"P-paraya gerçekten çok ihtiyacım var ve sen gerçekten büyük bir yardım yapabilirsin. S-sadece bir şey yapman lazım, l-lütfen erkek arkadaşım ol." Kafasını eğmişti ve gergince parmaklarıyla oynuyordu.
Dediklerini duyunca dudaklarımı bastırıp düz bir hale getirdim "Tavşanlarla çıkmam." Sözlerimi duyunca kafasını kaldırdı, neredeyse sinirleniyordu, ama gözleri hemen umutsuzlukla doldu.
"L-lütfen, bak sınıfımızdaki bazı çocuklar bir iddia ortaya koydu, eğer kim seninle 5 ay çıkarsa 2000 dolar kazanacak ve iddiayı kim öğrenirse, senin adını duyunca geri çekildiler."
Dedikleri beni sinirlendirdi, diğer herkes beni bir şaka olarak, oynayacak bir oyuncak olarak veya kazanma aracı olarak mı görüyordu? Dudaklarımı daha da fazla bastırdım, neredeyse görünmüyorlardı, gözlerim daha da soğuklaştı.
"Ve, sen bunu kabul ettin?" Sesim dünyayı dondurabilecek kadar soğuktu. Daha da fazla çekinmeye başladı, ağzını açıp kapatıp konuşmaya çalışıyordu, gözleri ben hariç her yere bakıyordu.
"Z-zorundaydım, b-bak insanlarla oynamakta iyi değilim, b-berbatım. Belki zeki o-olabilirim ama çalışkan değilim. E-eğer seninle oynamak isteseydim, buraya gelip k-kendimi açmazdım, l-lütfen ihtiyacım olan tek şey benimle çıkman, eğer istemiyorsan öyleymiş gibi davran, l-lütfen hayır deme, paraya gerçekten ihtiyacım var. "
Sessiz kalıp dikkatlice dediklerini düşündüm. O fazla rahatsızdı, ağırlığını sırayla ayaklarının üstünde verip duruyordu. "Paraya neden bu kadar ihtiyacın var?"
Sorum onu titretti. Gözlerim hep onun üstündeydi, onu inceliyordum. "B-bunların arkasındaki sebebi bilmek istemen normal bir şey, çünkü senden ç-çok büyük bir iyilik istiyorum."
Devam etmesi için hafifçe başımı salladım. Yutkundu ve derin bir nefes aldı. "A-annem kanser hastası, s-son seviye, paraya hastahane masraflarını ödemek için ihtiyacım var. Yarı zamanlı olarak üç işte çalışıyorum a-ama o bile yetmiyor."
Gözlerim şaşkına açıldı. Bu kadar çaresiz olmasının nedeninin bu olabileceğini tahmin etmemiştim. Bir şeyler söylemek için ağzımı açtım ama o önce davrandı.
" Ve ayrıca küçük k-kardeşim var, yemek bile yiyemediğimiz g-günler oldu, lütfen yardım e-et." Kafasını eğmişti ama gözünden düşen yaşı fark etmiştim.
Hızlıca yaşı sildi. Ona ayakkabılarımızın ucu değecek kadar yaklaştım. "Sana yardım edeceğim tavşan çocuk ama burada benim için ne olacak?" diye kulağına fısıldadım. Titrediğini hissetmiştim.
Arkaya doğru gitti. Aramızda mesafe olmasını sağlamaya çalışıyordu. "M-matematikte kötü olduğunu biliyorum. S-seni çalıştırırım, iyi notlar almanı sağlarım."
Yanaklarında hafif kızarıklıklar vardı. Gözleri kocaman açılmıştı. Dediğini düşündüm ve cevap olarak kafa salladım, "Anlaştık?" diye sordum.
Sevimli yüzünde yavaşça bir gülümseme oluşuyordu. "Anlaştık." yavaşça fısıldadı. Aniden onu kendime çektiğimde tökezledi. Düzgün durması için kolumu beline sardım.
Yüzlerimizin arasında çok az mesafe vardı. Yanaklarında tatlı kırmızılıklar oluşmuştu ve kulakları tamamen kırmızıydı. Burnumu çenesine indirdim ve yavaşça orayı öptüm. Titredi ve daha da kırmızıya döndü.
"Yarın görüşsürüz, tavşan çocuk." dudaklarının kenarını yavaşça öptüm. Yüzü çok daha fazla kırmızıydı ve gözleri neredeyse bir çay tabağı kadar açıktı. Çok tatlı duruyordu, sanki küçük bir bebek gibi.
"Jimin bekle, numaranı alabilir miyim, y-yani böylece k-konuşabiliriz." sessizce kıkırdadım. "Cebini kontrol et, bebeğim." Onu orada şaşkın bir şekilde bırakıp gittim.
*
Yine bölümü daha erken atmayı unutan ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Good Boy's Bad Boy✓ | JiKook
Fanfiction✧ Jungkook'un yüksek miktarda paraya ihtiyacı vardı ve bu parayı kazanmasının en kolay yolu okulunun adeta kapalı kutu olan "bad boy'u Park Jimin ile sevgili olup, onu rezil etmesiydi. ˚ ˳⊹︶꒦ ︶꒷꒦ ︶˚ ˳꒦ ︶꒦ ︶꒷꒦˚ ˳⊹︶꒦ ︶꒷꒦ ︶˚ ˳ ↝Top : Jimin ↝Bottom : Ju...