kıvırcık saçları , hafif beliren sakalları, yeşil gözleriyle uzun boylu bir genç ona bakıyordu.
Sima tanıdık gelince kulaklığı çıkardı.
- Sağır mısın kızım sabahtan beri anırıyorum arkandan.
Bakışlarını devirdi ve üfledi.
- Sen ve anırmak... Pekte uzak sayılmazsınız.
- Rüveyda !
- Ne var Alper?
- Sana çıkışta konuşalım demiştim.
- Öyle mi , benden onay gelmiş miydi peki ?
- Bak yine başlama. Sadece konuşalım.
- Şimdi napıyoruz bay dahi ?
- Rüveyda !
- Anladım. Söyleyecek bir şeyin yok. Hadi hayırlı akşamlar hacı.
Arkasını döndü ama Alper gitmesine izin vermedi ve tekrar onu kendine çevirdi.
- Bana bak Küçük hanım, beni dinleyeceksin !
- Konuş. Ama geveleme !
- Ben seni seviyorum.
- Ben seni sevmiyorum.
- Seversin. Beni okulda herkes sever. Tüm kızların gözü bendeyken nasıl oluyor da sen benden nefret ediyorsun ?
- Basit . Kişilik sahibi olanların otta bokta gözü olmaz oğlum.
- Rüveyda bak beni seveceğini biliyor-
- Oldu o zaman bana müsade!
- Rüveyda !
- Çok yazdı . Hadi görüşmemek üzere ,zehir zemberek günler...
Arkasını dönüp yoluna devam etti.
Tam karşıya geçerken, otomobilin tekerlek cırıltısı ile çarpılmaktan kurtuldu.
Şoför hakaretler savururken karşıya geçti ve adama dönüp bağırmaya başladı.
- Toz ol lan !
Adam afalladı.
Kumral saçları , bal köpüğü rengi badem gözleri, pürüzsüz yüzü olan zarif görünümlü bir kız nasıl böyle kaba olabilirdi ki?
Ama çok takılmadan arabayı sürüp gitti.
Rüveyda burnundan soluyordu.
Alper yeterince sinirini bozmuştu.
Bir de haddini bilmez şoförlerle uğraşıyordu.
...
Eve gelince anahtarı deliğe sokmaya çalışırken karşı komşu kapıya çıktı.