GEÇMİŞTEN BİRİ..

78 8 0
                                    

Okuduklarımın etkisiyle ne yapacağımı bilemedim. Bu yazılanlarda neydi böyle? En önemlisi bunu bana kim yazmıştı? 5 sene önceden bahsetmiş. Beni bırakıp gitmiş, beni yeniden bulmuş. Kimdi bu? Bana kim ne hakkında yalan söylüyordu?..  Ne yapacağım ben şimdi? Bu mektubu gönderenin kim olduğunu bilmiyorum. Aileme bu mektuptan bahsetmeli miyim onu da bilmiyorum. Bir dakika ya, acaba bana birisi oyun mu oynuyor, dalga mı geçiyor. Bu da bir ihtimal tabi. Mektubu en baştan kaçıncı defa okudum saymadım bile. Bir ipucu bulmaya çalışıyordum ama işin içinden çıkamıyordum. 5 sene önce... Ben 17 yaşındayken neler oldu ki? Düşün masal...

Derin düşüncelerimin arasından abimin sesiyle sıyrıldım. Ve tabi ki, mektubu görmemesi için aceleyle cebime soktum kağıdı. Abim, bende bir gariplik olduğunu sezmiş olmalı ki, meraklanmış bir şekilde yanıma geldi.

- Masal, iyi misin sen? Yüzün bembeyaz.

Abime bunu belli etmemeliydim. Bu işi kendim çözmeliydim. Kimsenin benimle dalga geçmesini istemiyordum. Zorla da olsa gülümsemeye çalıştım.

- Hayır abicim, ne olabilir ki?

- Bu yüzünün hali ne o zaman?

- Bir şeyim yok, sana öyle gelmiş.

- Bana yalan söylemiyorsun değil mi?

Abimden gözlerimi kaçırıyordum çünkü yalan söylemeyi hiç bir zaman beceremezdim. Ama daha fazla da konuşmak istemiyordum. Yalnız kalmalıydım.

- Merak etme, gerçekten iyiyim. Sanırım biraz yürüsem iyi olur.

- Ne yürümesi bu soğukta?

- Ben soğuk havayı seviyorum ya, bilmiyor musun?

Abimden kaçarak odaya çıktım. Bu kağıdı kimsenin bulamayacağı bir yere koymalıydım. En azından şimdilik bunu sadece ben biliyor olmalıyım. En mantıklısı giysi dolabımdı, kıyafetlerimin en altına kağıdı koydum ve üzerini de iyice örttüm. Daha sonra dışarıya uygun eşofman takımı giydim, üzerime de bir mont giydim.

Dışarıya çıktığımda hafiften bir titredim. Abimin dediği gibi hava gerçekten soğuktu. Ama buna aldırış etmiyordum, soğuk bana iyi geliyordu. Bu havada yalnız yürümek, düşünmek benim için ilaç sayılırdı. Bir taksiye bindim ve Beşiktaş sahile gideceğimi söyledim. Benim kaçıp sığındığım yerdi orası. Ne zaman kendimi kötü hissetsem, hep oraya giderim. Sanki bana özel yaratılmıştı orası. Ve sanki önceden edinilmiş bir yer gibi.

Taksiden indiğimde derin bir oh çektim. Derin nefesler alarak her zaman ki yerime yürümeye başladım. Buraya her gelişimde en sevdiğim yerim, deniz kenarıydı. Genelde yürüyüş yapan insanlar olurdu burada. Bisiklete binenler. Ama benim amacımda buydu işte. Buraya gelip, kafamı dinlemek. Herkesten, hayatın karmaşasından bir saatliğine de olsa uzaklaşabiliyordum. Ama, buraya her gelişimde farklı bir his oluyor içimde. Sanki bir şey eksik gibi. Önceden burayı dolduran ama şimdi dolduracak biri kalmamış gibi. Oturdum. Ama aklımdaki şeylerden uzaklaşamadım. 5 sene öncesi. 5 sene önce ne oldu? Neden hatırlamıyorum?

5 SENE ÖNCE

- Eylül hadi ama, geç kaldık..

Eylül, aceleyle üzerine giydiği elbiseyi çekiştirerek hızlı adımlarla inmişti merdivenlerden. Aynanın önüne geçmiş, en sevdiği pembe rujunu dudaklarına sürerken halinden hiç de memnun değildi.

- Ne var bu kadar acele edecek anlamadım ki masal. Yılda bir kez seninle dışarıya çıkıyoruz, üstelik gece.

- Bende bundan korkuyorum ya zaten. Annemle babam okulu asıp gece dışarıyı çıktığımı duyarlarsa neler olur bilemiyorum. Çok huzursuzum.

SEN HEP AKLIMDASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin