0.2

1.1K 32 6
                                    



Oyunu kazanan Nisa'nın yanına gidip eline vurmak için beklediğimde o bana sarıldı.

Siktir Anıl, ağzın kulaklarında oğlum.

Kollarımı ona sardım ama o ayrılıp Cemal'e sarıldı. Gülerek benche oturdum. İçimdeki enerji fazla geldiğinde ayağa kalkıp benchin arkasına geçtim.

"Hayırdır oğlum ne gülüp duruyorsun sen?" Diyen Burak'a baktım ve kahkaha atmaya başladım. "Ruh hastası gerizekalı."

"Burak hani diyordun ya ben aslında eğlenceli bir insanım diye. Bende lan."

Kahkaha atarak ona sarıldım.

"Yeni mi aklına geldi?"

"Evet."

O andan sonra çıktığım iki oyunu da kazanmıştım ama takımın -Nisa hariç- berbat performansı yüzünden dokunulmazlığı kaybettik. Acun abi bizi adaya göndermek için botlara bindirdi. Adaya yaklaştığınızda ceketimi çıkarıp Burak'a verdim.

"Kafam senden bile güzel!"

Bağırarak denize atladım. Suyun dibine dalıp tekrar dışarı çıktığımda bağırarak bota döndüm.

"Kimse bilmesin nerede olduğumu. Sorarlarsa öldü dersin."

"Böyle gelmiş! Böyle de gider! Kafam senden bile güzel!" Burak bağırarak atladığında kahkaha attım.

"İşte bu be!"

Yavaş yavaş kıyıya yüzmeye başladım.

"Olum siz gerizekalı mısınız lan?" Senden bile daha çok Yasin.

"Evet!"

Bir şey ayağıma dokunduğunda bağırarak daha hızlı kulaçlar attım. Sahile çıktığımda denizde kahkaha atan Burak'ı gördüm.

"Harbiden gerizekalıymışsın!"

"Öyleyim!"

Kahkaha atan Nisa'ya döndüm. Bunlar senin yüzünden ama senin haberin bile yok. Olmasın da. Bu enerjiyi bana hep versin yeter.

Burak gülerek yanıma geldi.

"Hadi sen gerizekalısın. Ben niye atlıyorum?"

"Sana akıllı olduğunu kimse söylemedi Burak." Nefes nefese barakaya doğru yürümeye başladık.

"Madem yalnızız söyle bakalım ne oldu?"

"Daha değil. Şimdi söyleyemem yani. Ama söyleyeceğim merak etme."

"Lan tatava yapma işte." Gülerek kolunu ıstırıp koşarak barakaya ilerledim. "Mal herif."

Evrim'le göz göze geldiğimizde gülerek öpücük attım. Kendi barakama gidip çantamı aramaya başladım.

"Babuş benim çantamı aldınız mı?"

"Cemo'nun elindeydi babuş ama onlar da Nisa'yla gittiler herhalde. Şuradan düz git orada oturuyorlardır."

"Eyvallah."

Yerde duran palayı alıp yürümeye başladım. Madem ormana giriyoruz iki coconat filan topluyayım.

Yürürken bir tane de coconat bulmuştum. Onları bulduğumda yanlarına gittim. İkisi de bana döndü.

"Benim çantam sizdeymiş. Üstüm ıslak donuyorum vallaha versenize."

Cemal elimdeki coconatı gösterdi.

"Her şeyin bedeli var." Gülmeye başladım.

"Hayır hayır hayır. Bundan size yar olmaz." Omuz silkti.

SurvivorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin