6

193 21 19
                                    

"Aç hadi!" dedi Melissa hala kuklanın etrafında daireler çizen iblise nefretle bakarak. "Son şansın."

Sözleri mi daha etkiliydi, yoksa gözlerinden fışkıran öfkesi mi Melissa bilmiyordu, ama küçük kız sabrının taştığını hissetmiş olsa gerek bir anda siyah kumaşı çekip Aslan'ı karşısına çıkarmıştı. Bu sahiden de tam sevgilisinin boyutlarında, ahşaptan oyulmuş koca bir kuklaydı. Temkinli bir iki adım atsa da merakına yenik düşen Melissa az sonra oyuncağın dibine sokulmuştu. Hayretle inceleyerek kuklanın etrafında bir tur döndükten sonra tam karşısında durup gözlerine baktı. "Bu ağaç parçası mı bana cevap verecek?" dedi daha çok kendi kendine konuşur gibi.

İblis başını Aslan'ın arkasından uzatıp sırıtmıştı. "Oh, evet efendim. Ona sorunuzu sorun ve bırakın kukla en gizli gerçekleri ortaya döksün."

Bu çok saçma! diye düşündü Melissa sıkıntıyla. Karşısındaki Aslan'ın ağaçtan oyulmuş donuk gözleri bile neden burada olduğunu sorguluyordu sanki. Sahi gerçekten neden buradaydı? Hangi sorunun cevabını almayı ummuştu? Hayatta her şeyden çok sevdiği adamın dudaklarından dökülen sözcükler yetmemişti de bu şeytanın oyuncağı mı verecekti ona gizli kalmış gerçekleri? Bir anda yaşadığı bu farkındalıkla bir adım geriledi Melissa. Kendi ahmaklığı yüzünden gerçekten öfkeliydi. Göz göre göre Cehennem'in tuzaklarından birinin içine düşmüştü ve en büyük zaafını kullanan bu sefil yaratık şimdi onunla alay ediyordu.

"Boş versene," dedi başını iki yana sallarken. "Ben ne duyacağımı zaten biliyorum. Cevapların da oyunların da sana kalsın."

Son bir kez kuklaya bakıp hızla arkasını döndü. İçindeki huzursuz ruha lanet olsun ki ona böyle çocukça şeyler yaptırıyordu. Belki de yarınki çalışmada yaşadıklarını Tobias'a anlatmalı, duygularını kontrol edebilmesi için ondan daha sıkı bir eğitim istemeliydi. Hoş, melekler bildikleri tüm kutsal öğretileri paylaşsa da ruhundaki bozukluğu düzeltebileceklerine emin değildi ya Melissa... yine de bir yerden başlaması gerekiyordu.

"Benden uzak durun!" diye seslendi arkasında bıraktığı boşluğa. "Bir daha içinizden biri bana yanaşırsa sonuçları farklı olur!"

Hızla çıkışa doğru ilerlerken belki de ilk dersi tam şu an bu küçük yaratığın işini bitirerek vermesi gerektiğini düşünüyordu. Savurduğu tüm tehditlerden çok daha etkili olurdu böylesi. Ve muhtemelen o gece Çember'de yaşattığı korkunun üstüne gerçek bir ucube olduğunu kanıtlardı herkese. Ama sonra...

"Melissa?"

Melissa durdu. Duyduğu sesle bir anda tüm kemiklerinin titrediğini hissetmişti. Panikle arkasına dönerken ne görmeyi beklediğini bilmiyordu, çünkü hala o, kukla ve küçük iblis baş başalardı hangarda. Tek fark o ana kadar cansız duran tahtanın Melissa'ya doğru bir adım atmış olması ve gerçekten konuşuyor olmasıydı.

"Nası..."

Melissa sözünü tamamlayamadan bir adım daha attı kukla. Ve sonra bir adım daha... Aksak hareketlerine rağmen bu haliyle ona kavuşmaya çalışan bir Aslan'dan hiçbir farkı yoktu. Kukla tam karşısında durduğunda az önceki donuk gözlerinde ayrı bir pırıltı olduğunu fark etti Melissa. Sanki artık görerek bakıyordu bu dev oyuncak. Başı hafif yana eğildiğinde gözleri de Melissa'nınkilere sabitlenmişti.

"Sorunuzu sorun," diye hatırlattı iblis durduğu yerden.

Melissa hala bunun delilik olduğunu düşünüyordu. Şu yaptıklarını Aslan'a ya da bir başkasına anlatsa panikten kafayı yerlerdi şüphesiz. Bir iblisin yalanlarına alet olmuş, onun oyunun içine sürüklenmişti Melissa, hem de Şeytan'ın oyun parkında. Buna rağmen derin bir nefes aldıktan sonra sözcükler dudaklarından kontrolsüzce döküldü.

SİRK  (CEHENNEM EKSPRES-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin