Medya: Yukiteru Akari (ve biricik kız kardeşimin editi :3)
***
"Lütfen oturun."
Kaede-sensei oturun komutunu verdikten bir kaç dakika sonra, sınıfın tamamen sessizliği korumasını bekledi.
Bu yıl, diğer yıllardan çok daha farklı olacaktı. Bunun bir çoğumuz farkındaydık.
Önce Kaede-sensei tarafından verilen bu garip ödev, sonrasında okul içerisinde bulunan bir kaç eşya...
Gruplar oluşup ödeve başlanılan günün üzerinden tam olarak 3 hafta geçti.
Bu 3 haftanın özetini geçmem gerekirse; Michi, Dubois, Reinhardt, Tori ve Ben düzenli olarak haftanın 3 günü okul çıkışında kütüphaneye giderek, bir de cumartesi günleri sırayla birimizin evinde buluşarak ödevi yapmayı düşündük.
Ancak şöyle ki, cuma günü kütüphanede buluşmuştuk, önceki gün konuşabileceğimiz her şeyi konuştuğumuzu fark ettik.
Yeni bir şeylere ihtiyacımız vardı, çünkü yarım bırakılmış bir defter bizi sonuca ulaştıramazdı.
Deftere yazılan tek not ise Sirius'un bir kadın olduğuna emin olduğumuzdu.
Cuma günü, kütüphanede kaldığımız 2. Gün, Tori, "Kaede-sensei belki bulmamız için okulun içine bişiyler saklamıştır? Hani şu dedektif şeyleri oluyor ya, onlar gibi ipucu bulmamız gerekiyordur?"
"İlk defa mantıklı konuştuğuna şahit oldum,"
Reinhardt bunun üstüne cevabı yapıştırınca, Michi de başını salladı.
"Küçük de olsa bir beynin varmış, buna sevindim Tori-chan."
Dubois sadece gülmekle yetinmiş, bense Tori'nin sözünü devam ettirebileceğini düşünerek susmuştum. Ama öyle olmadı.
Müdürden sadece kütüphaneyi kullanmak için izin istediğimizden, okulun içinde ne aradığımızı bile bilmeden arama yapmak Michi'ye biraz disiplinlik gibi gelince, bunu pazartesi günü izin alarak yapmayı planladık ve cumartesi günü Michi'nin evinde olacak olan buluşmayı da iptal ettik.
Müdürden izin istemekse... evet bu biraz zordu.
Diğer öğretmenlerimizin, yani en azından bir çoğunun aksine müdür fazlasıyla katı birisiydi.
Dubois "En kötü ne olabilir?" Diyerek sormayı teklif etmişti, Michi ise başını iki yana sallayarak "onu sinirlendirirsek kütüphane iznimizi de kaybedebiliriz." diye eklemişti. Haksız da sayılmazdı.
"O zaman izinsiz ararız biz de."
Reinhardt omuz silkerek konuşunca, Dubois hafifçe sırıtmış, Michi ise kaşlarını çatmıştı.
"Bu sefer de yakalanır ve disiplinlik oluruz."
Ben derin bir iç çekmiş, Tori ise oflamıştı.
"Ona olmaz buna olmaz. Napalım o zaman Michi?!"
Biz çözüm bulana kadar bu fikri askıya almıştık ki, sonraki pazartesi günü garip bir gelişme yaşandı.
Sabah ilk iki dersimiz kimya olmasına rağmen öğretmenimiz bir sebepten ötürü dersimize girememiş, hem sınıf öğretmenimiz hem de nöbetçi öğretmen olarak Kaede-sensei gelmişti.
Bu ödevler hakkında konuşabilmek için de güzel bir zamandı.
Müdürden izin almasını Kaede-senseiden isteyebileceğimizi söyleyen Michi'nin üstüne, Reinhardt kendince bir kaç prova yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Lover~
RandomKim bilebilirdi ki 5 ortaokul öğrencisinin öğretmenleri tarafından tasarlanan bir oyunu oynarken aslında geçmişin tüm acılarını ve sırlarını ortaya dökeceğini?