15

17.2K 1.4K 340
                                    


Her şey tekrar boka sarıyor.

Lisa odaklanamadığı dersine baktı tekrar. Derslerinin düşmesinden, elindeki şansı kaybetmekten o kadar korkuyordu ki...

Üstündeki yükün çok fazla olduğunu hissettiği zamanlar ağlamak isterdi. Şu an da bunu yapacaktı.

Camın kenarına geçip yere oturdu. Bacaklarını kendine çekip kafasını gömdü.

Dudaklarını birbirine bastırdı. Sesli ağlamak istemiyordu.

Derin bir nefes verdi.

"Hey Lisa! Yine ders mi çalışıyorsun?" Jungkook'un kahkahası onun üzüntüsünü ikiye katlamıştı.

"Hey! Lisa!"

"Siktir git Jungkook!"

Jungkook duraksadı. Sesi titreyerek konuşmuştu.

"Lisa? İyi misin?" Kapıya ilerledi. Biraz cevap vermesini bekledi.

"Sadece bir saniye olsun beni rahat bırak!" Bir adım arkaya gitti. Derin bir nefes verdi. Ne olduğunu bilmiyordu, ama çok üzüldüğü belliydi.

"Kızları çağırmamı ister misin?"

"Umursamayı bırakıp kendi işine bak!" Bu sefer ağladığı çok belliydi.

Kafasını salladı. Tabi önemsemeyecekti. Hiç bir kızı önemsememişti. Genel olarak yaptığı şey umursamamaktı zaten.

Yutkundu.

"Peki, sen bilirsin." Elleri cebinde arkasını döndü. Huzursuzca yürümeye başladı.

Neden ağlıyordu ki? Mutfağa girdi. Kızın hıçkırıklarını duyduğunda yüzünü buruşturdu. Daha önce önünde ağlayan çok kız olmuştu.

Tırnağı kırılmıştır, diye geçiştirdi.

Kendine mısır gevreği doldurmaya başladı. Fakat kulağı ağlayan Lisa'daydı.

Oflayarak mısır gevreğini bıraktı. Lisa'nın odasına yürümeye başladı.

Sinirle kapıyı açtığında Lisa karanlık odada kapının açılmasıyla içeri giren ışığa çevirdi sulu gözlerini.

Yerde oturmuş titreyen kıza baktı.

İkisi de bir kaç dakika sadece bakıştı.

Lisa ağzını aralayıp konuşacaktı ki Jungkook ani bir kararla sordu. "Yürümek ister misin?"

Lisa yutkundu.

Kız dışarda ellerini kapüşonunun ceplerine koymuş, markete giren Jungkook'u bekliyordu.

Jungkook güven verici bir gülümsemeyle Lisa'ya soğuk kahvesini uzattı. Lisa kahveyi tutarken, Jungkook da elinde tuttuğu alkolü açtı.

"Çok kahve içiyorsun sanırım." Dedi Jungkook konu açmak adına.

"Çok içiyorsun, sanırım." Dedi o da titreyen sesiyle. Lisa kaldırımdan, Jungkook ise yoldan yürüyordu. Elindekini kafasına dikti oğlan. "Sanırım." Dedi sonra.

"Belli, ne zaman geç gelsen sarhoşsun." Hala gözleri şişti, ve burnu dolu olduğundan sesi soluk çıkıyordu. Dudağını kıvırdı Kook. "Sarhoş olmam gerekiyor." Dedi birden. Lisa anlayamamıştı.

"Ne?"

"O gün başka birindeysem sarhoş olduğum içindir." Lisa bu bahane çok saçma olduğu için güldü alayla. "Komik, değil mi?" Dedi Jungkook'ta gülerken.

"İçmemek senin elinde Jungkook."

"Biliyorum, yapacağımı bile bile tekrar içiyorum." Lisa derin bir nefes verdi. "Bunu söylemek bana düşmez ama," dudaklarını büzdü. "Kendine bile hayrı olmayan şerefsizin tekisin. Kendi iradenle sarhoş oluyorsun ama kendi iradenle sevişmediğini söylüyorsun." Jungkook güldü. "Haklısın."

"Ama kötü biri değilsin." Diye mırıldandı sonra. Jungkook kahvesini iki eline alıp önüne bakan Lisa'ya çevirdi bakışlarını. Güldü.

