Varis - Bölüm 3Sabahın ilk gün ışığının düştüğünü hissettiği o saatlerde gözleri bir anda açılıvermişti. Tüm gece uyku ve uyanıklık arasında gidip gelen vücudu, Sirius'a söylediği şeylerin pişmanlığını yaşıyordu. Canı yanıyordu ve bu acıyı istemsizce başkalarından çıkarıyordu.
Kan olmuş yastığını hızla temizlediğinde asasını tek sallamayla üzerini değiştirip saçlarını düzelttiğinde hazırdı. Masanın üzerinde küçük bir yer yaptığı bowtruckle uyurken onu da yavaşça gömleğinin cebine yerleştirdiğinde etrafa baktı. Herkes uyuyordu, ya da öyle sanıyordu. Daha ders saatine çok olduğundan üzeri açılmış Marlene'nin üzerini örtüp, Lily'i de kontrol ettikten sonra defterini, tüy kalemini ve mürekkebini alıp çıkmıştı odadan. Merdivenleri inip ortak salona indiğinde etrafın sessizliği ile bir müddet şömine karşısına geçip oturduğunda, ne kadar süre oturduğunun farkında bile değildi. Adım seslerinin ardından başını kaldırdığında karşısında gördüğü Remus ile gülümsedi. Önündeki koltuğa oturduğunda bir şey demesi için bekledi. Ama ikisi de sadece bakıyordu. Bir anda; "Sia!" "Remus!" ikisinin de aynı anda konuşması gülmelerine neden olmuştu.
"Sen söyle lütfen Sia!" diyerek onay verdiğinde Sia, yavaşça oturduğu yerde doğruldu, ama hâlâ ateşe bakmaya devam ediyordu gözleri.
"Ben... Ben ne yapacağımı bilmiyorum."
"Niçin ne yapacağını bilmiyorsun Sia?"
"Canım yanıyor ve bunun acısını diğerlerinden çıkarıyorum. Ben... Sanırım istemeden Sirius'u kırmış olabilirim. Tamam ondan pek haz ettiğim söylenemez, hatta bu dönem daha tuhaf davranmaya başladı ama sonuçta o benim arkadaşımdı."
Elleriyle oynayıp, Remus'a bakmaya başladığında gencin yüzündeki gülümsemeye tanık olmuştu. Elini dağılmış saçlarından geçirdiğinde, ikisi de suskundu. Fakat Remus'ın cevap vermesi gecikmemişti.
"Sia, durumunu biliyoruz ve bu yüzden her ne olursa olsun anlayış gösteriyoruz. Patiayak, yaz boyunca bunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum ama o pişman Sia. Güvenini kırdığı için... Belki öğrenmemizi istemiyordun ama en azından artık seni anlayabiliyoruz."
"Teşekkürler Remus. Buna ihtiyacım vardı... Beni anlayabilecek birine."
Sia kucağında tuttuğu defterini kavrayıp oturduğu yerden ayağa kalktığında, seri adımlarla ortak salondan çıkmıştı. Kahvaltı için büyük salona giderken ortalık bir hayli sessizdi. Farkındaydı, Hogwarts daha yeni yeni uyanmaya başlamışken o ayaktaydı. Fakat derdini tanıdık birine anlatmak iyi gelmişti. Özellikle de Remus'a. O Sia'yı anlayan sayılı insanlardan birisiydi. Bir çok yönü onunla ortaktı. O sadece ayda bir başına gelen küçük tüylü probleminden muzdaripken, kendisi ne zaman baş göstereceği belli olmayan bir lanetle uğraşıyordu. Durumunun vahim olduğunu biliyordu. Büyük salona vardığında, boş olması onu şaşırtmamıştı. Masada her hangi bir köşeye geçtiğinde onun için sorun yoktu. Kahvaltısını yapacak ve daha sonra dönemin ilk dersi olan Sihir Tarihi dersine girecekti. Cebindeki kıpırdanma ile kafasını çıkaran küçük çalıyı alıp masanın üzerine bıraktığında etrafta dolanıp, gözüne çarpan her şeye el attığında, planlarında bir değişiklik yapacaktı. Kahvaltıdan sonra ilk işi ders saatini aksatmadan Hagrid'i bulmak olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varis #Sirius Black
FanfictionGodric Gryffindor'un Varisi olmakla birlikte peşinde bir lanet ve can sıkıcı Sirius Black vardı. .......... Yorgun düşen bedeni istemsizce koridorlar arasında dolanırken bir odaya girmişti. Büyük ve odanın içerisinde bulunan tek cismin yanına doğru...