SEN HEP AKLIMDASIN

İYİ Kİ DOĞDUN MASAL

Gözlerimi şöyle bir kapattım ve açtım. Yok, hayal değil. Gerçek. Kapı girişinde, karşımda duranlardan biri, beni kendi evinde, tek bir gecelik kaçamak sonucu aldatan Onurdu. Üstelik üzerimde onun bana aldığı elbise vardı. Bu gece en son istediğim şey buyken Onurun burada ne işi var?

Daha sonra Onurun yanında beliren kişi ise, benim sitede koşarken aniden çarpıştığım, poşetlerimin yere düşmesine ( Doğum günü elbisemin kirlenmesine) neden olan adamdı. Bunun ne işi var ki burada? Bu akşam bizden başkası olmayacaktı burada. Acaba arkadaş grubumdan birilerinin arkadaşı falan mı? Of. Bu nasıl bir akşam? Ya da neden bütün aksilikler bu akşamı buldu? İkisi de gözünü dikmiş bana bakıyordu. Onur pişkin pişkin bana bakıp gülerken, diğeri ise en az benim kadar şaşkın bir halde bana bakıyordu. Daha fazla orada dikilmedim. Gözlerimi kaçırdım ve hemen tuvalete kaçtım. '' Onurun burada ne işi var ya? Ben davet etmediğime göre, Onuru buraya kim davet etmiş olabilir? ''

Şu an tuvaletten çıkmak en son istediğim şey sanırım. Tuvalette bir oraya bir buraya dolandım durdum. Onurla yüz yüze gelmek istemiyordum. Beni aldattığı o geceden sonra bir daha onu görmemiştim. Tabi internette bazen resimlerini görüyordum, yine kızlarla. Utanmadan bir de benim doğum günüme gelmiş. Hangi hakla gelebilir buraya? Bizimkilerden biri çağırdıysa eğer, gerçekten fena olacak. Aslında, şu an kaçtığım şey daha çok onun bana almış olduğu bu elbiseyi giymiş olmam. Çünkü, hala ona değer verdiğimi ya da unutamadığımı düşünebilir. Niye giydim ki sanki ben bu elbiseyi?

Ayrıca o adamın burada ne işi var?

Saçlarımı düzelttim, aynaya son kez şöyle bir baktım. Yüzümdeki şaşkın olan ifadeyi değiştirdim ve gülümsedim. Kendimden emin bir şekilde tuvaletten çıktım. Canlı müzik çoktan başlamış, içeriden güzel bir şarkı sesi geliyordu. Şarkıyı söyleyen de güzel bir erkek sesi. Ama bu ses tanıdık bir ses değil gibi. Sanırım yeni solistimiz gelmiş. Ama bu ses gerçekten de çok güzel. Hatta eski solistimizin sesinden daha güzel. Kim ki bu?''

Masamıza doğru yürüdüm. Onur'da masaya oturmuş hemen. Benim arkadaşlarımda hemen izin vermiş yani. Masaya geldim ve denize kaş göz işareti yaparak pencere kenarına çağırdım. Onur hala bana gülerek bakıyordu ve iyice sinirlendiriyordu beni. Denizle pencere kenarına geçtik. Masaya arkamı dönmüştüm, onur sürekli bana bakıyordu çünkü.

''Onur'un burada ne işi var Deniz? Resmen başımdan aşağıya kaynar sular döküldü görünce.''

Deniz' de gayet şaşkın bir gözüyle masaya doğru baktı ve:

'' Gerçekten benim haberim yoktu masal. Bende çok şaşırdım onu görünce, senin çağırmayacağın zaten ortada. Nerden öğrendi ki ?''

''Tabi ki de ben çağırmadım. Onun yüzünü bile görmeye tahammülüm yokken o benim Doğum günü gecemde burada. Of.''

''Ya tamam boşver. Görmezden gel, zaten birazdan gider herhalde o kadar yüzsüzde değildir. Ne yapalım ortak arkadaşlarımız var ''

'' Olabilir, o zaman benim partime gelmesin. Sizinkine gelebilir. Hem, sorun gidip gitmemesi de değil. Onu umursamıyorum bile. Sonuçta beni gördü bu halimle.''

''Masal ne diyorsun? Görsün ne olacak sanki? Gayet güzelsin''

''Bak bu üzerimde ki elbise var ya, bunu bana Onur almıştı.''

''Ne? '' diye heyecanla bağırdı Deniz. Neyse ki ortam da Denizin sesini bastıran bir müzik sesi vardı.

''Evet, ve ben bu gece bunu giymek zorunda kaldım. Onun burada olması ve üzerimde kendi aldığı elbiseyi görmesi hiç de iyi olmadı doğrusu. Baksana, nasıl da pişkin pişkin gülüyor bana. Uyuz şey.''