yıldızların altında +18

öpücük.

ezgi,
"noluyor yağmur?" diye sordu. arkama baktığımda yeterince uzaklaştığımızı anladım ve durdum. bu kadarı yeterliydi.

ezgi bana anlamsızca bakarken,
"anlatıcam ama dalgaya vurmak yok."

"yok."

"konuşmak yok."

"yok."

"bu konu hakkında başımın etini yemek yok."

"yok."

"söz ver ezgi."

"söz."

elinden tuttum ve yanyana duran iki kayadan birine oturttum. diğerine de ben oturdum.

derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya başladım.

"bak hani dünkü mevzu... ben elimi yıkamaya gitmiştim sonra birden arkamdan demir çıktı işte niye suçu üstlendin mevzusu... ben de ona biraz sövdüm korkak diye. sonra bana şey dedi bu.." gözümü yumdum ve sözlerime devam ettim; "senden hoşlanıyorum, dedi."

ezginin gözleri faltaşı gibi açılmış beni dinliyordu.

"işte sonra yaklaşmaya çalıştı falan geri geriye gideyim derken suya düştüm... sonra sudan çıkarken yanlışlıkla düşerken tuttu beni sonra dudaklarıma yaklaştı ama elbette izin vermedim. tokat attım ve ittim."

kaybolan hevesini görmüştüm.

"ama-"

"ezgi sus demiştim." dememle sustu. sonra sözlerime devam ettim.
"sonra işte sabah emir geldi falan takıldık sonra bana ateş ölçer bulmak için çıktı o şurada demirle bir kızın sesini duydum sonra işte kızla yatmış falan... böyle yani."

ezgi,
"konuşabilir miyim artık?"

başımla onayladım. kiii onaylamaz olaydım.

"bence sen bayağı kıskanmışsın demir'i." dediği zaman omzuna bir yumruk geçirdim.

"salak salak konuşma. sadece iğrenç bir şey. kim olsa aynı tepkiyi gösterirdim."

bana inanmaz gibi bakmaya başladı.

"kızardın yağmur."

gerçekten suratım alev alıyordu belki de küçük çeri domatesi kılığıma bürünmüşümdür.

ezgi,
"bence bir düşün. şans vermeyi dene. hayır şans vermiyorsan bile tersleme. bence demir seviyor seni."

"saf arkadaşım benim o zaman niye başkasıyla yatsın?"

ezgi,
"çünkü erkeksel bir şey. yani tamam o kıza kaba davranmaması gerekirdi ama ben kızgın olduğu için böyle yaptığını düşünüyorum."

"niye kızgın olsun?"

"geldiğimizden beri yüz vermedin çünkü. bir gram bile. ve üstelik o kız da istemiş yani böyle olmasını. kız sürtükmüş. ama sana böyle davranmadı hiç."

"davranmıycağı anlamına gelmez."

"gelir yağmur. sen kendini o sürtüklerle aynı kefeye koyma."

"ezgi, arkadaşım, bilmiyorum. katılmıyorum."

"ama hoşlanıyorsun."

"hayır.. belki.. bilmiyorum.. yani garip bir şey var aramızda."

dediğim zaman biraz da olsa kekelemiştim. bir saniye ya ben az önce neyi kabul ettim üstelik kimin karşısında.

"demiştim!" dedi zaferle ezgi. biliyordum ya sabahtan beri üst üste konuşarak kafamı karıştırmıştı ve sonunda amacına ulaşmıştı.