Alec;
Gözlerimi açtığımda dudaklarımda magnusu bulmuştum. Gözlerimi kocaman açıp magnusu ittim.
...
Terler içinde uyanmıştım. Kulağıma bir kalp ritmi sesi geldi. Magnus önümde kolunu ovalıyordu."Ah Alec, biraz sakin ol. İyi misin ?" Dedi endişeyle. Kaşlarımı çattım ve kolumdaki seruma baktım. Nerdeydim ben ?
"Ne..neler oldu ?" Diyebildim.
Magnus biranda kızardı ve gülümsedi."Şey...yakalandık. Güvenlik görevlisi bizi serseri sandı ve biz kaçmaya başlayınca polisi aradı. Bir süre yanlız kaldık fakat sen yere yığıldın. İşte burdayız."
"Ben hatırlamıyorum."
Magnus kaşlarını çattı." Hiç birşey hatırlamıyor musun ? Şeyi bile.." dedi magnus daha da kızararak.Yerimde kıpırdandım. Ona yanlış birşey mi yapmıştım ?
"Ne..neyi ?"
Magnus omuz silkti."Önemli birşey değil. Unut gitsin. Şuan iyi olman daha önemli."
Kafamı salladım."Başımız dertte mi ?" Dedim gergince.
"Büyük ihtimal. Ailelerimiz dışarıda."
...
3 saat önce;Magnus;
Alec ile yerde yatıyor ve karanlık gecenin yıldızlarını izliyorduk. Alec'in kulağına uzanıp,"Gitmemiz gerek." Dedim usulca.Alec saçlarını elleriyle biraz karıştırıp mırıldandı."Ama çok yoruldum.Çok ağırsın." Dedi. Hemen yana attığı kirli ceketini biraz sıktı.
Kulaklarına doğru gülümsediğimde ürperdiğini hissetmiştim. Ona karşı pek bişi hissetmiyordum fakat onu öpmek istiyordum. Acaba homofobik miydi ? Hayır. Öyle birisine benzemiyordu. Peki eşcinsel miydi ? İşin kötü yanı ona da benzemiyordu. Bilinmeyen biriydi.
"Ama yakında bekçi gelecek..bizi ve duvarı görecek." Dedim sırıtsrak.
Alec bu sefer ayağa kaşktı ve kirli ceketini üstüne geçirdi. Onunka beraber ayağa kalktığım an gözümüzün içine beyaz bir ışık geldi. Bekçi.
Alec gözlerini kocaman açıp boyaları atar topar toplamaya başladı.Onun kolunu tuttum ve bekçiye baktım bize koşarak geliyor vr bağrıyordu."Alec boyaları boşver gitmeliyiz !"
"Ama-"
Onu çoktan çekiştirmeye başlamış ve çıkışa yönelmiştik. "Polisi arayacağım !" Diye bağırdığını duyuyordum.
Alec'i kolundan sürüklemek zor olduğundan elimi ellerine dolayıp böyle çekiştirmeye başladım. Ben panikle onu sokakta sürüklerken birden Alec'in kahkaha attığını duyunca ürperip ona baktım.
Cidden gülümsüyordu. Sırıttım. Alec birden bana baktı. "Sorun mu var ?"
"Daha çok gülmelisin. Sana yakışıyor." Dedim koşmaya devam ederken. Alec bana bakarak tebessüm etti fakat başını çevirmese az kalsın bir direğe çarpıyordu.Onu yana çekmemle kurtulmuştu resmen.
"Sağol."
"Çok aptalsın." Dedim gülerek.
Ormana ilerleyip bir ağacın altına girip oturduk. Nefes nefese kalmıştık."Başımız dertte." Dedim.
Alec güçlükle başını salladı."Sorun değil. Her şekilde başımız dertte olacaktı zaten." Dedi.Başımı yere çevirip gülümsesemde hala el ele tutuştuğumuzu fark ettim. Elimi çekecekken Alec elimi daha sıkıca tuttu. Ama bu bilerek yapmadığının farkındaydım. Benim soluklanmam bitmişken o hala nefes nefeseydi.
"İyi misin ?"
" Evet,evet. Başım döndü, yere düşüyormuş gibi oldum. Yorulduğumdandır iyiyim." Diyip elini gevişettiğinde elimi çekmeme izin vermişti.
Ona doğru yaslandım ve bir iç çektim."Polisler sokağı turlayacak. Birazdan gitmeliyiz."
"Adamın polisi çağrıcağı ne malum ?"
"Adamı dört senedir tanıyorum Alec. Emin ol, çetin bir adam."
"Anladım."
Aramızda bir sessizlik olmuştu. Alec'in hırıltılı soluklarını duyunca kendimi rahatsız hissettim."İyi olduğu.." derken bir siren ve kırmızı, mavi ışıklar gördüm. Siktir.
Bu sokakta iki polis merkezi neden vardı ki ?
Alec'in elini tekrsr yakalayıp hızlıca onu çekip kaldırdım ama alec sendeleyerek neredeyse düşüyordu.
"Gitmeliyiz."
"Evet, tamam. Anladım gidelim." Dedi alec.
Onu çekiştirerek koşmaya başladık. İleride bir durak vardı ve polisler hemen arkadaydı. Tanrım duvar boyadığım için başımın belaya gireceğini hiç düşünmezdim.
Polisler yaklaşırken alec'i hızlıca durağa çektim, durağın en kıyı köşesindeki duvara yasladım ve Alec'i bana bakacak şekilde bir konuma soktum.
"Alec üzgünüm."
Diyerek onu kendime iyicene çekip onu öptüm. Aslında sadece dudaklarımı dudaklarına bastıracaktım fakat dudakları öyle dolgun ve yumuşaktı ki karşılık almak için dudaklarımı hafifçe oynattığımda ilk başta bir kaşılık almasamda bir kaç saniye sonra karşılım almıştım. Beceriksizce bir karşılık.
İlk öpüşmesi olduğunu anladığımda hafifçe gülümsedim. Kalbim hızlı atıyor ve gerildiğimi hissediyordum. İlk olarak Alec benden ayrıldığında zoelukla gülümsese de bu birden yok olmuştu.
"Başım dönüyor.." dedi zorlukta. Hala birbirimize çok yakındık.
"Benimde." Diye fısıldadım.
"Hayır..öyle değil, ben.."
Birden Alec kollarıma yığıldığında ikimiz yere yapıştık. Afallamıştım.
"Alec ?"
"Alec ! Tanrım.."
...
Şimdi;Magnus;
Alec magnusu sarstı."Magnus önemli bişi olmadığına emin misin solgun gözüküyorsun.." dedi Alec.
İrkildim."Evet..anlattığım kadar başka bişi olmadı. Sadece yakalandık ve bayıldın." Ve öpüştük fakat sen bunu hatırlamayacak kadar şansızsın. Belkide böylesi daha iyiydi.
Alec omuz silkti."Öyle diyorsan.."
..
❤😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Malec] [ 8. KAT ]
FanfictionŞimdi bir Alec düşünün...insanlara dokunduğu ya da temas halinde bulunduğu an anılarına, duygularına ve özel olan herşeye ulaşabilen birisi. Ve güçleri sadece tek bir kişiye işlemiyor. Magnus bane.