thirteen

39 11 0
                                    

Sevgili Jeongguk,

Bir gün tekrar parkta oturuyorduk. Sana ortaokulda yaşadığım komik anıları anlatıyordum. Çünkü seni güldürmek, iyi hissetmeni sağlamak istiyordum. Sen ise her zaman beklediğimden daha hoşnut oluyordun. O gün ise yeniden ben anlatmaya devam ederken kahkahanı artık gizleyemez olmuştun. Bunun komik olduğunu söyleyerek gülmeye devam ettin. O gece de amacıma ulaştığımı düşünerek kendimi rahat hissettim. Amacım, her gün seni mutlu etmekti.

Bir süre daha oturduktan sonra gitmek üzere ayağa kalktık. O sırada tanıdık bir ses işittim. "Hey, Yoongi. Uzun zamandır ortalıkta görünmüyordun. Demek bizimle takılmayı kesmenin nedeni buydu ha?" Sesin geldiği tarafa döndüğümde bu kişinin eski arkadaşlarımdan biri olan Minho olduğunu gördüm. Derin bir nefes aldım ve umursamamaya çalıştım. Sen gözlerimin içine bakmaya devam ederken, "Gidelim." dedim. Fakat Minho buna izin vermedi ve yanımıza geldi. "Ne o, Yoongi? Yeni bir arkadaş mı buldun kendine? Yoksa bu bir erkek arkadaş mı?" Artık sinirlenmeye başlıyordum ve bunu zapt edememekten fazlasıyla korkuyordum. Yumruklarımı sıktım. Ona feci şekilde vurmak istiyordum ama sen buradayken bunu yapmamam gerekiyordu.

"Minho bunu daha sonra konuşalım, şimdi sırası değil." dedim tıslarcasına. Gitmek üzere tekrar arkamızı döndüğümüzde artık benim için son nokta olan o cümleleri mırıldandı. "Hm, aslında bakarsan zevkine bayıldım. Sanırım ilk kez bu kadar güzel bir erkek görüyorum. Baksana, bir geceliğine onu senden alsam sorun olur mu?" Söyledikleri kulağımda adeta yankı yapmıştı. Duyduğum şeyle iyice çileden çıktım. Hızla arkamı dönerek o sinir bozucu gülümsemesine yumruk attım. Fakat bu az gelmişti, onu öldürmek istiyordum! Üstüne çıkarak suratına art arda yumruklar atmaya başladım. O piç kurusu kim oluyordu da seni benden alıyordu? Onu o an doğduğuna pişman etmeye hazırdım.

Kontrolümü kaybetmiştim... Öyle ki kolumu çekiştirdiğini başta fark edemedim. Gözlerin dolu bir şekilde gitmemiz için yalvarıyordun. Kalbim seni o şekilde görmeye el vermedi, canım yanmaya başladı. Anında Minho'nun üstünden kalkarak yanına geldim. Elini tutarak seni parktan çıkarttım. Ne yaptığımı bilmiyordum. Elini tuttuğumu bile daha sonra fark etmiştim. Parktan çıktığımızda sana döndüm, gözyaşlarını siliyordun fakat gözlerin dolmaya devam ediyordu. Sana sıkıca sarıldım. Bunu yaptığıma çoktan pişman olmaya başladığımı hissetmiştim. Seni mutlu edecektim ama işler tersine dönmüştü. Saçlarını okşayarak özür dilemeye başladım. Defalarca senden özür diledim. İlk kez birinden bu denli içimden gelerek özür diliyordum. O gün bir daha asla böyle bir şey yapmayacağıma dair yemin ettim.

~

dear jeongguk | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin