Gölete doğru yürürken gerginliğim ve stresim adeta bir kedi gibi ayaklarıma dolanıyordu. Geri dönmeyi defalarca aklımdan geçirmiş olsam da bir adımımı diğerinin ardına atmaya devam ediyordum. Kendime sürekli aynı şeyi söylüyordum: Kendini göstermek için çok erken. Ancak artık kendimi tutamıyordum. Aralık ayının soğuk havasında beni gölete götüren bu patika yolda benden sadece birkaç dakika önce Ruel'in yürümüş olma ihtimali beni çılgına çevirmeye yetiyordu.
Derin nefesler aldım. Göleti görüyordum işte. Masmavi bir şekilde oradaydı, çürük bir sandalın bağlı olduğu iskelenin hemen ardında.
Adımlarım kendiliğinden sıklaşmaya başladığında gözlerini kıstım ve Ruel'i görmek için etrafa bakındım. Ondan hiç iz yoktu. Erken gelmiştim.
Onu beklemeye karar verdim. Oturduğum iskelenin üstünde ilk birkaç dakika çok üşüdüm. Ancak sonra kendimle inatlaşmaya başladım, o bu soğukta yüzebildiyse ben de üşümeden rahatça onu bekleyebilirdim.
Ona ne diyeceğimi aklımdan bir kez daha geçirdim. 'Hey Ruel, benim Mia olmamı beklemediğini biliyorum. Başta kandırılmış hissedebilirsin ama üstüne biraz düşünürsen seni kandırmak adına hiçbir şey yapmadığımı göreceksin. Senden gerçekten hoşlanıyorum. Onuncu sınıfta bu liseye geldiğimde seninle iyiydik, buradaki birkaç arkadaşımdan biriydin. Sonra içkiyi fazla kaçırdığım bir gece Matt ile yattım. Hayatımda yaptığım birçok hata var ama en büyüğü buydu. Ertesi sabah Matt'i yanımda bulamadım ama pazartesi günü herkesin mesaj kutusunda bana ait bir fotoğraf vardı. Utanmış ve kırılmıştım, Matt'e hesap sormaya gittiğimde ise sen karşıma çıktın. Matt'i bana karşı savundun ve eğer Matt'in peşini bırakmazsam bu fotoğraflardan daha 'açık' fotoğraflarımı insanlara göndermek ile beni tehdit ettin. Lise hayatım bitmişti, en yakın arkadaşım dahil bütün arkadaşlarımı kaybetmiştim. Bu olaydan birkaç ay sonra bana yapmış olduğun her şeye karşı senden hoşlandığımı fark ettim. O zamandan beri de senden hoşlanıyorum. Şimdi hazır buradan gidiyorken seninle konuşmak istedim.'
Anlatacak ne çok şey vardı ha? Ruel eğer beni gördüğü an arkasını dönüp gitmezse beni dinlerdi.
İskelede ayaklarımı sallandırarak Ruel'in beni gördüğü an dönüp gitmemesi için Tanrı'ya yalvardım.
Ancak Tanrı uzun zaman sonra benim tarafımdan rahatsız edilmekten pek hoşnut olmamalıydı ki o gün Ruel'in gelmesi için altı saat bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK ROSE - Ruel texting
FanfictionRuel: Mia, bana bir iyilik yapabilir misin? Mia: Tabii, söylemen yeter Ruel: ne olur benden vazgeçme 21.01.2020