Peki ya, kum saatinde akan kumlar da geçmişten kaçıyorsa?
Melike Şahin - Kara Orman
Come out and play - Billie Eilish
Işıklar sönmüştü. Hayır, ışıklar zaten yoktu. Buna rağmen fark edilemeyecek kadar az parlıyordum bu dünyada. Bir başımayken yolumu aydınlatmaya yeten fenerim, insanların arasında yok oluyordu.
Sanki herkes gecenin en parlak yıldızıydı, bense o parlayan yıldızların yanında fark edilmeyen ışık hüzmesiydim.
Öylesine kayıptım ki çabam boşaydı. Hemen önümde duran kutup yıldızını bile fark edemeyecek kadar kördüm. Yolumu bulmayı belki de ben istemiyordum. Kendimi ışıtamıyorsam birilerinin ışığını yansıtmalıydım.
Sonuçta ay da öyle yapıyordu. Geceleri güneşin gidişini gölgelemek için onun ışığını kendinde siper ediyordu. Ama, ben bunu istemiyordum. Başkasının gölgesini yansıtacağıma, kendi yolumda kaybolmayı yeğlerdim.
Gözlerimin içine bakan grilerinin içinde beliren hareleri yolumu aydınlatıyordu.
Dudaklarımı birbirine bastırarak kendimi duvara daha da yapıştırdım. Biraz daha gitmek istersem duvarı delmem gerekecekti. Çağlar'ın ağzıma sımsıkı kapanmış olan elini çekmeye çalışmadım. Odanın önünden uzaklaşan adımları duyunca sağ elimi havaya kaldırıp bileğinden aşağı çektim.
Ben sesli soluklar almaya başladığımda karşımda elleri cebinde beni izliyordu. Bu odadan konuşmadan çıkmam mümkün müydü?
İnsan bazen dudaklarını birbirine zımbalamak ve ilelebet açmamak istiyordu. Sanki konuşsam, konuşsa... Ağzından çıkan kelimeler bıçak olup zihnimi kazıyacaktı. Konuştu.
"İçimde seninle dalga geçmek isteyen yanı bastıramıyorum."
Dudağımın kenarı alayla kıvrıldı.
"Utanma geç, aptallığımı direkt vur yüzüme."
Kaşlarını havaya kaldırdı. Sol elini cebinden çıkartıp yanıma geldi. Elini duvara yaslarken hafifçe üzerime eğildi. Aramızda çokta olmayan boy farkından dolayı burnu alnıma değmişti.
"Aptal değilsin, fazla zekisin. Kafanın içi öyle güzel ki İzel... Orada öyle bir hayat yaşıyorsun ki kendini oradan çıkarmamak yalnızca zekilik olur. Söylesene canının yanmasından bu kadar mı korkuyorsun?"
Kaşlarım çatılırken sırtımı yapıştırdığım duvardan ayırdım. Bedenlerimiz birbirine yaklaşırken bakışları gözlerimin içindeydi.
"İnkar etmeyeceğim Çağlar. Ama içerleme fazla, az önce kapının önünde kafamın içindeki hayal dünyasında yaşayan küçük kız sonunda camdan dışarı baktı. Haklısın, gördükleri pek hoşuna gitmedi."
Diliyle alt dudağını ıslatırken bakışlarımı yüzünden çekmeden onu izledim. Söyleyip söylememek arasında kaldığı belli oluyordu. Derin bir nefes aldı.
"O kız hâlâ çok zeki. Sorsana İzel, neden halen daha camdan dışarı bakıyor. Ona kapının yerini göstermemi ister misin?"
Genişçe sırıttım.
"Oranın kapısı yok ki Çağlar. Ama istersen seni camdan içeri alabilirim. Tabii saçlarım aşağı salacağım uzunlukta değil, sahi ben de bir prenses değilim. Merdivenden başka çaren yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇENLER KULÜBÜ
ChickLit"Vazgeçenler Kulübü'ne hoşgeldiniz." ... Pekala, kendime not; Yamaç'ı seviyorsun, Çağlar'ı değil. Bir başka not; Saçma sapan duygularınla defterimi karalama demedim mi sana? ... Kaybetmemek için vazgeçenlerden misin? Üzgünüm, vazgeçen herkes as...