"Gençler! Biz de katılalım mı?" Yanında Lisa'yla gelen Hoseok ile tokalaştı Namjoon. "Gelin tabi aptal mısınız!""Ben gideyim." Dedi Lisa gülümserken. "Ya! Lisa!" Hoseok'un mızmızlanmalarına göz devirdi. "Burda bir sürü erkeğin arasında ne yapayım ben Hoseok?"
"İyi, nereye gideceksin?"
"Kızların yanına." Kafasını salladı. "Dikkatli ol!"'
Lisa bıkkınlıkla yürümeye başladı. "Okuldayız Hoseok!"
Hoseok güldü.
"Bayağı iyi anlaşıyorsunuz." Dedi Jimin. "Kaç yıldır tanışıyorsunuz?"
"Üç." dedi Hoseok sandalyeye otururken. "Nerde tanıştınız?"
"Yurda gitmiyordu, kütüphanede sabahlıyordu. Ben de o gün kütüphanedeydim."
"Oo, desene kütüphane aşkı falan." Kıkırdadılar. Hoseok kafasını salladı. "Öyle bir şey değil çocuklar."
"Bence çok yakışıyorsunuz. Gözden geçir Hoseok." Hoseok arkasına yaslandı. "Bunu söyleyen çok."
"İyi, harika. Boş boş oturacak mıyız?" Muhabbetten sıkılan Jungkook'un atarlanmasıyla Namjoon ayaklandı. "Basketbola ne dersiniz?"
Lisa tribünlerde oturup insanların kafalarına top gelmesini izleyen dört kızın yanına gitti.
"Oo! Lisa? Ne yaptılar kafana silah mı tuttular?"
"Yalnız kaldım." Dediğinde Chaeyoung gülümsedi. "Sarılmaktan hoşlansan sana sarılırdım."
Uh, bundan ne zaman bahsetmişti?
"Ne?"
"Hoseok söyledi. Temastan hoşlanmazmışsın." Hoseok'un ağzına-
"Evet, doğru. Keşke ben söyleseydim." Hoseok'un abisi gibi her boka el atmasından nefret ediyordu.
"Oo, ultra gerizekalılar sahada yürüyor." Jennie'nin sözüyle herkes kafasını çevirdi.
"Buraya ilk defa geliyorum." Dedi Lisa. "Okulun açık basketbol sahasını hiç görmemiştim."
"Ohoo! Biz üç yıldır bu tribünlere oturup piknik yapıyoruz!" Aydınlık havada bu gerçekten güzel olmalıydı.
"Peki, bunlar ne yapıyor?" Alt sınıfların tişörtsün basket oynadığımı gören Lisa onları gösterdi. "Burası rahat takılıyor. Öğretmenler pek gelmez buraya. Bilirsin, erkek bayılıyorlar soyunmaya." Güldüler. Aslında komik değildi ama haklı olduğunu düşünmüşlerdi.
"Taehyung tişörtünü çıkarsın da, görün siz koca göbeğini." Diye dalga geçti Jennie. "Çocuğun göbeği olup olmadığını nerden biliyorsun?" Herkes Jennie'ye döndü.
Jennie gözlerini kırpıştırdı.
"NE İMA EDİYORSUNUZ LAN?"
"Yok yok o anlamda şey etmedik."
"Kesin sesinizi tıkının." Chaeyoung elindeki poşeti açtı. Lisa bir tane gofret alıp ağzını attı.
Sonra boğazında kaldı.
Jisoo korkuyla kızın sırtına vurmaya başladı. "Lan! İyi misin?"
Yo, şey. Sadece Jungkook gri eşofmanın üstüne geçirdiği beyaz tişörtünü çıkarmıştı.
Tabiki de bundan kaynaklı olamazdı. Saçmalıktı.
"Parçacıklar nefes boruma gitti." Dedi öksürürken. "Neden oldu biliyor musun? Bu sumo güreşçisi tipli aptallardan dolayı. Kusasım geldi." Jisoo konuşmuştu.
