Lalisa kantinde oturmuş tek başına günlük harcama miktarlarını hesaplarken, Hoseok'un yanına geldiğini gördü.Gülümsedi.
"Oo, prenses?" Sandalye çekip yaptığı hesaplamalara baktı. "Bir ara benimkileri de hesapla." Güldü. Hoseok onun tek arkadaşıydı, ama çok sık görüşmezlerdi. Hoseok fazla popülerdi, ve yapması gereken farklı işler vardı. Sürekli meşgul biriydi, ama Lisa ne zaman bir şeye ihtiyaç duysa hemen orda olabilirdi.
Lisa bu uzaklıktan şikayetçi değildi, her gün hatırını sorması yetiyordu.
"Buldun mu bir ev?" Kafasını salladı. "Buldum, ama ev beni istemiyor."
"Kim o kız? Hemen hallederiz." Dedi Hoseok arkasına yaslanırken. "Kız değil."
Hoseok dudaklarını birbirine bastırıp kıza baktı yaslandığı yerden. Lisa korkuyla yüzünü buruşturdu. "Bana öyle bakma."
"O zaman Gay?" Güldü. "Ben de öyle sandım, ama değilmiş. Yani sanırım."
"Lisa, benden akıllısın sen." Dedi sinirle. "Bir erkekle mi kalacaksın?"
"Başka seçeneğim yok, Hoseok." Ofladı. "Evi gördüm. Büyük. Bir odası beş kişinin kaldığı yurt odası gibi." Hoseok huzursuzdu. "Bu hoşuma gitmedi Lisa."
"Ailemin de hoşuna gitmeyecek." Hoseok şaşkınca ona baktı. "Söylemedin mi?"
"Söylemedim. Söylemeyeceğim de."
"Pekala, kim bu?" Dedi atarlanırcasına. "Öyle tipsiz, sigara kullanıp bütün gün kızlarla yatan biriyse sikseler seni oraya götürmem."
Lisa çenesiyle ileriyi gösterdi. "Geliyor." Hoseok arkasını döndü.
Gözlerini büyülttü. "Jeon Jungkook mu?" Çocuğu epey bir süzdü. Sonra gülümseyerek kıza döndü. "Tamam tamam, oldu bu iş. Devam et."
"Ne?"
"Kızım sen var ya. Şanslı bir sürtüksün." Lisa bu söylediğine güldü ama anlamamıştı. "Sen onu tanıyor musun?"
"Şurdaki çocuğu görüyor musun?" Kafasını çevirdi Lisa. Kafa bantlı çocuğa baktı. "Evet."
"O Min Yoongi. Aynı basket takımındayız." Kafasını salladı. "Ne güzel, ee?"
"Konumuzla hiç bir alakası yok." Sinirle Hoseok'a vurdu gülerken. "Mal."
"Neyse, bir kaçının aynı apartmanda yaşadığını duymuştum. Namjoon benim arkadaşım zaten." Sonra gülümsedi. "Sen merak etme. Ben bir kaç güne aralarına girerim."
"Hoseok, sakın salak bir şey yapma."
"Arkadaş edineceğim, beni dışlayacaklarını sanmam." Kafasını salladı Lisa. "Seni kimse dışlamaz Hoseok, sorun orda. Sen onlarla arkadaş olursan beni de aralarına sokmaya çalışacaksın."
"Evet öyle yapacağım."
"Yapma, lütfen." Ofladı Hoseok. Kızın yüzünü elleri arasına alıp gülümsedi. "Daha az asosyal olmaya çalışsan hayatın harika olacak."
Lisa sıkışan yanaklarıyla gözlerini devirdi. Hoseok birden kaşlarını kaldırdı. "Jeon Jungkook niye bizi izliyor?"
"Çünkü suratımı eziyorsun aptal." Hoseok kahkaha attı. "Seni biraz rezil edeyim." Kızın kafasınıı göğsüyle kolu arasına alıp saçlarını karıştırdığında Lisa sinirle çocuğu itmeye çalıştı.
"Kim aptalmış!"
"Sensin!" Dedi Lisa inatla. Elindeki defteri çocuğun yüzüne yapıştırdığında kurtuldu. Sonra gülmeye başladı.
"Seni yumruklarım!" Dedi Lisa pozisyon alırken. Hoseok teslim olunca ellerini kaldırıp güldü. "Bak bundan korktum."
Korkması gerekirdi, Lisa eğitimli bir kızdı.
Hoseok'un gözleriyle onlara bakan Jungkook'u gösterip, 'Nasılda kıskandı.' diye mırıldanınca Lisa elindeki hesap defteriyle onu kovalamaya başladı.
"İçin gücün çöpçatanlık!" Diye bağırdı arkasından. "Hoseok abin senin için hep hazırda." Dedi prens gibi eğilirken. Güldü Lisa.
"Ee kanka? Patlamış mısır getireyim mi?" Jungkook bakışlarını Jimin'e çevirdi. "Ne?"
"Film gibi izledin." Taehyung yaslandığı yerden ona baktı sırıtarak. "Onunla ilgilenmeyen tek kız olduğu için siniri bozuldu."
"Onunla ilgilenmese bu evi istemezdi." Dedi Namjoon. "Kızlar böyle, masum ayağına yatmaya bayılıyor."
"Eve gelince yaparsın bir şeyler." Dedi Yoongi gülerken. "Hayır, hayır hiç biri olmayacak." Dedi Jungkook derin bir nefes verirken. "O kıza dokunmayacağım."
"O da seni çok istiyordu zaten." Dedi Namjoon yüzünü buruştururken. Taehyung Namjoon'un suratının aldığı hale kahkahayla gülerken Namjoon sırıttı. "Ne? Yalan mı? Hoseok kardeşim de bayağı sahiplenir bu kızı, anlatırdı hep. Şimdi hatırladım." Jungkook ona döndü. "O çocuğu tanıyor musun?"
"Bayılırım ona, sohbeti iyidir." Jungkook kafasını salladı. "Ee, peki. Sevgili falanlar mı?"
"Bilmem, onu pek konuşmadık."
"Anladım." Yoongi koluna vurdu. "Ne oldu? Sevgilisi var diye pleyboyluk yapamayacaksın diye üzüldün mü?"
"Sevgilisi varsa papaz olurduk, ileri zekalı arkadaşlarım." Jimin kafasını salladı. "Bu zeka ile hala moda tasarımı istiyorsun ya, hayret ediyorum. Ben senin yerinde olsam Joon gibi tıp falan isterim."
"Jimin gece barlarda direk dansçısı olacak." Jimin güldü bu salak şakaya. "En büyük hayalim."
"Her gün gelip para atacağım üstüne."
"Siktirin gidin." Gülmeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mposine ✿ liskook
FanfictionTayland'dan Kore'ye gelen Lalisa için üniversiteye para biriktirmek ve daha rahat bir yaşam sürebilmek için bir öğrenci evinde kirayı bölüşmek, bir öğrenci yurdundan daha uygundu. Jeon Jungkook ise çoktan kirayı bölüşmek için ev arkadaşı ilanını asm...