(8 ay önce)
Gözlerimi üzerime atılan bir şey ile açtım. Kafamı çevirince bana pis pis sırıtan ev arkadaşım Can ile karşılaştım. Öfkeyle üzerime attığı yastığı ona fırlattım ve tekrar arkamı dönüp uyumaya devam ettim. Bir kez daha yastığı fırlattı fakat bu sefer hiç ses çıkarmadım. Bir kez daha, bir kez daha… En sonunda uyanmayacağımı anlamış olmalı dedim ve rahatladım. Rahatlamamla yataktan fırlamam bir olmuştu. Canım ev arkadaşım üzerime suyu boşaltmıştı. Kendimi kış uykusu bölünmüş kızgın bir ayı gibi hissediyordum. Can koşmaya başlayınca yataktan fırladım ve bende onun peşinden koşmaya başladım.
Evimiz büyüktü. Evde 4 arkadaş yaşıyorduk; Can, Mete, Almila ve ben. Can aramızdaki en deli olandı, açıkçası o olmasa evde neşe olmazdı. Mete ise sessiz ve karanlık olandı. Asla sessiz olduğuna aldanmamak gerekirdi, sessizliği ölüm sessizliği olabilirdi. Almila ise alışveriş delisi psikopat kızımızdı. Alışveriş ve psikopatlık denilince ilk önce aklınıza Almila gelirdi. Ben ise boks ve koşu yapan, dışarıdan çok sıcakkanlı görünen, ismim gibi karanlık ve gizemli olandım. Adım gibi Gece’ydim. Karanlıktım.
Koşucu olduğum için çabucak Can’ı yakalayıp üzerine atladım. İkimiz birlikte yere düşünce yüzüne sert bir yumruk geçirdim. Bir yandan yumrukluyordum bir yandan da bağırıyordum.
“Salak mısın oğlum sen?! Bir kere atarsın, baktın uyanmıyorum bırakırsın neden üsteliyorsun?!” dedim ve sonunda üzerinden kalktım. Canda kalkıp yanıma oturdu ve bize merakla bakan Almila ve Mete’ye bakmaya başladık. Can onlar yokmuş gibi konuşmaya devam etti.
“Cidden evde koşucu ve bokscu bir kız bulundurmamalıyız. İkisi birlikte fena bir karışım.” Dedi ve kanayan kaşını elinin tersiyle sildi. Mete gözlerini devirerek tekrar odasına girdi. Almila ise bize söylenerek aşağı indi. Biz ise Canla birbirimize bakıp gülüyorduk. Can tekrar eski ciddiyetine büründü.
“Bugünün ne kadar önemli bir gün olduğunu unutmamışsındır umarım.” Dediğinde ilk başta ne demek istediğini anlamasam da sonra gözlerimi devirdim.
“Bunda bu kadar büyütülecek ne var Can? Alt tarafı üniversiteye başlayacağım.” Dedim aslında ne kadar heyecanlı olduğumu gizleyerek. Oysa ki şu an aşırı heyecanlıydım. Kim heyecanlı olmaz ki?
“Kızım senin kafan mı güzel? Dünkü içkiler beyin hücrelerini yaktı herhalde, ben geçen sene bugün heyecandan yerimde duramıyordum.” Size bir şeyden bahsetmeyi unutmuşum. 3’üde benden büyüktü. Hepsi üniversite 2’ye gidiyordu. Ben ise daha yeni başlayacaktım ve bu beni daha çok strese sokuyordu.
“Bu kadar abartma Can, alt tarafı ilk gün.” Değil, alt tarafı ilk gün değil! Panik dolu nefes alış verişimi fark etmemesini dileyerek yerimden kalktım. O da benden sonra kalktı ve beni odama doğru sürüklemeye başladı.
“Maalesef çok kötü yalan söylüyorsun, kalbinin atış sesini duyabiliyorum. Şimdi yürü ve ilk gün için hazırlan.” Dedi ve beni içeri itti. Üzerime kapıyı kapatarak kilitledi. Birkaç kez kapıya vurduktan sonra açmayacağını bildiğim için gardırobumun önüne geçtim. Çok fazla kıyafetim vardı. Tabi ki kıyafetlerin yarısından çoğunu Almila almıştı ama açıkçası her birini çok seviyordum.
Pek seçici davranmadan elime ilk gelenleri aldım. Beyaz üzeri yeşil, kırmızı ve turkuaz çiçekli yarım straplez atlet ve altına beyaz, turkuaz boydan çizgili bir pantolon. Üzerine pantolondaki turkuazdan bir hırka ve beyaz topuklu bir bot. Topuklu ayakkabı hastası biri olarak çok güzel bir kombin olmuştu. Koşucu olabilirim fakat kesinlikle topukluları çok severdim.
Saçlarımı doğal haline bırakarak sadece eyeliner sürdüm. Eyeliner vazgeçilmezimdi. Omzuma da küçük bir çanta aldım. Kapı açılınca hemen kapıya döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Ateşi
VampireBana doğru kendinden emin bir şekilde geliyordu. Onu daha önce takım elbiseyle hiç görmediğim geldi aklıma, gülümsedim. Takım elbiseyle ne kadar yakışıklı olduğunu düşündüm. Gözlerimi ondan alamıyordum. Yanıma geldi ve gülümseyerek "Hazır mısın ufak...