"Sonra pişman oluyorum."

"Sen gerçekten şerefsizsin." Yediği hakaretlere gülmesi Lisa'yı da güldürüyordu. Önemli olan da buydu zaten.

Uzun bir sessizlik oldu. Bunu yine bozan Jungkook olmuştu. "Anlatmak ister misin?" Dediğinde Lisa kafasını salladı. "Hayır."

"Ama ben sana en utanç verici karanlık sırrımı söyledim." Güldü Lisa. Burnunu çekti. "Bundan utandığını söyleme bana."

"Pleyboy olmak kolay mı sanıyorsun?"

"Siksinler pleyboyluğunu." Güldü. Tekrar sessizleştiğinde Jungkook koluyla Lisa'nın koluna vurdu. "Hadi." Dedi uyuşuk bir sesle. Bilerek yapıyordu. Lisa suratına bir tane indirsin diye.

"Hayır dedim Jungkook."

Çocuk dudaklarını büzüp şirince kıza baktı. Lisa kafasını çevirdi bakmamak için.

Yoksa gerçekten şirin olduğunu kabul etmek zorunda kalacaktı. Ve bunu istemiyordu.

"Eğer bir daha ısrar edersen seni öldürürüm." Bir elini cebine koyup sırıttı genç adam. "İyi, bundan sonra hiç bir şey anlatmayacağım sana."

Lisa yutkundu.

Bu en karanlık sırrı olmasa da, yine de Lisa'ya gerçekten sır olan kayda değer bir şey anlatmıştı. Birbirlerini zerre tanımamaları, bir tek onu rahatsız ediyordu anlaşılan. Lisa'nın elinde olsa, Jungkook'un adını sormaya bile gelmeden odasında bütün yıl ders çalışacaktı.

"Üç yıl önce evlendirilecektim." Diye başladı. Jungkook kafasını çevirdi korkuyla. Kızlar Lisa'nın zor bir hayatı olduğundan bahsetmişti ama, bunu beklemiyordu.

"Abim ailemi ikna edip beni Kore'ye yolladı. Öz abim değil. Çok uzun hikaye."

"Ben dinlerim." Dedi Jungkook gülümserken. "Ama ben anlatmam." Kafasını salladı.

"Lise için buraya geldim. Hoseok ile tanıştım. Yıllardır sadece onunla arkadaştım. Bana her şekilde çok yardım etti."

"Arkadaşsınız yani?" Onayladı onu. "Evet, niye ki?" Jungkook kafasını salladı. "Hiç."

"O sırada arkadaşlarım evlendirildi. Oğlunu benimle evlendirmek isteyen teyzeler tarafında nerdeyse tacize uğradım. Ailem mahallede utanç kaynağı olarak görülüyordu."

"Neden?" Diye sordu.

"Ben, Tayland'ın çok cahil bir kesiminde dünyaya geldim. O mahallede hiç bir kız okumadı. Erkekler çoğunlukla okurlar. Kızların okuması biraz garip karşılanırdı. Şu an o ön yargıları yıktım." Jungkook kafasını salladı.

"Stres yaptığın şey ne peki?" Lisa derin bir nefes verdi.

"Amerika'da okuma şansım var." Jungkook şaşkınlıkla kıza döndü. Amerika'da okumak ha? Bu inanılmazdı!

"Ama param yok." Doğru ya. "Orda okursam bütün ailemi kurtarırım Jungkook. Bütün sevdiklerim kurtulur."

'Sevdiklerinin de senin için savaşıyor olduğunu bilmek daha strese sokuyor değil mi?" Lisa kafasını salladı. "Evet, evet doğru."

"Senin için uğraştıklarını bilmen mutlu olmana yeter, Lisa. Kimse onları kurtarmanı beklemiyor. Herkes kendini kurtarmanı bekliyor." Biten kahvesine çöp kutusuna yürüdü.

Çöp atıp geri gelirken, elleri cebinde ona gülümseyen Jungkook'a baktı.

Bu çocuğun harika bir insan olup bir yandan da iğrenç bir insan olması o kadar garipti ki.

"Önemli olan benim kendimden beklediğim değil mi? Bence bu bir bahane."

"Sen öyle diyorsan." Dedi omzunu silkerken. Kız önden yürümeye başladığında, gülümsedi arkasından.

mposine  ✿ liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin