Seni bulacağım

22 3 2
                                    

Beraber yazdığım arkadaşım sağolsun beni uyutmadı ve hikayeyi devam ettirek dedi. Hadi ozaman başlayalım♥öpüldünüz♥

"Biliyor musun hiçbir zaman gökteki kişilere hiç inanmadım Emir ,taki sen gidene kadar"

Ev gözden kayboluncaya kadar koştum. Navigasyonum açık bir şekilde Emirle en son görüştüğümüz sahili aradım. Bir umudum vardı yaşaması için. Bence yaşıyordu hem hala cesedi bulunmamıştı sonuçta. Filmlerdeki gibi bir köyün nehrine de sürüklenmiş olabilirdi. Belki ne bilim işte tüm iyi olası durumları düşünmeye başladım. Yaşayacaktı belki benim için belki de kendi için ama o ciğerlerine oksijen dolacaktı.

O güzel dudaklarından nefes alacaktı. Eğer öldüyse bile onu yalnız bırakmayacaktım. Bende onun yanına gidecektim. O gittiyse zaten benim neyimeydi ki nefes almak. Aniden ayaklarım durdu. Ellerimi dizlerime koyup nefesimi düzenlemeye çalıştım. Şöyle bir etrafa bakayım derken Emiri görmüştüm saçları çok güzeldi o Kıvırcık saçları her şeyiyle oydu. Koşa koşa yolun ortasından geçe geçe ona sarılmak için gidiyordum. Sırf o güzel erkek parfümü kokusu için arabaların beni ezmesini dahi göze almıştım.

Arabaların korna seslerini aldırmadan koşmaya devam ettim. Karşı kaldırıma geçtiğimde konuşmak için biraz nefes aldım. Sonra gözlerimdeki yaşla birlikte ona sımsıkı sarıldım. Kimse onu benden alamazdı.

-Napıyorsun sen deli misin?

Emir sanarak sarıldığım çocuk aslında Emir değildi. O kadar inanmıştım ki o olduğuna. Önünü döndüğümde ise afallamıştım.

-Ben çok ö-özür di-dileirim.

-Biliyorum her kız bana hasta. Çok seksiyim çok yakışıklıyım ama sarılmaya cürret etmekte ne demek?

Sinirlenmeye başlamıştım. Kimdi ki o assolist falan mı?

-Görende seni Bradd pit sanacak ne abartıyorsun ? Özür diledik ya.

-Sen git koskoca Oğuz kaya ya sarıl sonra kuru bir özürle kaç. Bu cesaretinden dolayı bunu hakettin.

Neyi hakettiğimi düşünürken birden eğilip beni öptü. Tam bir budalaydı.

-Sen kendini ne sanıyorsun geri zekalı!

Diyerek bel aşağısına doğru sert bir tekme geçirdim. Bunu fazlasıyla haketmişti. Canı çok acımış olacak ki vurduğu yerini tutuyordu. Bu pek umrumda değildi. Bu yüzden arkama bile bakmadan yürümeye başladım. Bir dakika neden yürüyemiyordum ki? Arkamı döndüğümde o pis Sırık bana otuz iki diş gülerek gömleğimin yakasını tutuyordu. Bu yüzden yürüyemiyormuşum meğerse.

-Ya sen manyak mısın bıraksana beni aptal!

-He vur özel yerime sonra kaç git çok iyi.

-Of ben senin gibi boş bir insan değilim. O yüzden şimdi rahat bırak beni. Dedim ve yoluma devam ettim. Arkamdan o itici sesini duydum.

-Çok pişman olacaksın. Oğuz gel diyeceksin ama gelmicem.

Yanına doğru yürüdüm ve ona doğru bağırdım.

-Ne zannediyorsun sen kendini. Hem benim sana niye ihtiyacım olsun ki?

Beni arkamı görecek şekilde döndürdü ve eliyle bize doğru bakan kızıl saçlı bir kızı gösterdi.

-Bu kız varya tam bir ejderha.

-Eee... banane bundan.

- Dur şimdi seni ilgilendiren konuya geliyorum.

-Anlat dinliyorum.

-Bu kız bana deliler gibi aşık ve seni yanımda gördü eğer ben seni tek bırakırsam bu kız seni yolar benden söylemesi.

-Sen gitsene artık beni bir yalnız bırak olur mu?

"Peki ama beni kurtar Oğuz bana yardım et dersen ben yokum bunu bil"dedi ve önümüzdeki ara sokaktan çekip gitti. Bende o kız cidden gelecek mi diye kızın olduğu yere doğru bakmaya başladım. Oğuz haklıydı bana doğru yaklaşıyordu. Şimdi bu kızla da uğraşmazdım.

-Oğuz neredeysen çık gel ejderha buraya geliyor! Diye bağırdım. Bağırmamla birlikte telefonuma mesajın gelmesi bir oldu.

-Bakıyorum da benim dediğime gelmişsin külkedisi.

-Bir şeyi ikiletme da gel işte. Kızla uğraşacak halim yok.

-Peki o zaman bir haftanı benimle birlikte geçireceksin.

-Neyim ben lamba cini mi?

-Lamba cini misin bilemem ama duyguyla baş edemezsin o kadar.

-Tamam kabul ediyorum. Hadi gel.

Telefondan başımı kaldırmamla birlikte Oğuz'u görmem bir oldu. Sanki bana ben haklıydım bakışını atıyordu.

-Evet ilk dileğiniz nedir efendim?

- Gökyüzündeki yıldızları izlemek.

-Ha iyi zaten akşam oldu bile hadi hemen yapalım sonra bende işimi halledeyim.

Birlikte sokakları geçe geçe yürüdük. Aklıma birden saçma bir düşünce geldi. Acaba ben Emir'i mi aldatıyordum? Yok ya sadece biraz eğlenmek istiyordum birkaç dakikalığına da olsa mutlu olmak. Oğuz bizi bir evin çatısına doğru çıkarttı ve birlikte yıldızları izlemeye başladık.

-Oğuz sence ölen kişileri yıldızlarda görebilir miyiz?

-Bir Yıldız belirle ve onu ölen kişinin adıyla an bu yapabileceğin en iyi şey.

Oğuz haklıydı. En belirgin yıldızlardan birini seçip adını Emir koydum. O benim yıldızımdı ve hiç sönmeyecekti.

Yıldızların AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin