Birine karşı bir şeyler hissetmeye o kadar muhtaç hissediyorum ki kendimi... Aşamıyorum bu durumu. Çocukken hep sevilmek isterdim. Birinin beni sevmesi benim de kendime değer vermemi sağlayacakmış gibi gelirdi hep bana. Beni hep sevmesini en çok istediğim kişiler sevmedi. Anlamsızca defalarca imkansızın peşinden koşup durdum. Başkası yaptığında suçladığım şeyi yapıp sevgiyi hep dışarda aradım. Sanırım bu insanoğlunun olumlu yönde eviremeyeceği en berbat eğilimi.
Artık sevilmek istediğim konusunda o kadar da istekli değilim. Sevmek sevilmekten daha kutsal ve insanca geliyor bana. Hiçbir karşılığı olmadığını bilmene ramen birisi için bir şeyler yapmak, birini düşünmek, düşlemek, iyi olmasını ummak, iyi olması için gerekirse ondan vazgeçmeye hazır olmak, gerektiğinde gönlünüzden gerektiğinde de ömrünüzden fedakarlık yapmak sevildiğini sanmaktan daha kıymetli.Her olgunun ve varlığın kendine has kurallarla sistemleşmiş bir öğretisi/öğretileri vardır. Dinin öğretisi kutsal kitabıdır mesela. Yasaların ki kanunlar. İdare birimlerinin ki yönetmelikler vs... Aşk için herkesin öğretisi kendine hastır. Kimisi gururunu ön planda tutar. Ona esir olup onu koruyarak aşk yaşayabilceğini sanır. Kimisinin ki faydadır. Fayda sağlayabildiği ölçüde sever. Benim hislerime öğreti edindiğim şeyse şairler ve şiirleri.
Can Yücel'in
"Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün."dizeleri ve
"Gurur kaybedenlerin ve acizlerin maskesiymiş
Sevgi dolu kalplerde gurur olmazmış"dizeleri benim sevgi anlayışımla bire bir örtüşmekte. En azından şimdilik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sustuklarım
Misteri / ThrillerKoca bir yanılgıdan ibaret tüm yaşanılanlar. Bir an sonra artık olmıycaz. Tüm isteklerimiz, hırslarımız, pişmanlıklarımız da bizimle beraber olmamış olacak. Bir zaman sonra, bir zamanlar olmuş olmamızın aslında hiçbir önemi olmadığını bize, bizi hat...