Tekrardan selam. .... sizi bekletmemek için daha fazla bekletmemek için devam ediyoruz. Sizde bizim için beğenip yorum yapar mısınız şimdiden teşekkürler (: öpüldünüz♥♥
" Vururdu gülüşü kalbime. Görünce onu dayanamazdı kalbim. Boğazım düğümlenir yüreğim bir kuşun kanat çırpması gibi çırpınırdı göğüs kafesimde sadece onu görmek için."
Berçin'in ağzından :
Sabah güneşinin odaya vurduğu ışıkla kalktım. Esneyerek bulunduğum ortamı inceledim. O an anladımki yaşadıklarımın hepsi gerçekti oysa ben kabusmuş gibi davranıyordum. Artık hayattan bıkmıştım. Kendimden nefret ediyordum babamdan nefret ediyordum, o sapıktanda nefret ediyordum.
İnsanlar çok gariptiler ilk başta baharda açan Çiçekler gibi davranıyordular sonra ise o açtıkları çiçekleri kara boğuyordular. Amaçları insanların gözünü boyamaktı sadece. Odanın kapısı aralandı ve içeriye Derin girdi.
-Berçin.....!!!
-Derin.....!! Diyerek birbirimize sarıldık. Bu birkaç saatin özlemiydi. Bir kaç saat olsa bile çok özlemiştim onu. Hatta şakalarını bile .
-Ya kızım iyi misin sen?
-Ben neredeyim Derin. Burası neresi ?
-Seni kurtaran çocuğun evi sanırım
Beyaz atlı prensim diye geçirdim içimden. Aslında masallara hiç inanmazdım ama o masalları gerçekleştirmişti.
-Adı ne?
-Berçin hadi gidelim mi ? Iyi gözükmüyorsun.
-Bari beni kurtaran çocuğa teşekkür etseydim.
-iyi peki. Gel benimle.
Oturduğum yataktan yavaşça doğruldum bacağımın üzerine Oturduğum için kalkarken biraz sendelemiştim. Tabi Derin boş kalır mı hemen bir anne endişesiyle beni kavradı.
-Bir şeyin mi var kuzum.
-Yok bir şeyim sadece ayağım uyuşmuş.
-Öyle olsun tarla faresi.
-Ne dedin sen?
-Tarla faresi dedim
-Sen hiç konuşma sümüklü seni.
Derin bu lafıma bozulmuş olacak ki ağzını dahi açmaya tenezzül etmemişti.-Biz geldik .
-Hoş geldiniz dedi.
Mavi gözleri olan uzun boylu çocuk ama yanındaki çocuk soğuk kanlılığını koruyarak sadece kafasını sallamıştı.
-Öhömm... dedim anlaması için.
-Ha? Ne var ne dikiliyorsun önümde ?
-Ne kadar iticisin. Insan bi nasılsın der!
-Teşekkür edebilirsin hani benim için sakıncası yok doğrusu.
-Aaa..pardon Çok teşekkür ederim MARUL KAFA
-MARUL derken?
-Evet öyle dedim.
-Marul mu hahaha., Emir marul olacağını da tahmin etmezdim doğrusu.
-Bal ufaklık beni iyi dinle!
-Ufaklık derken?
-Dinle dedim!
-İyi tamam.
-Biz bizi kurtaranlara teşekkür ederiz . Kız olacaksın birde senin kızlığına ben.....
-Emir ayıp oluyor !
-O yapınca değil ben yapınca ayıp dimi!
Gözlerim dolmuştu. Hayır hayır ağlamamalıydım. Daha fazla güçsüz gözükemezdim.
-Kabalaşıyorsun Emir ağzını yırtarım senin! Dedi beni korumaya çalışan Derin.
Tam ağlamak üzereyken koşar adımlarla odadan ayrılırken derin kolumdan tuttu.
-Ben de geleceğim.
-Eğer gelirsen seninle ömür boyu konuşmam Derin bunu bilesin !!
Sesim çok ciddi çıkmıştı. Odadan çıkmadan önce Emire bir bakış attım. Çok kırılmıştım ona. Önce kalbimi düzenleyip sonra üzerine basıp delilercesine kırmıştı. Neden yapmıştı bunu bana ben gerçekten bunları yaşamayı hakediyor muydum ?
Evden tamamen çıkınca koşa koşa ordan uzaklaşmak istiyordum tek amacım buydu oradan uzaklaşmak başka bir isteğim yoktu.
Uzun bir süre nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Ciğerlerim oksijen ile dolmuştu ama bu hiç umrumda değildi kalbim kırılmıştı benim hemde birkaç saatliğine tanıdığım bir adam yüzüne. Bu adil miydi ? Hayır adil değildi . Hemde hiç adil değildi.
Ciğerlerim bu kadar oksijeni taşıyamıyordu. Yanmaya başlamıştı artık. O an anladım durmam gerekiyordu. Nefesimi düzeltmek için kendimi çimlerin olduğu yere doğru attım. Gözlerimi kapadım ve içimden ölmeyi Diledim. Eğer ölürsem her şey biterdi. En azından ben öyle düşünüyordum."Havanın kararacağını bilmeden çıkmıştım bu yola aydınlanmadanda bırakmayacaktım bu yolun peşini"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında
Roman d'amour"Gözlerin niye hala benim üzerimde ufaklık?" "Bulmacanı çözmek istiyorum Emir ondan" Çözebiliceğini sanıyordu ama bilmiyordu aslında bulmacanın kendisinin olduğunu. Belki sır perdesi aralanırdı da her şey ortaya çıkardı. İşte o zaman kıyamet kop...