YENİ YAŞIM

352 17 133
                                    


3 saatlik bir alışverişten sonra elimde poşetlerle mağazadan çıktım. Doğrusu çok yorulmuştum, ama değmişti bu yorgunluğa. Kendime o kadar güzel şeyler aldım ki sanırım bunlar bana 1 ay yeter. Aslında bu alışverişe çıkma sebebim başkaydı. Bugün benim doğum günüm, ve akşam arkadaşlarımla beraber kutlayacağım. Tabi ben sürpriz bir doğum günü isterdim ama bence böyle de güzel olacak.

Annemle babamın beraber işlettikleri bir restorant var. Restorant derken, öyle sıkıcı bir yerden bahsetmiyorum. Hem gençlere hem de orta yaşlarda ki herkese hitap eden bir mekan. Önceden küçük bir yerimiz vardı ama işler iyi gidince İstanbulun en gözde semtinden bir mekan açtık. Burası iki katlı ve öncekinden çok daha büyük. Akşamları canlı müziğimiz bile var, ve bu akşamda bana özel olacak tabi ki. Aa evet, doğum günümü tabi ki MASAL/RESTAURANT' da kutlayacağım. Hem de başka kimse olmadan, sadece sevdiğim insanlarla beraber. Çok güzel değil mi? Mekanımızın adını babam seçti. Masal. Yani benim adım, şimdide restaurantımızın adı..

Bu poşetlerle tabi ki eve otobüste sefil halde gidecek halim yok. Hemen bir taksiye bindim ve gideceğimiz yeri şoföre söyledim. Bu kadar poşetle de bana oturacak yer kalmadı nerdeyse. Telefonum çalmaya başladı ve arayan tabi ki deniz, yani canım arkadaşım, enerji dolu sesiyle konuşmaya başladı.

'' Doğum günü kızı, nerelerdesin, ne yapıyorsun bakalım?''

'' Ah hiç sorma, alışveriş yeni bitti, taksideyim. Sen ne yaptın ?''

'' Bana da kızlar geldi beraber hazırlanıyoruz. Sen hala evde değil misin? Saat 6 farkında mısın masal, ne zaman hazırlanacaksın? 2 saat kaldı. ''

'' Ne! Altı mı dedin sen? Ben saatin hiç farkında değilim, inanmıyorum. Lütfen hızlı gider misiniz, benim makyajımı yapmam bile nerdeyse 1 saat sürer.''

'' Hadi ben kapatıyorum, biz senden önce masalda oluruz canım, acele etmeye çalış''

Alışverişe kendimi o kadar kaptırmışım ki kendimi, saati farkında bile değilim. Saat 6, eve gelmem 18:15, Saçlarımı yapıp bitirmem 19:00 , Makyajımı yapıp bitirmem hadi 19:20 olsun, elbisemi giymem, çantamı hazırlamam falan 19:40 , evden çıkıp taksiyi beklemek 20:00, masala gitmem de bir 15 dakika tutsa yarım saat gecikmiş olacağım. Tabi bunlar sadece kafamda kurduğum plan. Ya kafamdaki gibi zamanı tutturamazsam?

'' Ya bu nasıl bir trafik, hiç ilerlemiyoruz?''

'' Adım adım ilerliyoruz. Sizin aceleniz var ama ben ancak bu kadar gidebiliyorum malesef.'' dedi taksici dikiz aynasından bana bakış atarak.

Allah kahretsin ya. Zaten ben ne zaman bu kadar acele etsem her şey ters gider. En iyisi taksiden inip beş dakika kalan mesafeyi yürümek. Başka çarem yok. Çantamdan zar zor bulduğum cüzdandan parayı aldım ve taksiciye uzattım.

'' Teşekkürler. Ben burada inip yürüyeceğim, iyi akşamlar''

Taksiden aceleyle indim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Hay Allah! Bu yağmurda nerden çıktı şimdi? Şemsiyemde yok. Normal bir zamanda yağsaydı bu yağmur sevinebilirdim, fakat şu an da yağmura asla tahammülüm yok! Keşke yaz mevsiminde doğsaydım. Ama Kasım'ın 15'inde doğmuşum.

Caddeden evimizin bulunduğu siteye döndüm. Ama bu site apartmanların olduğu bir site değil. Yan yana bir sürü dubleks evlerin bulunduğu bir site. 2-3 katlı evler.  Büyük villalardan da değil. Bizim evimizde 2 katlı, kocaman bahçesi olan bir ev. Öyle havuz falan yok yani. Olsa iyi olurdu tabi ama buna da şükür. Artık koşmaya başlamıştım, önümü bile görmüyordum yağmurdan ama koşmak zorundaydım. Artık yağmuru bile görmeden hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Yerdeki su damlaları üzerime sıçramaya başlamıştı bile. Yanımdan geçen insanları farketmiyordum bile... İşte ne olduysa o an da oldu. Küt! Bütün poşetlerim yerdeydi ve bir kaç tanesinin içindeki kıyafetler yağmur sularının birikintisinin içine düştü. Doğum günü elbisem, evet o da o iğrenç suların içine düştü.

SEN HEP AKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin