(3. Yazmaya çalışmam)
...
Sahilde artık yürüyorduk. O kadar uzundu ki sahilin ucu görünmüyordu. Kumlu tarafa geçeceğimiz sırada magnus ve ben çoraplarımızı, ayakkabılarımızı çıkartıp yürümeye başladık. Kum çok soğuktu. Ayağımın altında sanki unufak oluyordu.
Magnus denize ilerledi ve pantolonunun paçalarını sıyırdı. Ayakkabılarını ve çoraplarını bir kenara koydu. Cebindeki cüzdanını ve telefonunu yana kaydu.
"Ne yapıyorsun ?" Diye sordum.
"Ayaklarımı suya sokacağım gelsene."
"Deniz fazla dalgalı değil mi ?"
"Bişi olmaz gel."
Paçalarımı sıyırıp onun ayakkabılarının yanına koydum.Telefonum ve cüzdanımı onunkinin yanına koydu . Magnus beni beklerken onun elini tuttum, ayaklarımızı suya soktuk. Yeniden başım dönmeye başlamıştı ama çok umrumda değildi.
Su buz gibiydi. Ayaklarım uyuştuğundan biraz hareket etmeyi denedim. "Keşke okul hiç başlamasa." Dedi magnus.
Gülümsedim."O zaman senle tanışamazdım." Dedim gülümseyerek.
Magnus kafama bir tane geçirdi."Yalakalığı bırak." Dedi. Yine de sırıtıyordu. Gülümsedim ve onu biraz kendime geçip alnımı ona yasladım.
"Seni öpebilir miyim ?"
Magnus'un gülümsemesi yayıldı ve elimi sıktı. "Neden izin istiyorsun ?" Diye sordu gözlerime bakarken. Çok yakındık. Nefes seslerini dalgaların hışırtısı örtüyordu.
" Sana dokununca..parçalanacak gibi oluyorum. Annemden şeker istemek gibi..ama dişlerim çürüyor. Böyle düşün.." dedim daha da yaklaşırken.
Magnus gülümsedi."Bir ısırık al o zaman.." dedi. Onu öpecekken birden durdum. Ayaklarımızdaki su yok olmuştu.
Ve birden bir dalga üzerimize vurup bizi devirdi. İkimiz biraz savrulduk ama ellerimizi bırakmamıştık. Dalga çekildiğinde magnus kahkaha atıyordu. Ben ise küfür ediyordum.
Hala kumda yatıyorduk. " Neden seni öpecekken oluyor ki.." diye homurdandım. Magmus gülümseyip beni kendine çekti ve üstüme çıkıp alnıma düşen ıslak saçlarımı çekti.
Beni öpmesini bekledim ama sadece bana baktı. "Çok güzelsin.." dedi magnus gözlerime odaklanmışken.
Ellerimi onun yanaklarına yerleştirip kendime çektim. Dudakları tuz tadındaydı. Yavaşça geri çekildim ve tekrar fakat bu sefer daha sert bir şekilde öpüp geri çekildim.
Ardından durağa gittik. İlk önce bir taksi çevirmiştik fakat adam ıslak olduğumuz için bizi almamıştı. Tabii yolun kenarında sırım sıklam ve ellerinde ayakkabılsrını tutan iki çocuğu almak...
Cebimden telefonumu çıkartım ve annemi aradım. 3. Çalışta açtı.
"Randevun nasıl geçiyor Alec ?" Dedi annem. Kızardığımı hissettim.
"İyi..fakat bizi alman lazım."
"Her şey yolunda mı paranız olduğunu sanıyordum."
"Vardı evet ama..sadece bizi alsan ? Sana konum atarım. Yanında havlu ve bez de getirebilir misin ?"
Annem sessizleşti.
"Tanrım Alec ne halt yediniz ?" Dedi gülerek.
"Anne !"
"Geliyorum tamam...sana bir araba almalıyız liseli çocuğumu alıyor gibi hissediyorum."
"Ben universiteye sondayım."
"Biliyorum."
Ve telefonu kapattı. Gözlerimi devirdim ve kanum attım. Magnus'a baktığımda gülüyordu. Ardından ona katıldım.
Annem geldiğinde biraz afallamıştı. Arabanın arkasına havluları dizip oturmamıza ancak izin verdi.
"Arkanıza yaslanmayın oralarda havlu yok ve ıslanmasını istemiyorum..." dedi annem.
Ona uyup düzgünce oturduk."Söyleyin bakalım, nerde yemek yediniz ?" Dedi annem yola bakarken.
"Yemek yemedik." Dedim.
"Neden ? "
Magnus'a baktığımda dudaklarını birbirine bastırmış yere bakıyor ve gülmemeye çalışıyordu.
" ne yiyeceğimize karar veremedik o kadar.."
...
Üstümü değiştirdikten sonra magnusu evine bırakmaya gittik. Altında öpüştüğümüz sokak direğinin altından geçerken," Dan yarın akşam gelecek." Dedi magnus.
"O zaman beni görmese iyi olur ?"
"Seni görürse ne olur ?"
"Peşime takılır. Adamlarını yollar. Onun için değerliğim. Ve büyük ihtimal kaçmak zorunda kalırım. Çok uzaklara."
"O zaman saat üç iyi mi ?"
"Mükemmel."
Ona el salayıp yolca ettim. Onun gidişini izlerken birden arkasını döndü ve üstüme atlayıp bana sarıldı. O hala ıslaktı. Ardından dudaklarıma yapıştı. Tanrım, eve sarhoş gibi gidecektim.
Benden ayrıldı." Seni seviyorum, görüşürüz." Diyerek hızlıca koşmaya başladı.
Öylece kala kalmıştım. Gülümsedim.
"Seni seviyorum." Dedi bana. Gerisini duymadım ama bunu demişti. Beni seviyordu.
Eve resmen zıplayarak dönerken bir direğe çarpmıştım. İyiydim.
...
Okuldan sonra biraz yorgundum. Bugün ağır geçmişti. Ayrıca Hill'in aptal şakalarından bıkmıştım.
İzzy'e magnusa uğrayacağımı söyledim.
...
Magnus;
Eve girdiğimde içerisi çok havasızdı. Çantamı kenara bıraktım ve önüme baktığımda irkildim.
Dan.
"Erken gelmişsin."
Dan omuz silkti."Akşama işim çıktı. Erken geldim. Günün nasıldı magnus ?" Dedi dan çantasını karıştırırken.
Kafamı yana salladım."Burda olmamalısın." Dedim hızlıca.
Alec her an gelebilirdi.
Dan gözlerini devirdi "Ne kadar misafir perversin magnus, büyüklerine saygılı ol."
"Dan gitmelisin."
"Tanrı aşkına magnus sevgilin mi gelecek ? Merak etme onu rahatsız etmem."
...
Alec;
Magnusun evine gelirken adımlarımı hızlandırdım ve onun bahçesine girdim. Kapısı aralanmıştı. Elimdeki kamerayı sımsıkı tuttum. Onunla bir fotoğtaf çekinmek istiyordum. Onunla hiç fotoğrafımız yoktu.
...
Magnus;
"Hayır, burda olmamalısın." Dedim hızlıca.
Birden kapı açıldı ve," Magnus ben geldi.."
Alec.
Alec dan'e, Dan ise ona bakıyordu.Elindeki kamerayı düşürdü.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Malec] [ 8. KAT ]
FanfictionŞimdi bir Alec düşünün...insanlara dokunduğu ya da temas halinde bulunduğu an anılarına, duygularına ve özel olan herşeye ulaşabilen birisi. Ve güçleri sadece tek bir kişiye işlemiyor. Magnus bane.