"Bir şey söyleyeceğim." Dedi Chae gülmemek için yüzünü buruştururken. Gözlerini basket oynayan çocuklara dikmişti. "Jimin niye o kadar kısa ve ince?" Herkes Jimin'e döndü.
"HAHAHAHAHAHAHAH!" Jennie'nin kahkahası yankılandı. Sonra Lisa gülmekten ağrıyan karnını tuttu.
"İyiki tişörtünü çıkarmamış. Yoksa daha komik duracaktı."
"Ben hepsinden daha kaslıyım. Hatta kanıtlayabilirim." Jisoo'nun söylenmesine güldüler.
"Sizi tanımasam onları izlediğinizi düşüneceğim." Diye mırıldandı. Chae güldü. "Onları izliyoruz, ama dalga geçmek için."
"Sadece iki kişi tişörtünü çıkardı ve şimdiden puanım yüz üzerinden yirmi." Jennie'nin mırıldanmaları duyuldu. "Tamam, ben de yüz üzerinden on veriyorum. Otuzdu, ama Jimin'in boyundan kırdım."
"Ne yapıyorsunuz ya!" Dedi Lisa gülerken. "Ne?"
"Ben yüz üzerinden sıfır veriyorum. Görülmeye değer hiç bir görmedim şu an."
"Çıldıracağım." Dedi Lisa bakışlarını çocuklara çevirirken. Gözü Jungkook'a takıldığında, topu almak için uğraşıyordu.
"Şşt, senin ki tişörtünü çıkarıyor." Lisa kaşlarını çattı. "Benim ki?"
"Hoseok, aptal." Lisa güldü. "Ne yapayım yani?"
"Ha sen hala arkadaşsın onunla. Peşinden koşturmak istiyorsun değil mi?"
"Saçmalıyordunuz, şimdi daha da saçmalamaya başladınız." Gözlerini tekrar çocuklara çevirdiğinde, istemsizce Jungkook'a baktı. Sonra gözlerini kaçırıp Hoseok'a döndü. Bakmamak kendi elinde olan bir şeydi sonuçta. Niye bunu başaramıyordu ki?
"Kanka, Lisa sana bakıyor." Hoseok bunu söyleyen Jimin'e döndü gülerken. "Ne?"
Herkes tribünlere döndü.
"Hey!" Dedi Taehyung Jennie'ye sinirle. "Hey Jennie!"
Jennie kahkahalar içinde çocuğa baktı.
"Ne var!"
"Topu tut!" En beceremediği şey. Taehyung bilerek yapmıştı.
Topu onlara attığında Jennie tutmaya çalıştı ama başaramadı.
Taehyung gülmeye başladığında Jennie topu alıp ayağa kalktı. "Hey Taehyung!"
Taehyung yutkundu. Jennie'ye bir adım gidersen o on adım gelirdi.
"AL BUNU GÖTÜNE SOK!"
"Hiç gerek yok." Hoseok gülmeye başladı. Topu sahaya geri fırlatırken Hoseok Taehyung'un omzuna elini koyup alayla gülümsedi. "Kanka, bayağı iyi anlaşıyorsunuz, bir düşün istersen." Diye dalga geçti.
Taehyung yüzünü buruşturdu.
"Bak bak, Lisa nasıl mutlu. Bu kız kesin seninle flört ediyor Hoseok." Kafasını salladı. "Hayır, hayır siz yanlış anlıyorsunuz." Hoseok dudaklarını büzüp Jungkook'a baktı.
"Onu tanıyorsam, bakmamak için uğraştığı başka biri var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mposine ✿ liskook
FanfictionTayland'dan Kore'ye gelen Lalisa için üniversiteye para biriktirmek ve daha rahat bir yaşam sürebilmek için bir öğrenci evinde kirayı bölüşmek, bir öğrenci yurdundan daha uygundu. Jeon Jungkook ise çoktan kirayı bölüşmek için ev arkadaşı ilanını asm...