{5}

179 25 28
                                    

Böh! Korktunuz değil mi? :3

Nasılsınız görüşmeyeli?

Ben ilk defa iyiyim xjddjdjdj gerçekten iyiyim. Mutluyum falan yani.

Çok konuşmaya gerek yok, sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Oy verip yorum yapan tüm okurlara teşekkürler~

Ve! Bölümün sonunda küçük bir duyurum/sürprizim var :3

***

Tanışma faslı, Leanna'nın uzun uzadıya kendini övüp öğretmenle konuşması sebebiyle, 2 ders sürmüştü.

Sıra bana geldiğinde, sakince ayağa kalktım.

"Adım Lucian Furuya. Fransız-japon meleziyim. Henüz, ailem kadar önemli, ünlü ve özel birisi değilim fakat annem ve babam gibi başarılı bir insan olmayı hedefliyorum."

"Bir akrabalığınız var mı?" Diye sordu öğretmenimiz Leanna'yı kast ederek.

"Evet. İkiz kardeşiz."

Sınıftaki herkes birden tip tip ikimize bakmaya başladılar.

Birbirimizden aşırı farklıydık, nasıl ikiz olabilirler düşünüyorlardı büyük ihtimalle.

"Görünüş olarak anne babam çok farklı insanlar. Lucian babama, bense anneme benzediğim için haliyle biz de çok farklıyız." Diye açıkladı Leanna bir anda lafa atlayarak.

Sonra öğretmen yerime oturabileceğimi söyledi. Tanışma faslı da böyle bitince, sınıfla sohbet etmeye başladı.

Ancak, dinlediğim ve konuşmaya katıldığım söylenemezdi. Çantamı biraz kurcalayıp ajandaya benzeyen, mavi renkli, çizgisiz defterimi aldım.

Bir süre içindeki notlarıma, yazdıklarıma ve çizimlerime baktım boş boş. Sonra en son sayfayı açıp yarım kalan Cerberus* resmime devam etmekte karar kıldım.

Kalem kutumu bir süre kurcalayıp, uğurlu olarak adlandırdığım kalemi aldım elime.

Resim çizmeyi fazlasıyla severdim. Dikkatimi başka bir şeyin üstünde yoğunlaştırmak, endişelerimi, dertlerimi, üzüntülerimi bir süre için unutmamı sağlardı.

Üstelik, resim çizerken sakinleştiğimi hissederdim. Günlük yaşantımda hep kontrol edilirken, o kağıttaki çizgilere, şekillere ve öyküye hakim olmak beni mutlu ederdi.

Zihnimdeki, hayal dünyamdaki o figürlerin, kağıt üzerinde de olsa somut bir halini görmek de ayrı bir duyguydu. Sanki gerçeklermiş gibi hissederdim.

"Hey! Ne çiziyorsun?"

Aniden yöneltilen soru ile yerimden sıçradım.

Luka, yeşil gözlerindeki merak parıltısı ile, gülümseyerek bana bakıyordu.

"Hiç." dedim tedirgin olarak.
"Öylesine, karalama."

Bir kaç saat önce hissettiğim o heyecan yeniden başlamıştı.

Sınıfın içi sıcak değildi. Ancak ben terliyordum.

"Bakabilir miyim?"

En çok korktuğum şeylerden birisi, insanların teklifleriydi. Özellikle kibarca yapılan teklifler.

Çünkü istesem de istemesem de, hayır diyemezdim. Evet bu yanlıştı ama insanlara hayır demekten korkardım.

"Şey... t-tabii."

Little Lover~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin