- Vuhuvvvv! !! Neydi lan öyle. Abi çok fena şiştiler be !!!
Avcı güldü. Gamzeleri suratına yayılınca Kamyon un da keyfi yerine geldi ve tekrar kuduruk gibi kahkaha atıp devam etti.
- Hele Aydın... Hahaha!!! Sen öpücük açınca salyalarını saçmaya başladı ortalığa.
Avcı direksiyonu sağa kırdı ve gaza bastı. Kamyon esmer , uzun boylu ama iri yapılı biriydi. Arkadaşının ayarladığı adam buydu. Sevecen ve açık sözlü bir tipti Kamyon. Asıl adı Mehmet ti ama Avcı ona takma ismiyle sesleniyordu. Ne olursa olsun bu adamın kimliği bilinmemeliydi. Çünkü elinde kala kala bir adam kalmıştı. Onu da deşifre edemezdi. Düşman takım bayağa kalabalıklaşmıştı ve mürettebata ihtiyaç durabilirdi, her an.
Kamyon gülüşünü bastırırken Avcı bir sigara çıkarıp yaktı. Yine zehir gibi dumanı içine çekerken Kamyon saf saf ona baktı ve beklenmedik bir şekilde,
- Abi tiryakisi olmuşsun ha. Daha maçın ortasında içmedin mi ya hu ? !
Dedi. Avcı acı acı güldü. Sonrada dudağındaki sigarayı çıkarıp sakin sakin cevapladı.
- Bu benim ilacım Kamyon.
- Her tiryaki öyle der.
Diye kestirdi Kamyon. Avcı gözlerini bir noktaya dikti ve aklında canlanan anı hatırladı. O günü...
Bayılmış numarası yaptığı günü...
Hani Bücür ün telaş içinde, tıpkı planladığı gibi , Alper i aradığı ve yardım istediği gün...
O gün Alper in bir işler çevirdiğine kesin kanaat getirmişti.
O baygınken demek ki Avcı ' ya zehir veriyordu. Yani bu kontrol bozukluğunu tetikleyen bir zehir... Okralı ' nın ucunda olduğu bir fitildi bu. Ama asla ateşlenemeyecekti. Avuçlarını yalarlardı. Selim ona bu gibi bir durumda kullanması için panzehir hazırlamıştı. Ve o panzehir sigarasındaydı. Başka türlü panzehiri saklayamazdı. En kestirme yol buydu. Alper in zehrine gelince o zehir , kas gevşetici diye sürdüğü Zıkkımın ta kendisiydi. Okralı onu kumanda etmeye çalışıyordu. Ama kafasında yankılanan o ses yine zihnine hükmetti. Gerekirse öl ,ama sakın öldürme anneciğim. Tamam mı yavrum ?
Kuşu yaralamıştı.
Aslında derdi annesine süpriz yapmaktı. Kuşu yakalayıp ona hediye edecekti ama annesi kuşun yaralandığına üzülmüştü.
- Ama daha öldürmedim ki anne .
Diye şaşırmıştı o gün. Sonra annesi ona bunu söylemişti. Mazlumlara el kaldırma onları öldürme. Gerekirse onları korumak için öl ,ama sakın mazlum kanına girme oğlum. Sakın öldürme anneciğim. Tamam mı yavrum ?Okralı binlerce cana kıymak için kullanacaktı onu. Ama bunu sadece planlayabilirdi. Asla ama asla gerçekleştiremeyecekti.
Ölürdü ama öldüremezdi, öldürmezdi. Annesine sözü vardı. Olmasa bile asla anne ve babasıyla mutlu günler geçiren çocukların, düğününü sayıklayan genç kızların , iyi bir meslek için çabalayan Delikanlıların, askerdeki oğlunu bekleyen annelerin , ailesine ekmek götürmeye çalışan babaların canına asla kastedemezdi. Vicdanı , içindeki 8 yaşındaki o çocuk buna asla izin vermezdi. Katliam yapardı ,kendini patlatabilirdi ama Zalimin ininde. O leş kokan pis emelli ciğersiz lerin yuvalarında.
Asla ama asla mazlumun yanında değil.
Arabayı sağa çekip sahile yanaştı. Kamyon a döndü. Bir yandan da direksiyon da parmaklarıyla ritim tutuyordu.