Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugün büyük gündü.
Aşağı indiğimde Lee'de beni bekliyordu.
''Wow, çok güzel olmuşsun Chae''
''Gidelim mi?''
''Tabii,gidelim''
Evden çıkıp arabaya ilerledik.Lee kapımı açtı ve ben oturduktan sonra kendide direksiyona geçti.
Heyecandan tırnaklarımla oynuyordum.
''Ahh Chae, hala aynısın.Heyecanlanınca tırnaklarınla oynuyorsun...
Elimi tuttu.
...Merak etme,biz gerekeni yapıyoruz.''
''Bende biliyorum,ama beni endişelendiren kendim gibi davranamamak.Sende biliyorsun ben röl yapamıyorum''
Elimi dudaklarına götürüp öpeceği sırada gözü yüzüğüme takıldı.Dudaklarına bir gülümseme yerleşti.
''Ben yapamadım,ama Jimin hyung annemin yüzüğünü sana verdi demek.Senden tek istediğim ona sahip çık.''
Yeniden yola döndü ve elinin tersiyle gözlerini sildi.Biliyorum onun için bu durum çok zordu.Ama yapa bileceğim birşey yok.
Yaklaşık 10 dakika yolculuktan sonra kısık sesle sordu.
''Ne zaman anladın?''
Anlamazca ona taraf döndüm.
''Neyi?''
''Jimin...onu sevdiğini?''
Kendine acı vermek istiyordu resmen.
''Duymak istiyormusun gerçekten?''
Kafasını aşağı-yukarı salladı.
''Istiyorum''
Derin bir nefes aldım.
''Bir anda olmadı.Kendimle çok savaş verdim.Ama Jimin'den uzak duramadım...''
Sözümü böldü.
''Tamam, anladım''
....
Flashback
(21.11.2013)
''Rose, neden böyle yapıyorsun? Jimin kapıda seni bekliyor.''
Bıkkınca nefes verdim.
''Anlamıyorsun Jennie.Ben Lee'ye bunu yapamam.Geri geldi...''
Jennie sinirle bağırdı.
''Sen aptalsın Rose.Lee Dong geri gelmicek.Anla bunu...
Yanıma elip oturdu ve az öncekine nazaran daha sakin sesle
...Kendini kandırma.Sen Jimin'i seviyorsun''
Bu kez Jennie'nin sözünü ben kestim.
''Hayır.Ben onu sevemem. 'Biz ' olamayız.''
Jen ellerimi kendi eline aldı.
''Rose git ve sevgine sahip çık.Bak seni anlıyorum,ama sen Jimin'i seviyorsun.Kalbine söz geçiremezsin Rose''
Jennie'ye sarıldım.Belkide haklıydı.Belkide zamanı gelmiştir.
''Teşekkür ederim Jen''
Ondan ayrılıp aşağı indim.Kapıyı açtığımda hala yerde oturup kafasını elleri arasına almış bekliyordu.Beni görünce ayağa kalktı.
''Rose sonunda geldin''
Yanına gittim.
Nerden geldiğini kesinlikle bilmediğim bir cesaretle Jimin'i öptüm.O'da beni belimden kavrayıp kendine daha da yaklaştırdı.Kalbim deli gibi atıyordu.Hatta duyması an meselesiydi.
''Jimin üzgünüm,seni beklettim''
Gözleri kısılana kadar güldü.
''Seni ömrümün sonuna kadar beklerim Rosie~~''
....
Yarım saatlik yolculuk sonucu 'PARK' şirketine geldik.
''Hazırmısın Chae?''
''Evet Lee''
....
Kapının aniden açılmasıyla irkildim.Aslında geleni tahmin etmek çokta zor değildi.
''Sen ne yaptın Rose?''
Yoongi'nin sözlerine karşılık sadece gülümsedim.
''Ne oldu yine Yoongi?''
Sinirle elini saçlarına daldırdı.
''Ne yaptığını qayet iyi biliyorsun,ama ben bir kez daha tekrar edeyim.Benden habersiz şirket hisselerini nasıl başkasına devr edersin?''
