Neyse

20 1 0
                                    


Neden yaşadığımın neden öleceğim konusu kadar önemi yok. Aslında neden öleceğim de pek önem arz etmiyor. Unutulduğumuzda boşa yaşamış olacağız. Bundandır ki tüm endişe, korku, telaş ve çabalarımız boşa atılmış mermi benzetmesinden ileri gitmiyor. Sadece ölüm anında değerli ve değersiz olan şeyleri ayırt edebileceğiz. X sene sonra ölürken bugünü hatırladığımızda en uç noktada sinirlendiğimiz şeylerin aslında birer hiç olduklarını, hayatımızdan vaz geçecek kadar sevdiğimiz kişilere olan hislerimizin ölüm anında, çoktan ölmüş birine suni tenefüs yapmak kadar gereksiz olduğunu, ölüm korkusuyla tamamen açılmış bilincimize pişmanlık çöktüğünde algılayabileceğiz.

    En büyük sayıların bile tek bir eksiyle çarpımı negatiftir. Yani eninde sonunda yok olacaksak -ki olacağız- şuan hayatımızda ki pozitif algı ve olguların hiçbir önemi yok demektir. Bunu sık sık dile getirmemden bıktınız biliyorum. Benim de sizin yersiz sinirlenmeleriniz, alınmalarınız ve aşırı tepkilerinizden bıktığım gibi.

    Sadece sade bir hayat istiyorum. İçinde sonradan hatırladığımda "o an ki hislerim onu gerektiriyordu ben de yaptım" deyip kendime sinirlenmeyeceğim, sorumluluklarımın dışında hiçbir zorunluluğumun olmadığı, şaşkınlık duygusundan uzak tekdüze bir hayat. Biliyorum hislerden uzak bir yaşam tat vermeyecektir ama yalnız olduğum sürede hislerim hep acı tat verdi. Kendimi yalnızlıktan soyutlayamayacağıma göre kalan hayatımda acı çekmektense hissiz yaşamayı kendime merhamet sayabilirim.

"İnsanlar seni yalnız bırakmadı, sen kendini yalnız bıraktın" demişti biri. Ben kendimi yalnız bıraktım. İsteyerek mi? Bu sorudan 3 ciltlik bir eser ortaya koyabilirim ama yine de sonuca varabileceğimi sanmıyorum. Kendimi yalnız bırakmamın kendime sunduğum nedenleri bir sarhoşun hem hüzün hem de  mutlulukla sarmaş dolaş olduğu gibi çelişkilerle dolu. Nedenleri bilmiyordum ve kendimi kandırmaya ihtiyacım olduğundan küçük, tatlı ve kendimce haklı bahaneler ürettim belki. Belki nedenleri biliyorumdur da kendime söylemeye cesaret edemiyorumdur kendime kızmamak için. Belki de hiçbir nedeni yoktur. Kader. Öyle olması gerekiyormuş, oldu.
    Kendimle çelişmediğim günlere uzanmak istiyorum. Birkaç dakika önceki benle kavga etmekten bıktım. Tam burda diyorum ki istek ve ihtiyaçlarıma değil de; keşke her konuda zorunluluklarım olsaydı, sadece o zorunluluklara göre hareket etmek zorunda kalıp en azından kendimle çelişmeseydim.

SustuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin