Bölümcük 32

268 14 0
                                    

Sabah erkenden uyandım.Ben uyandığımda Yalın öküz gibi uyuyordu.Bugün Yalın'ın işe gitmeyeceği aklıma gelince kahvaltı hazırlamak için aşağıya indim.Annem ve babam akşam bize kalmaya gelmemişlerdi.Enes evine gitmeye üşendiği için Tayfun amca ile birlikte eve dönmüştü.Artık daha sonra ne yaptıkları hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Önce masayı temiz bir bezle sildikten sonra kahvaltılıkları yerleştirdim.Bir kaç tane eksik kahvaltılığı da koyduktan sonra ısıtıcıya su koyarak ısınmasını bekledim.Çayı demleyip krep hazırladım.Son krepi pişirirken belime sarılan kollarla irkildim.

-Şş benim sevgilim.

-Yalın korkuttun beni.

-İsteyerek yapmadım.Ne yapıyorsun?

-Kahvaltı hazırlıyorum.

-Peki bunu neye borçluyuz?

-İçimden geldi.Biricik sevgilime kahvaltı hazırlamak istedim.

Yalın beni birazcık daha sıkı sarınca erkekliğini hissetmiştim.Aklıma düşen kabus gibi görüntülerle kendimi Yalın'ın kollarından kurtararak merdivenlerden koşarak çıktım.Yalın'ın arkamdan seslenmeleri uğultuya dönüşmüştü.Odanın kapısını açıp banyoya girdim.Kapıyı kilitleyip yere çöktüm.Dizlerimi kendime çekerek kollarımı etrafına sardım.Yavaş yavaş sallanıyordum.

-Hayır istemiyorum!Hayır!Bırak baba!!Bırak beni!Yardım edin lütfen anne baba!Uzak dur benden!

-Hayır sen bana dokunamazsın!Bırak dedim sana!Anne bu adam bana dokunuyor!Anne!

YALIN'DAN

-Adel! Adel aç şu kapıyı! Kendinde değilsin aç şu siktiğimin kapısını!

Çıkması lazımdı.Kriz geçirmemeli.Ah düşüncesiz beynimi kuşlar siksin!Ne diye yanlış hareket ederim ki.İstemeden de olsa böyle bir şeyin olmaması gerekiyordu.

Seslere uyanmış olan babam ve Enes ne olduğunu soruyordu.

-Kriz geçiriyor!

-Ne?Nasıl?

-Sonra baba sonra!

-Adel sevgilim aç şu kapıyı yoksa kıracağım!

Adel sayıklamaya devam ediyordu.Hatta daha da şiddetlenmişti.

-Git!İstemiyorum!Anne baba!Senin yüzünden hepsi senin yüzünden!Hayatım mahvoldu!

-Kapıyı kıracağım.

-Saçmalama ya kapının arkasındaysa?

-Umrumda değil kendine zarar vermesinden iyidir!

-Dikkat et oğlum.

Kapıya bir kaç kere omuz attıktan sonra sonunda kilidi kırılmıştı.Adel dizlerini kendine çekmiş sayıklıyordu.

-Lütfen..

-Enes şu dolaptan iğneyi ver çabuk.

Adel'i kollarımın arasına alarak sıkıca tuttum.Debeleniyordu ve böyle iğneyi yapmam mümkün değildi.

-Enes ben tutuyorum.Sende boynuna iğneyi yap.Baba ayaklarını tut hareketini en aza indirmeliyiz.

Babam Adel'in ayaklarını tutarken bende kollarını tek elimle tutup boynunu sabitledim.Enes hızlıca iğneyi yapıp bırakmıştı.Babam Adel sakinleşince ayaklarını bırakıp sigara içmeye gideceğini söyleyip odadan çıkmıştı.Enes'te hiç bir şey söylemeden odadan çıkıp bizi yalnız bırakmıştı.Yavaş yavaş kendine gelen Adel sessizce duvara bakıyordu.Hala yerde oturuyorduk.Hala kollarımın arasındaydı ve hala sessizdik.Sessizliği ilk bozan ben oldum.

ADELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin