" Kaç yaşındayım bilmiyorum. Kaç yaşındaysam milyarlarca kez daha fazla yorgunum. Kaç yaşında olursam olayım kalbi kırılmış bir kız çocuğuyum. Hiçbir mutluluk, acım kadar samimi ve devamlı olmuyor. Ki avutmuyor beni, hiçkimsenin sevgisi."
BAŞLAYALIM BENCE :)
Benim çok sevdigim bi söz vardır;
Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir.~Necip fazıl KISAKÜREK
Ben asla yalanı sevmeyen şakalaşmaktan hoşlanmayan çevresi bile olmayan kitaplarla,filmlerle,müzikle hayatımı geçiren normal insanlardan farksızdım. Evet biraz sıkıcıydım. Ama bişeyleri incelemeyi ve araştırmayı seviyordum. hayatıma heyecan ve bela getirmekten başka bir işe de yaramıyordu.
Hava soğuk yağışlı ve sisle kapli bir gündü. odamda "Bir idam mahkûmunun son günü" ~viktor hugo adlı kitabı okurken bianda tam kitabın 27. sayfasında tam şu sözleri okuduğumda;
"Hakkımda verilen karar açıklandığından beri, uzun bir hayata hazırlanan kaç kişi öldü! Genç, özgür ve sağlıklıyken, kafamın Grève Meydanı'na düşeceği günü göreceklerini sanan kaç kişi benden önce öldü!Şu an açık havada özgürce nefes alıp veren, keyiflerince dolaşan kaç kişi benden önce ölecek!"
şimşek aniden çakmıştı ve cidden istemeyerek bir ufak çaplı çığlık atmış olabilirdim. Babam çığlığımı duymuş olmalıydıki, ayaklarının adımlarını duyduğumda koşar biçimde yürüyüp hızla odamın kapısını açtığında göz göze gelmiştik, babam şaşırmış bi halde bana bakarak
-kızım iyimisin bişeymi oldu. diye sordu, korkmuştu bunu hissedebiliyorum. aciz bir cümleyle karşılık verdim
-hayır baba bir sorun yok. dedim, sanki bir an olsun rahatlamış gibi bir nefes verdi ve kapıyı kapatarak annemin yanına döndü.
Biraz durdum ve ciddi bir anlamda düşünürken nası böyle bisey olabilirdi bu bir tesadüfmüydü aklımdan bin tane soruyla başbaşa kalmak üzere yorganımın içine sokularak yattım.
Yarın 13 Eylül Pazartesi sabahı olacaktı, okulların 3 ay tatilinden sonra açılacağı lise ye yeni başlicağımdan benim yeni ortama alışmanın birazcık olsun verdigi stresle yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyordum. en sonunda uyku da benimle inatlmaşmayı bırakıp, derin bir uykuya daldım.
Evet yarın olmuştu kalbım istemsizce stresten hızlı hızlı ritimler halinde daha da hızlı atıyordu. Saat sabahın 07.00 siydi ve bu saatte uyanmaya cidden alışkın degildim onca güzel tatilden sonra dhbdbhdbzb. Ellerim, uykulu gözlerimlr göremediğim alarmı kapatmaya yelteniyordu ve en sonunda başardım. Derin bir nefes alıp yataktan hızlıca kalkıp elimi yüzümü yıkadım ama hala aklım uykudaydı sjsjsjs. galiba uykuyu çok seviyordum. galiba değil baya baya cok seviyordum .
Üstüme siyah sweat t-short'ümü, altıma hafif yırtık siyah dar paça pantolonumu ve siyah deri ceketimi geçirdim. inanılmaz bir yaratık gibi gözüküyordum. siyah saçlarımıda yukardan toplayıp yastaymış gibi görünüyordum yüzüme hafif bir makyaj yapmıştım nasıl olsa ilk günümdü ve liseye başlamıştım.
kendimi özgüven içinde evden dışarı bıraktıktan sonra arabaları tek tek izliyordum ve servisim gelmek üzereydi, o sırada etrafta cıvıldayan kuşlar uçuşan kelebekler çimlerde tatlı görünümlü açmış çiçekler vardı ve ferah bir rüzgar açıkçası cok şaşırmıştım. Dün gece hava fazlasıyla kötüydü ve şimdi günlük gülistanlık.
Bu düşüncelerden çıktıktan sonra servisim gelmişti. açıkçası ne yalan söyliyim ilk servise binişimdi. Babam her sabah okula bırakırdı ve artık büyüdüğüm ve sorumluluk sahibi olmaya hazır yaşlara geldigimden servisle gitmem daha uygundu. Servise bindim binmesine de herkes ilk defa sipsiyah giyinen bir kız görüyorlardı sanki hepsi birbirlerini tanıyordu herhalde aralarında fısır fısır konusuyolardı. Tabikide rahatsız oluyordum ama yapcak bisey yoktu onlar bana bende onlara alışmalıydım. şoför koltuğunun bi arkasındaki koltuga oturdum 2 kişilik yerde tek oturuyordum. kafamı cama yaslayıp kulaklığı kulağıma taktığımda 20 dk lık bir gezintiden sonra durduğumuzu farkettim. kulaklığı kulağımdan çıkarıp arabanın kapısı açıldığı gibi dışarı fırlamıştım ve havayı içime çekip derin bir nefes alıp verdim. Okula girmeden önce okulu dışarıdan baya bi süzdüm içimden baya söyleniyordum. "vay canına bee bu okulun sahibi Herhalde bir başbakan şuraya bak göz kamaştırıcı koskoca bir okul ." okulun önünde kocaman "VEFA KOLEJİ" yazısını okuduktan sonra burda çok vakit geçirdiğimi anlayıp hızla okula girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON YILDIZ (TAMAMLANDI)
Science FictionSen karanlığın içinde boğulmak nedir bilirmisin? Ben hangi kapıları ardımda bıraktım? Hangi yol beni doğruya götürecek?