*
*"Anıl! Söyledin mi?"
Allah belanı versin Cemal. Tez vakitte depremler olsun, tsunamiler olsun Cemal. Hep beraber altında kalalım.
"Bir şey mi söyleyecektin?"
Yanıma yatan Cemo'nun üzerine çıkıp elimi boğazına götürdüm.
"Diskalifiye olursun bak."
"Olacam zaten senin yüzünden." Eski yerime gidip yatmaya devam ettim.
"Ne yapıyım canım sıkılıyor. Ben de istiyorum belki sizinle birlikte çok çirkin ağlamak."
"Anıl bir şey mi diyecektin bana?" Nisa'da Cemal'i umursamadı. Kahkaha atarak Nisa'ya döndüm.
"Cemal Can'dan ne kadar nefret ettiğimi, artık onunla aramıza bir mesafe koymamız gerektiğini, hiç sağlıklı bir insan olmadığını filan söyleyecektim."
İkisi de kıkırdadığında gülmeye başladım.
"Ya bir şey diyeceğim, Anıl sen hiç röportaj vermiyor musun oğlum? Nisa sen de vermiyorsun."
"Zorunda mıyım?"
Gelme işte aklıma. Gelme işte aklıma Dilber Ay'ın şarkısı. Yapma Nisa sus.
"Değilsiniz de eğer verirseniz bölüm içinde daha çok yer alma fırsatınız doğar. Seni konuşurlar, fikirlerini öğrenirler."
Gülümsedim. "Sorun da o ya. İnsanlar benim fikirlerimi öğrendiğinde beni hepten sevmeyi bırakırlar. Bir kere üçüncü oldum o yeter bana."
"Bak Nisa sen de bir kere dereceye girdin kızım. Git konuşsana."
Siktir beni umursamadılar.
"Sercan hakkında konuşmam gerekiyor zaten. Hatta ben gidiyim konuşuyum. Size iyi çok çirkin ağlamalar."
Nisa kalkıp gittikten sonra yattığım yerden doğrulup Cemal'e döndüm.
"Oğlum niye geliyorsun belki açılacam kıza."
"Rüyanda mı?"
"He Cemo. Hazır yatıyorken hemen bir rüyamda açılıyım kıza dedim."
Aman ya bana ne. Takılmayacağım onun dalgasına.
"Bende bir röportaj veriyim mi?"
"Şimdi verme ya biraz konuşalım. Seninle hiç dedikodu yapmadık farkında mısın uzun zamandır?"
Uzun zamandır dediği zaman aralığı yaklaşık bir 5 saat filan.
"Sence dondurmayı Barış mı yedi?"
Bu konu hakkında konuşmayan, röportaj vermeyen tek insan ben olabilirim.
"Bilmiyorum da o çocuk bir garip ya. Sabah kalkıyorum bir günaydın demiyor, oyunun içinde düşsem kaldırmıyor, öyle duruyor adam oyun kazanıyor adaya geliyor uyuyor o kadar."
Cemo gülümsedi. "Ben sıkılırım mesela."
Gülmeye başladım. "Kafayı yersin oğlum ne sıkılması."
*
Hala uyuyorum ve uyumak istiyorum. Ölümüne uyumak istiyorum. Kendimi Barış gibi hissediyorum. Her şeyimi bırakıp uyumak istiyorum.
"Sıkılmayacak mısın öyle?" Yanımdaki Barış'a baktım.
Konuşabiliyor muymuş?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Survivor
General Fiction"Biraz eğlence için kendimi satarım." * "Hepiniz söz verin. Öyle gücüm kalmadı diye bırakmak yok." "Söz." "Söz."