Gülerek gitarı sandalyeye dayayıp yanlarındaki rahat koltuklara oturdum."Size iyi eğlenceler. Çok yorgunum uyuyacam biraz." Evrim'de gittiğinde sadece Babuş, Cemo, Nisa ve ben kalmıştık.
"Hadi beni övün." Beklentiyle onlara baktım.
"Harikaydın."
"Babuş çok güzeldi eh. Çok mutlu oldum."
Gülerek Ardahan'a sarıldım. Kafasını ısırmak istiyorum babuşumun.
"Cemo gelsene bir şey konuşacam."
Bir de bizi yalnız bırakmaya çalışıyor ya. Sarılmayı bırakıp gülerek Nisa'ya döndüm.
"Biz gidiyoruz. Anıl, çok iyisin kuzum." Cemo'ya öpücük attım ve gitmelerini izledim.
Ne güzel gidiyorsunuz keşke bunu arada yapsanız.
"Beni daha mutlu edemezdin. Bunun fazlasını çok az hatırlıyorum. Teşekkür ederim."
Tebessümle elini tutup okşamaya başladım.
"Bana kendinden bahsetsene."
"Tamam." Gülümseyerek yere bakıp düşünmeye başladı. "Neyi anlatıyım?"
Omuz silktim. "Ne olursa olsun. Önemsemediğin alışkanlıklarını bile bilmek istiyorum."
Gülümseyerek düşünmeye devam etti. "Sen sor ben cevaplıyayım. Aklıma gelmiyor."
Ne sorabilirim?
"Buraya niye katıldın?"
Hoş bir gülümseme. "Kafayı yemek istiyordum. Büyük bencillik ama hayatımda bir değişiklik olsun istedim. Buraya gelince bencillik olduğunu anladım."
Büyük bencillik.
"Sen?"
"Babam için." Ben hep konuşuyorum. Biraz da onun fikirlerini öğrenmek istiyorum. "Pişman mısın peki geldiğin için?"
"Pişmandım. Neden hayatımı bırakıp buraya geldiğime anlam veremedim. Bir tavuk parçası için parkur koşarken çok kızdım kendime."
2 hafta geç geldiğim için küçük ödüller için büyük mücadeleler vermek zorunda kalmadım.
"Bir de tavuğu çok seversin." Gülerek başını salladı.
"Bir de tavuğu çok severim." Parmaklarımla oynamaya başladı. "Sonra Cemalımla yakınlaştık, sen geldin. Artık parkurda ayağımı kırıyım yine bir yere gitmem."
Gülümseyerek parmaklarımı parmaklarının arasına geçirdim ve eline bir öpücük kondurdum.
"Aslında ben de senin sayende bu kadar iyiyim. Sen bana sarıldıktan sonra." Merakla bana baktı. "O an kalbim inkar etmeme şans tanımadı."
"Fark ettim biliyor musun? Gözüme bakamıyordun."
Gülmeye başladım. "Bu zamana kadar hiç bu kadar korkak oynamamıştım."
Ağzı açık bana baktı. "Eski sevgililerinden bahsetme."
"Eski benden bahsediyorum."
"Seni gördüğümde anlamıştım onu da. Özgüvenli, yakışıklı, kaslı ve eğlenceli. İstediğini kolay elde edebilecek birisin. İsteseydin ben de çok daha önce akıntına kapılabilirdim."
Gülerek omuz silktim.
"Çabuk elde edilen şeylerden kolay vazgeçiliyor. Ben senden vazgeçmek istemiyorum. Hep elini tutmak, hep sana sarılmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Survivor
General Fiction"Biraz eğlence için kendimi satarım." * "Hepiniz söz verin. Öyle gücüm kalmadı diye bırakmak yok." "Söz." "Söz."