"Demek bunu içmeyi seviyorsun?" diyerek şaşkınca ona bakan Jungkook ile gülümseyerek elindeki içeceği ona uzattı Jimin.
"Evet. Sen de denemek ister misin?" sorusu üzerine yüzünü buruşturarak kendi içeceğinden bir yudum aldı Jungkook.
"Ben böyle iyiyim." Jungkook'un bu tatlı hallerine kahkahalarla gülmek istiyordu Jimin ancak bunun doğru olmadığını biliyordu. Eğer gülerse onunla hızlıca samimi olduğunu düşünüp bu durumu garipseyebileceğini düşünüyordu. Bunun için geldiklerinden beri ufak tebessümlerden ilerisini göstermemişti çocuğa. Jungkook ise her fırsatta sırıtıyor, sürekli Jimin'in sözlerine kahkahalarla gülüyordu. Bu Jimin için harika bir manzaraya neden oluyordu. Park Jimin..Jeon Jungkook'un karşısında resmen eriyordu.
"Kusura bakma. Sana özel bir durum değil yüzümü buruşturmam. Ben...sadece ilk defa bu içeceği seven birisiyle tanışıyorum. Ondan garipsedim."
"Sorun değil." diyerek içeceğini yudumlamaya devam etti Jimin. Gülümsemesini gizlemek için dışarıya çevirdiği bakışlarıyla elindeki içeceğin pipetini dişlemeye başladı. Ortamda oluşan sessizliği bozan yine Jungkook olmuştu.
"Şapkan..neden onu çıkarmıyorsun?"
"Efendim?" dedi elini istemsizce kafasındaki şapkaya götüren Jimin.
"Ah yani..sürekli kafanda bir şapka var ve...hava sıcak olduğundan..ah boşver sen beni." diyerek bakışlarını kaçırdı ve kızaran yüzünü saklamak için içeceğine odaklanıyor gibi davranmaya başladı. Jimin ise onun bu haline istemsizce kıkırdadı.
"Aslında belli bir sebebi yok. Yani şapka takmayı seviyorum sadece. Bu senin için bir sorun mu?" diyerek merakla baktı Jungkook'a. Jungkook ise hızla kafasını iki yana sallayarak konuşmaya başladı.
"Hayır hayır. Aslında sorun değil."
"Kötü mü duruyor yoksa?" dedi şapkasıyla oynayan Jimin. Nedense yüzü asılmıştı. Jungkook bunu fark edince kendi kendine yüzünü buruşturdu.
"Sana çok yakışıyor!" bir anda beklediğinden yüksek çıkan sesiyle konuştuğunda ise ikisi de kocaman olmuş gözlerle birbirlerine baktılar. Jungkook hissettiği utançla kafasını masaya geçirmek istese de sadece bakışlarını kaçırmakla yetindi. Bir yandan da neden bu kadar aptalca davrandığını sorguluyordu. Nedenini bilmiyordu ama karşısındaki bu çocuk onun hareketlerini anlamsızlaştırıyordu. Ne söylediğinin, ne yaptığının farkında olmadan hareket ediyordu. Sadece ona bakarken bile...konuşma yetisini kaybettiğini hissediyordu.
"T-teşekkür ederim." diyerek gülümsedi Jimin. Jungkook ise dudağını dişleyerek konuşmamaya devam etti. Karar vermişti. Bundan sonra aptal gibi davranmayı bırakacak ve karşısındaki çocuğu etkilemeye çalışacaktı. Hoş..neden onu etkilemek istediğini bile bilmiyordu ya neyse.
"Saçlarım..güneşe karşı fazla hassaslar. O yüzden sık sık şapka takmam gerekiyor. Bir nedeni de bu. Yani şapka takmamın." diyerek açıklama yaptığında anlayışla kafa salladı Jungkook.
"Ama istiyorsan..." diyerek kafasındaki şapkayı çıkardı ve masaya bıraktı. Ardından elleriyle saçlarına şekil verirken üzerindeki bakışların farkındaydı.
"S-saçların...pembe mi?" karşısındaki çocuğun şaşkın bakışları arasında saçını geriye atarak konuştu Jimin.