8

878 76 6
                                    

Varis - 8.Bölüm

Kendisini toparlayan Anastasia tekrar revire dönebilmişti ama gördükleri yüreğinde hala bir kor gibiydi. En ufak bir rüzgarda alevlenmeye yüz tutacaktı. Göz yaşlarını tekrar sildiğinde karanlıkta elinde gözüken daha koyu renkle gözleri şaşkınlıkla açıldı. Gözlerinden gelen kan, onu fazlasıyla telaşa vermişti. Lanet artık sessizce ensesindeydi ve Hogwarts'tan ayrılmazsa ölümünün pek yakında gerçekleşeceğinin farkındaydı. Lavaboya gidip yüzünü yıkadığında, arkasında duran Madam Pomfrey ile korkuyla yerinden sıçradı.

"Bayan Mortes yerinizden kalkmamalısınız. Aileniz gelene kadar!"

"Peki..." elini yıkamayı bitip musluğu kapattığında ortam daha sessizdi. Anastasia bir şey demeden lavabodan çıkıp yatağına doğru gittiğinde boş revirde tavana bakarak saatin geçmesini bekliyordu. Uykusu kaçalı çok olmuştu ve düşünmek için çok şeyi vardı. İlk senelerde seçmen şapka Gryffindor'un varisi olduğunu söylediğinde her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünmüştü. Sonuçta o Godric Gryffindor'un kanını taşıyordu. Ama işler öyle olmamıştı, kendi tercihleri olmasının doğru olacağını biliyordu. Göklerden gelen bir saygı istememişti. Kendisi çabalamıştı. Dostlarını kendisi seçmişti asla kendisine sadece varis olduğu için yakınlaşan sahte dostluklara kanmamıştı. İlk önce oda arkadaşları  Lily ve Marlene ile tanışmış, hemen ardından da tuhaf, hiç olmayacak bir tanışma şekli ile James ve Sirius ile tanışmıştı, bunu hatırladığında yüzünde kocaman bir sırıtma meydana geldi.

James ve Sirius koridorların birinde fısır fısır konuşurken konuşmalarına tanık olmuştu. Yapacakları şakanın planları üzerinde tartışırlarken, koridorun başında Sia'yı gördüklerinde ikisinin de yüzünün aldığı şekil fazlasıyla komikti. James 'belki duymamıştır, çaktırma,' derken Sia hafif bir şekilde onu onaylamıştı.

"Peki planlarınızı kimseye söylemem Potter!" Sia eğlenir bir şekilde onlara doğru ilerlediğinde, ilk defa bu kadar çok heyecanlandığını düşünmüştü. Aylarca onların şakaları konuşuluyordu ve Sia başını derslerden kaldırıp bu anlara tanık olamıyordu. Böyle bir ilki kaçırmak istemezdi.

James Potter ise kendisini okul kurallarına uyan disiplinli bir kız olarak tanıyordu. Bunu geçen günlerde yine Sirius ile konuşurken tanık olmuştu. Böyle düşünmesi onun için çok normaldi. Herkesten fazla çalışıyordu. Belki de hem ailesine, hem de kanına ihanet etmek istememesinden dolayıydı bunlar.

"Mortes! Lütfen kimseye deme! Her şey hazır!" Onların korkusuyla Sia, adım adım onlara yaklaşırken, yüzünde heyecanını gösteren bir gülümseme mevcuttu.

"Peki, kimseye söylemeyeceğim. Ama öncelikle bu şakayı kime yapacaksınız? Şakayı yaparken ben de seyirci olacağım!"

Potter ve Black, ilk başta şaşırsa da Sia'nın yüzündeki heyecan ve bunu görme arzusu önceki şaşkınlıklarını yok etmişti. Sirius kolunu omzuna atıp James ile beraber planlarını Sia ile de paylaşmıştı.

O gün yaptıkları şaka sonrasında cezaya kalacağını kimse bilemezdi ve her seferinde olduğu gibi annesinden gelen mektubun böyle işlere sevk edecek kadar yüreklendirici olacağını da... Geçirdiği tüm o anları özlüyordu.

Daha sonra Remus ile tanıştığı an kütüphane de ders çalışmak için kaynak ararken olmuştu. Raftan alacağı kitabı kucağında biriktirdiği dağ gibi kitaplar arasına katacakken, aldığı gibi geriye düşüp kucağındaki kitapların etrafa dağılması sonucu yardımına geldiğinde tanışmıştı. Nasıl düştüğüne dair hiçbir fikri yoktu, ama onunla tanışmasının hemen ardından basan Sirius ve James'te yardım edip Sia'yı yerden kaldırmışlardı. Tabii ki de yaptıkları gürültü neticesinde kütüphaneden atılmaları şaşılmayacak bir olay değildi.

Varis #Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin