1 hafta sonraElime aldığım değnekle kumu deşmeye başladım. Kumu Evrim'miş gibi hayal ettiğimde her şey daha eğlenceli oluyor.
Birisi yanıma oturduğunda kim olduğuna baktım. Saçma bir şekilde tatlı olan belam. Nisa'nın Evrim'den bile daha fazla nefret ettiği ama beraber baya baya eğlendiği Aycan.
"Kötü bir gün mü?" Omuz silktim. Benim için bir gün bile değil.
"Çıktığım 3 oyundan sadece bir tanesini kazandım. Şaka gibi."
"İletişim olmasa çok dalgasını geçerdim."
Ofladım. "Zaten kaç haftadır iletişim diye canlı yayındır filan açıyoruz. Ben babamı görmek istiyorum. O beni zaten görüyor neden sürekli ben canlı açıyorum ya çıldıracam."
Başını salladı. "Gerçekten kaç haftadır doğru düzgün haber alamadık. Sadece anneler gününde gelen video var. Bugün ama tekrar tüm aileden video geldi. Çok güzeldi Anıl, umarım bir dahakini kazanırsınız."
Kumlarla ilgilenmeye kaldığım yerden devam ettim.
"Takım mı kaldı? Bugün sizden gidecek takımlar değişecek."
"Emin misin o kadar?" Başımı salladım.
"Aday olarak Barış'ı çıkardık. Herif kaç hafta birinci oldu. Bugün onun yerine başka birimiz olur, olmazsa iş değişir ama sizden gidecek her türlü."
Homurdandı. "Evrim'in gitme şansı vardı. Neden onu aday çıkarmadınız? Sonuçta hiçbiriniz sevmiyor."
"Belki de artık takımın değişmesini Evrim'in gitmesinden daha çok isteyen insanlar vardır."
Gülümsedi. "Sen, Yasin, Evrim, Barış."
Başımı salladım. "Diğerleri de birleşip ortak aday olarak Evrim'i göstermediği için hop, bizim istediğimiz oluyor."
"Anıl sen neden Nisa ve Cemal'le aynı kuliste değildin ya?"
"Birisi sevgilim diğeri de en yakın arkadaşım da olsa bu yarışmaya duygusal yaklaşamam. Sercan 5 kere parkura çıkarken ben eğer şanslıysam ve oyun bayrağa kaldıysa 3'ü zorluyorum. Hak mı be güzelim?"
Yavaş yavaş gülümsedi. Siktir Anıl, kıza güzelim dedin oğlum.
"Değil tabi."
Elimdeki değneği denize fırlattım. Gelen botu gördüğümde ayağa kalktım.
"Umarım elenmezsin Anıl." Elimi omzuna götürüp sıvazladım.
"İkimiz de."
Yerdeki çantamı alıp sırtıma taktım. O sırada diğerleri de geldi. En arkadaki Nisa ve Cemal el ele tutuşup gülüşüyorlardı. Gülerek onların gelmesini bekledim. Nisa Cemo'nun elini bırakıp yanıma geldi gülerek.
"Anıl. Çok güzel oldu!"
Benim resmimi yaptığı için beni yanlarına almadı. Neymiş de Cemal'in doğum günü hediyesini kıskanmışım o yüzden bana da yapılacakmış. Alakası yok. Niye kıskanıyım ki?
"Ondan eminim de keşke bir gösterseydin."
"Yarın sabah." Ofladım.
"Belki gideceğim Nisa. Sen garantiledin çeyrek finalini benim hala elenme ihtimalim var." Bu sefer o oflayıp bota bindi.
"Birinci geleceksin Anıl. Boş yapma."
Gülerek bota bindim. Konsey alanına geldiğimizde yerime oturup tekrar tüm o sıkıcı konuşmaları, gereksiz iddialaşmaları dinledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Survivor
General Fiction"Biraz eğlence için kendimi satarım." * "Hepiniz söz verin. Öyle gücüm kalmadı diye bırakmak yok." "Söz." "Söz."