26| Rencontrer des amis

1.2K 87 21
                                    

"Jongin, ben gelmesem mi acaba? Emin misin bak? Ya Jun üstüme atlarsa? Bu sefer öldürür bence beni."

İki katlı evin bahçesinin kapısı önüne geleli yaklaşık 10 dakika olmasına rağmen hâlâ Yixing'i içeri sokmaya çalışıyorken artık sabrının son demlerinin de silinip süpürüldüğüne yemin edebilirdi Jongin. "Cidden mi  Yixing?? Üstüne atlaması senin işine gelir. Ben yanındayım hem. Bir şey olmaz. Bekleyemem daha fazla. Girelim artık." Kendine göre biraz kısa olanın koluna sarılarak cevap vermesine bile firsat vermeyerek içeri doğru çekiştirdi Jongin. Diğerinin yalvaran suratına aldırış etmeden kapının zilini çalarak beklemeye başladı. "Artık çok geç. Düzelt şu ifadeni."

Diklenerek üzerini düzeltti diğeri. "Tamam, ne olacaksa olsun. Ne olabilir ki en fazla?" diye konuştu kendi kendine. Onun bu kendisini cesaretlendirme çabaları epey eğlendirdi esmeri. Kahkahasını durduramazken açılan kapının sesiyle başını kaldırınca aşık olduğu gözlerle karşılaşmıştı. Sehun'un bakışları ikisinin arasında gidip gelirken, genişçe gülümsemesiyle gözleri de bir çizgi halini almıştı."Hoşgeldiniz"dedi heyecanla. Jongin de gülümsedi "Hoşbulduk sevgilim." Böyle gülmek zorunda mıydı gerçekten? Tanımlayamadığı bu gülüş, karnına bir balyoz indiriyordu sanki. Kendine gelmeye çalışarak kenara çekilip kolunu içeri doğru uzattı Sehun."Buyrun"

İçeri geçince elini ona doğru uzatmıştı Yixing. "Merhaba, ben Yixing. Jongin'in arkadaşıyım."
Gülümseyerek cevapladı diğeri "Memnun oldum Yixing, ben de Sehun." Neşeli gülümsemesiyle ortaya çıkan gamzelerini oldukça tatlı bulmuştu Sehun. "Ahh bilmez olur muyum Sehun? Jongin seni hiç dilinden düşürmüyor ki. Hatta- " Jongin bir anda araya girerek Sehun'a sarılınca sözü yarıda kesilmişti. Jongin burnunu sevgilisinin boynuna sürterken "Seni neden bu kadar özlüyorum Sehunum" diye fısıldamıştı kulağına doğru. Sehun'un kıkırdamasını duyarken vücutlarını yavaş sallantılarla oldukları yerde döndürerek Yixing'le göz göze gelmeyi başarmıştı Jongin. Kaş göz hareketlerinin yanı sıra dudak oynatarak ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Senelerdir süren arkadaşlıklarının bir meyvesi olarak Yixing ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Tam olarak 'Susmazsan seni Junmyeon'un eline veririm.' mesajı barındırıyordu sözleri.

Yixing kaşlarını çatarak ona bakarken gülümseyerek geri çekilmişti esmer. Sehun "Artık içeri geçelim değil mi?'' diyince Jongin bildiği yoldan ilerlemeye başlamıştı. Arkadaşının dikkatini çekti bu emin adımları. "Sanki yıllardır burada yaşıyormuş gibi önden önden gidiyorsun."derken küçük bir kahkaha bırakmıştı.

"Yön yeteneğim iyidir bilirsin."diyerek gülümsedi esmer.
Tam tersi olduğunu biliyordu Yixing. Belli ki buraya önceden defalarca kez gelmişti.

Jongin, Sehun'un gelmesini bekleyerek onun yanındaki yerini almıştı. Yixing, bunları hayretler içerisinde izliyordu. Jongin'in
her ne kadar sıcak bir kalbe sahip olduğunu bilse de kimseyi bu kadar önemsediğine şahit olmamıştı daha önce. Sanki bir parçasıymış gibi yanından ayrılmaya niyeti yoktu.

Aralarında başlayan sohbetle birbirlerine bir şeyler anlatırken merdivenlerden gelen seslerle bakışlarını o tarafa çevirdiklerinde basamakları inen çift görüş açılarına girdi. Kısa boylu olan diğerine hararetli hararetli bir şeyler anlatırken sözlerini yarıda keserek diğerlerine yaklaştı."Hoşgeldiniz ben Baekhyun"dedi neşeli bir tonda. Bu onun her zamanki haliydi. Her zaman neşe saçardı etrafına. Uzun boylu olan da gülümseyerek eklemişti "Bende Chanyeol." İkisi de konuklarının üzerinde göz gezdirirken hangisinin kim olduğuna karar vermekte zorlanmamışlardı. Kim Kai'nin, Sehun'un dibinde oturan kişi olduğunu anlamamak için salak olmak gerekirdi. Jongin ve Yixing de onları selamlayınca yerlerine oturmuşlardı.

Baekhyun çaktırmadan kendi içinde bir değerlendirme yapmaya başlarken Sehun'un dediklerinde gram abartma yok diye düşündü. Hatta az bile söylemişti. Adamın heykelden bir farkı yoktu. İşini biliyordu şerefsiz Sehun. Sırf ona tutulduğu için şu ana dek tek bir sevgili bile yapmamasına rağmen turnayı gözünden vurmuştu sonunda. Hayranlığı diğer şeylere gözünü kapatmış gibiydi. Takıntı denilebilecek düzeyde hayran olduğu adamın da ona karşı duygularının olması ancak kader sayılabilirdi bu durumda. Adamın arkadaşının bile ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Oldukça yakışıklı ve şık gözüküyordu. Gözüne bir yerden tanıdık geldiğini düşünse de nerede gördüğünü bir türlü hatırlayamıyordu.

Obsessed With Kim Jongin | Sekai TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin