Bir hüzünle gözlerini açıyor Mehmet sözde bugün onun doğum günü ama kimse ardında yatan nice acılı, kederli günleri bilmiyor. Bilseler hiç doğum günü çoçuğu bu halde mi olur falan diye dalga geçerler mi, geçmezler tabikide diye düşünüyor. Hazırlanıp bir hışımla evden çıkıyor mehmet ilk önce çiçekçi ye gidip babasının anlattığına göre annesinin en sevdiği çiçek olan kırmızı güllerden bir demet alıyor ve yola koyuluyor.Mezarlıktan içeriye adımını attığında gözleri doluyor hemen ayakları yavaş yavaş annesinin mezarına doğru gidiyor ama içinden bir yerlerden hep sayıyor, sövüyor kahpe hayata, kedere ne olurdu bir kerecikte olsa görseydi annesini bir kere de olsa öpüp koklasaydı onu ne olurdu yani bir kere annesi oğlum diyip bağrına bassa saçlarını okşasaydı. Hep içinde acı içinde, kederle, dertle, ızdırapla bugünlere kadar gelip büyümüştü her doğum gününde doğum günüde denmez ya ona annesinin öldüğü gün o gün bir canın alınıp bir canın üflendiği gün o gün.Oturup biraz konuşuyor annesiyle onu duyurmuş gibi babasının hastalığının iyice kötüye gitmesini anlatıyor, kırmızı gülleri sevdiğini babasının söylediğini söylüyor ve başlıyor sevdiği kızı anlatmaya anlatıyor da anlatıyor anlattıkları bitince dilinde bu sefer dualar, Yasini şerifler, kuranı Kerim ler okuyor ve bir buruk acıyla ayrılıyor mezarlıktan.Adımları buruk bir acıyla atıyor hep diline kibariyenin söylediği bir şarkı dolanıyor ve dahada hüzünleniyor.
Rastlarsan gözlerin, yaşlı yavruna
Suçuna bağışla, sarıl boynuna
Biz bize yaşarken, geldik oyuna
Eller kadir kıymet, bilmiyor annem
Senin kadar kimse, sevmiyor annemBir yar için seni terkedip gittim
Vicdanıma bir sor ne acı çektim
Kendimi ben sana emanet ettim
Eller kadir kıymet bilmiyor annem
Senin kadar kimse sevmiyor annemKendimi ben sana emanet ettim
Eller kadir kıymet bilmiyor annem
Senin kadar kimse sevmiyor annemRastlarsan gözleri, yaşlı yavruna
Suçuna bağışla, sarıl boynuna
Biz bize yaşarken geldik oyuna
Eller kadir kıymet, bilmiyor anne
Senin kadar kimse, sevmiyor anneBiz bize yaşarken geldik oyuna
Eller kadir kıymet, bilmiyor anne
Senin kadar kimse, sevmiyor anneNe sevgiler geldi geçti kalbimden
Kimse anlamıyor garip halimden
Senin hasretini duydum…
Sevdiği kızın yanına geliyor Mehmet önce Bi parkta oturuyorlar konuşuyorlar.Hediye almış Mehmet'e büyük bir heyecanla açıyor saat almış sevdiği kız koluna takarken senin yanında zaman hiç geçmesin mehmetim diyor. Sonra kafenin birini gidip oturuyorlar ayrılık vakti yaklaştıkça buruk bir acı kaplıyor ikisininde yüreğini önce minibüse bırakıyor Ayşe yi sonra 3ve koyuluyor Mehmet. Eve geliyor babasına sesleniyor ses gelmiyor birdaha birdaha sesleniyor ses gelmiyor. Bir hışımla babasının kaldığı oda ya koşuyor. Babası cansız bir şekilde yatıyor yatakta yaklaşıyor ilk başta nefes almadığını farkediyor sonra nabzına bakmak için kolunu tutuyor babasının nabızı yok babasının kolları buz gibi çok saat olmuş babası öleleli. Ah kahpe hayat keşke hiç olmasaydı bu gün keşke hiç doğmasaydım diye başlıyor bağırmaya ağlıyor hıçkıra hıçkıra kahpe hayat çok zalim davranıyor Mehmet'e önce doğarken annesini alıyor ondan sonra doğum gününden tekrar babasını alıyor birdaha bu günü hiç unutabilir mi Mehmet o gün 1 can veriyor Mehmet doğuyor ama 2 can alınıyor nasıl bir hayat nasıl bir adalet nasıl bir acıdır bu rabbim nasıl dayanır bu çoçuk bunca derte acıya kedere!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir genç kızın yaşadıkları
ChickLitGenç yaşta tecavüze uğramış ve ondan sonra hayatının en kötü günlerini yaşayan bir genç kızın yaşadıkları olayları siz okuyucularımıza paylaşmak istedik