"Neden bahsettiğinizi açıklar mısınız?
Jisung konuşmayı yarım yamalak dinlediği için hiç birşey anlamamıştı.Hyunjin ve Minho ise bunu Jisung'un korkan gözlerinden anlayabiliyorlardı.
Minho sinirle yerinden fırlayıp Jisung'a çıkıştı."Seni kaçırdım Jisung ! Aptal ! Hiç birşey anlamamaya devam et ! O at gözlüğüyle bok görürsün gerçek dünyayı !"
Jisung neler olduğunu anlamadan Minho çoktan kapıyı çarpıp gitmişti.
Hyunjin ise elleri cebinde Jisung'un yanına yaklaşmıştı. Sanki ona güven vermek istercesine konuştu.
"Dolapta yemek olarak yiyecek herşey bulabilirsin. Herşeyi kullanabilirsin. Kendi evin gibi davran. Yarın sabah seni erkenden bırakacaktır. Annen için endişelenme ona haber verdik. Seungmin arkadaşına da haber verdik."
Jisung herşeyin ayarlanmış olmasına çok şaşırmıştı. Hyunjin tam oda dan çıkarken Jisung onu durdurmuştu.
"Nesiniz siz? Mafya falan mı? O Siyahlı adamlar sizin işiniz miydi? "
Hyunjin geriye bir adım atarak yüzünü Jisung'la eşitlemişti.
"Ah iyi hatırlattın. Sakın koridorun sonundaki odaya girme ve sakın dolaptaki içkilere şaraplara biralara rakılara dokunma. Onlar Minho'nun. Görürse çok kızar."
Ne olduğunu anlayamıyordu Jisung. Kafası darmadağan olmuştu. Tek hatırladığı Hee Bin'le yürürken birilerinin onu dövmesiydi. Eğer ben şuan buradaysam beni Minho kaçırtmış olabilir diye düşündü. Zaten oda da ki konuşmaları da duymuştu.
"Ve eğer Jisung'tan hoşlandığını biliyorsa telefonuna sızmış olabilir. Çünkü herhangi bir hoşlanma belirtisi göstermedin. Sadece telefonla konuşurken bana dedin. Kimsenin bilmesine imkan yok çünkü."
"Ah evet maalesef telefonuma sızılmış . Yine mi numara değiştirecem ben yaa."
"Jisung'u bir kaç günde takıntılı hale getirdin. Bir kaç günde bunlar oluyorsa kim bilir..."
Jisung sadece bunları duymuştu. Yani Minho ondan belki biraz hoşlanıyordu.
Ama tehlikeli biri de olduğunu anlamıştı. Telefonda neler konuştuğunu çok merak ediyordu.Ne yapacağını bilmezken yemek yemedigini düşünüp alt kata indi. Mutfağı ararken aniden karşısına çıkan Hyunjin onu korkutmuştu.
"Ben yatıyorum. Üst kattaki odalardan birini seçip yatabilirsin. Hepsi boş olacaktır. Ama dağınık olanlara girme. Sahipleri olacaktır."
Jisung kafasını aşağıya yukarıya hareket ettirdi ve yoluna devam etti.
Dolabın kapağını açtığında dolaptan bir paket hazır noodle alıp hemen yapmaya başlamıştı.*************
Noodle'lını silip süpürüp tek parça birşey bırakmayan az kalsın tabağı yiyecek olan Jisung aklına gelen parlak fikirle hemen yediklerini toplayıp üst kata doğru çıkmaya başlamıştı .
Koridorun sonundaki odaya girse ne olurdu ki? Minho ondan hoşlandığı için ona birşey yapmazdı belki de.
Odaya yaklaştıkça gelen "pat! pat!"
sesleri kafasını karıştırmıştı. Silah değildi çünkü silah olsaydı çok ses çıkarırdı. Neydi bu ses?Odanın kapısına geldiğinde resmen cesaretiyle yüz yüze gelmiş gibiydi.
Kapının kulbunu tam tutacakken vazgeçmişti Jisung. Yaşadıklarını düşündükçe korkmuştu.En iyisi odaları gezip kendine yatacak yer bulmaktı.
Birinci odaya girdiğinde aşırı dağınık olduğu için Minho'nun olduğunu anlamıştı.
İkinci ve üçüncü oda boştu. Fakat hemen yatmak istemiyordu. Evin heryerini gezmek istiyordu çünkü.
Dördüncü odaya girmişti.
Fakat karşısında gördüğü manzara hiç hoş değildi.Jisung gördükleriyle tekrar tekrar şok olurken eli ayağa titremişti.
Hemen Minho'yu çağırmak istercesine
"Minho Minho ! Minho diye bağırmıştı çığlık ile karışık."Kapının önünde dikilmekten vazgeçip koşarak içeriye girdi.
Minho koşarak odaya girmişti. O da gördükleriyle şok olmuştu.
Fakat Jisung daha çok şaşkındı. Çünkü Minho elinde silahla gelmişti.
Sizce oda da ne oldu?
Kitapları uzun mu seversiniz kısa mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elevator Fear//(Jisung×Minho)
Novela Juvenil™✓ Jisung asansör korkusu olduğu için 17 katı yürüyerek çıkmak zorunda kalıyordu.