28.Bölüm: Işık

43 10 4
                                    

~Yukarıdaki müziği açıp okuyalım arkadaşlar. Şimdiden teşekkürler:) Iyi okumalar...

***

"Bazırlarımız şiirlere tutunuyor...
Bazılarımız şarkılara...      
Bazılarımız filmere tutunuyor,
Bazılarımız kitaplara...
Sanırım artık tutunamıyor insan, bazı şeylere..."

O çiçekli bahçeden hiç çıkmamak istemişimdir, mutluluğumu ararken ayağıma gelmişti resmen Taki gözlerimi acıtan o ışık gelmeden önce...

Gözlerimi güneşin ışığından koruyarak elimi anlıma yasladım, gözlerimi hafif ovuşturur bir şekilde yattığım yerden doğrulmaya çabaladım fakat ne yazıkki ağrıyan omurgalarım ve bacağımdaki o iğrenç ağrı hissi beni çok korkutmuştu. Yerimden kalkamayacak kadar nasıl kötü olabilmiştim ben? Nasıl bu hale gelebilmiştim? Hayal meyal aklıma gelen bir takım şeyler vardı. Ama hafızam bunları hatırlamak istemezcesine beni zorluyordu.

Yabancı bir yer, Yabancı bir ses, "Günaydın" demişti. Başımın ucunda duruyordu Takım elbiseli, orta yaşlı, Siyahımsı iri gözleri ve hafif sakalları çıkmaya durmuş bir adam. Bu da kimdi? Gözlerime bakıp duruyordu bir cevap bekliyor gibi.

Hatırlıyordum, evet hatırlıyorum. En son başımda doluşan onca insan, o asfalt, yerdeydim. Bir kaza geçirmiştim, Bilincim kapanmıştı. Ölmemiştim fakat burda ne işim vardı? Bu insanlarda kimdi? dışarıda bekleyen korumalar da neyin nesiydi?

"Korkma sadece bir kaza geçirdin, ama şuan iyisin." dedi bir anda. "Peki ya neden bırakmadınız beni neden ölmem gerekirken beni yaşattınız?, Hem siz kimsiniz? Ben neden burdayım?" durdu derin bir nefes alarak ellerini saçlarımı okşarcasına sevdi ve "Hepsini anlatıcam fakat senin dinlenmeye ihtiyacın var, inat etme azcık dinlen ben gene gelicem" dedi ve ayağa kalkarak kapıyı yavaşça açtı tekrar arkasına dönüp "Bu arada dışarda özlem hanım var seninle ilgilenicek birşey lazım olursa seslenirsin." dediği sırada doğrulmaya çalışıp "Peki ya sen, sen ne zaman geliceksin?" dedim fakat sorumun karşılığını bir gülümsemeyle aldım.

Kapıyı kapatıp çıkmıştı. Ayrıca kapıyı kitlemesi pek te iç açıcı değildi. Bunların hepsi neden beni buluyordu? Önceki olanlar aklımı kaçırıcaktım. Odamdaki gaz lambasının ne kadar hoş bir görüntüsü olduğunu izlemiştim öncelikle daha sonra zar zor ayağa kalkıp Pencerenin önüne gitmeye çalışmıştım ki başarısızdım. Ayağa kalkacak halim yoktu ayrıca bacaklarıma giren ağrılar yüzünden ayakta kalmam zorlaşıyordu.

Dışarıdan gelen su sesleri dikkatimi çekmişti, Dışarıda gözüken bir şelale vardı. Burası küçük bir kasaba olmalıydı ki tek tük evler gözüküyordu buradan. Hayatımda ilk defa kendimi okadar boş hissetmiştimki sanki hafızam bir anlığına yok olup gitmişti. Hayatımda en nefret ettiğim şeyleri yapmışlardı bana Yalan söylemişlerdi. Ben onlara Ailem demiştim. Zor zamanlar yaşamıştık hala aklım almıyordu. Daha doğrusu onlarda suç bulamazdım. Ben, Hayatında bana vermiş olduğu yetkiyle zaten zor bir kızdım. Ben yanlızlığı hakediyordum, Ben yanlızlığın MAHKÛMUYDUM...

"Onca şehir, onca yıl, onca yaşam, onca insan. Etraf yalan dolan, hangi biri gerçek?, Hangi biri düşman?, Hangi biri düzgün? Varmı böyle bi Dünya? Varsa nerde?..."

"Biz hep sorularımıza cevap arayarak yaşadık."

"Cehennemin bir fersah ötesi cennet,
Cennetin bir adım ötesi cehennem."


***

Arkadaşlarım bölümü uzun tutmak isterdim fakat bu seferlik de böyle oldu affedin. Okuyan arkadaşlarımıza ve yorum yapanlara teşekkürler:)

Evett sizce o Adam kim?

Zararlı biri mi yoksa Ela ya iyi gelecekmi?

Fikirlerinizi almak istiyorum. Bidahaki bölümde görüşmek üzere <3

SON YILDIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin