"Bu gölden kayıklarla geçeceğiz!" Namjoon yere oturup sinirle diğerlerininde beklediği gibi kayıkların hazırlanmasını beklerken konuştu. "Bitmiyor işkence.""Kayıklar dört kişilik." Taehyung hızla Jimin ve Jungkook'un koluna sarıldı. Namjoon'a döndü. "Dördümüz biniyoruz! Başkasıyla bineni sikerim!"
"Taehyung italyanlara bizi mi tercih etti bana mi öyle geldi."
"Sonunda beyni çalışmaya başlamış desenize." Jennie elindeki telefonuna bakarken konuştu.
"İş buldum!" Dedi Lisa yanlarına koşarken. Jungkook gülümsedi. "Gerçekten mi?"
"Hoseok benim için bir iş ayarlamış! Çok iyi para veriyorlarmış!" Güldü Jungkook. "Sorması ayıp, nasıl bir iş bu?"
"Garsonluk, aptal. Restoranda çalışacağım." Jungkook kafasını salladı.
Sonra kaşlarını çattı.
"Lüks bir yer miymiş?"
"Niye soruyorsun?" Yutkundu.
"Canım hocam, ayağının altını yaladığım, ponçiklerin en ponçiği, gözlüğün en çok yakıştığı ingiliz, süperman'in vücut bulmuş hali," Bay Jason gözlerini devirdi. "Ne istiyorsun Taehyung."
"Eşlerimizi kendimiz seçebilir miyiz?" Hoca ellerini beline koydu. "Kaç kişi öyle yapmak istiyor?"
Gözlerini devirdi Chaeyoung. "Siz beni bırakmazsınız herhalde."
"Başıma kaldınız işte, yapacak bir şey yok." Jisoo'ya güldüler. "Aldım izni! Kalkın!" Taehyung topuklarını poposuna vura vura koşmaya başladı.
Herkes kayıklara bindiğinde Lisa korkuyla önüne baktı. "Ne oldu?" Kafasını salladı. "Yüzme bilmiyorum."
"Niye bindin gerizekalı o zaman?"
"Düşer miyiz?" Kafasını salladı Jennie. "Chaeyoung'u takma. O mal."
"Sağol ya."
İlk bir kaç dakika nasıl yapmaları gerektiğini gösterdi kamp görevlisi. Taehyung bir bok anlamayınca, Namjoon sinirle ona anlatmaya çalıştı.
Jungkook kahkahalar içinde gülerken, gözü Lisa'ya kaydı. Küreği son derece ciddi bir şekilde tutup hocanın yaptığı gibi yapmaya çalışıyordu. Aynısını.
O kadar insanın içinde işine bu kadar ciddi bakan bir tek o vardı.
Bir şeyler öğrenmeyi çok seviyordu, kendine yeni şeyler katmak için yapıyordu her şeyi.
"Kendimi şurda boğacağım!" Namjoon'un çocuğu omuzlarından sallamaya başlamasıyla Jungkook gözlerini Lisa'dan ayırıp korkuyla araya girdi. Jimin ikisini zerre takmadan hocayı dinleyeme devam ediyordu.
"Yüzme bilmeyenlerin bottaki can yeleklerini giymesini istiyorum!" Bay Jason'ın bağırmasıyla Lisa rahatlamıştı. Derin bir nefes verip can yeleklerini giymeye başladığında, kimsenin yeleği giymediğini fark etti.
Dudaklarını birbirine bastırdı.
"Beni bir daha rahatsız edersen, bu küreği senin götüne sokarım." Namjoon'un küreği gösterip Taehyung'u tehdit edişine kahkahalarla gülerken, gözü can yeleği giymiş ve bir kaç kişinin daha ona baktığı Lisa'ya kaydı. Gözlerini diğerlerine çevirdi.
Eline bir can yeleği alırken, arkadaşlarına mırıldandı. "Can yeleği giyin."
"Yüzme biliyoruz kanka." Jungkook üstüne geçirdi ve tekrar konuştu. "Lisa yalnız kaldı, can yeleği giyin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mposine ✿ liskook
FanfictionTayland'dan Kore'ye gelen Lalisa için üniversiteye para biriktirmek ve daha rahat bir yaşam sürebilmek için bir öğrenci evinde kirayı bölüşmek, bir öğrenci yurdundan daha uygundu. Jeon Jungkook ise çoktan kirayı bölüşmek için ev arkadaşı ilanını asm...