Yeniden

179 10 2
                                    

  Tam dört sene oldu. Bu süre zarfında Fransa'da dennisle ne gezmediğimiz yer nede girmediğimiz bar kalmamıştı. Bünyem zayıf olduğu için her defasında sarhoş olmuştum ve Dennis beni eve taşımak zorunda kalmıştı. İlk sarhoş olduğumda Uras'ın aradığını öğrendiğimde küçük bir şok geçirmiştim. Sonuçta evlenmişti. Uras beni bir kaç kere daha aramış ama cevap alamamıştı böylelikle aramayı bırakmıştı.
  Dennis Elif'le benim en yakın arkadaşım olmuştu ilk başlarda Mert sorun çıkarsa da tanıdıkça da sevmeye başladı. Her akşam görüntülü konuştuk bizimkilerle. Elif dediği gibi her ay buraya gelmişti. Ailem de beni yalnız bırakmayıp onlarda her fırsatta gelmeye çalışmıştı.
  Dört sene boyunca Gizem hanımın yanında edinmediğim tecrübe kalmamıştı. Sağ olsun bana her konuda çok fazla yardımcı olmuştu.
  Ve işte bugün Türkiye'ye ayak bastığım gün 10.04.2020. Bu havaalanından ağlayarak gidişimi hiçbir zaman unutmayacaktım.
  Tabii ki bu sefer tek değilim yanımda dennis de vardı. Dennis mühendis olduğu için her yerde iş bulabilirdi o yüzden benimle Türkiye gelmeyi secti. Ve bir süpriz daha babam Dennise kendi şirketinde çalıştıracaktı. Benim de o şirketle çalışmamı istiyordu ama ben ısrarla başka bir yerde çalışmak istiyordum. Çünkü orası babamın şirketi olduğu için herkes farklı bir gözle bakacaktı farklı bir algı oluşacaktı ben de bunu hiç istemiyordum hem belirli bir yaşa gelmiş ve kendi ayaklarımın üzerinde durmayı ben seçmiştim bu yüzden Fransa'ya gitmiştim.
  Uçaktan indiğimizde bizi Elif ile Mert karşılamıştı.
  "Asyaa hoşgeldiniz çok özledim sizi"
  "Elif sakiinn boğucaksın beni daha bir ay bile olmadı yanımıza geleli"
  Elif ısrarla boynumu sıkmaya devam ediyordu en son nefes alamadığımı gören Dennis ile Mert Elifi zor bela çekip aldılar. Ama bu sefer Dennise saldırmıştı hayvan. Ben karışmam dercesine ellerimi havaya kaldırdığımda Mert girdi devreye.
  Sarılma faslı bittiğinde valizleri arabaya yerleştirip evin yolunu tuttuk.
  Evin kapısının önüne geldiğimiz an annemin o mis gibi yemeklerinin kokusu sarmıştı dört bir yanı. Kapı açıldığında annem sanki bilmiyormuş gibi şaşırdı. Bu kadın neden böyleydi ki ya. Anneme sıkı sıkı sarıldım gerçekten görmeyeli 2 ay oluyordu ve ben onları çok özlemiştim.
  "Hoşgeldin güzel kızım hoşgeldin"
  "Hoşbuldum annem"
  "Hanım kızı bir rahat bırak ben daha sarılamadım yahu"
   Babamın bu tatlı siteminin üzerine aniden annemi bırakıp sıkı sıkı babama sarıldım.
  "Satıcı"
  "Anne ya"
  Annemler aynı sıcakkanlılıkla Dennise de sarılınca hemen yemek masasının başına toplandık. İşte bunu özlemiştim. Aynı eski günlerdeki gibi herkes buradaydı. Tek bir kişi hariç. En son bu masada beraber yemek yediğimiz aklıma gelince aniden suratım düştü. Dennis bunu fark etmiş olucakki masanın altından bacağını bacağıma vurmuştu. Suratına baktığımda yavrusunu görmüş eşek gibi sırıtıyordu. Terbiyesiz.
  Yemek faslı bitince Dennisle yorgun olduğumuz için odalara geçtik. Annem Dennise misafir odasını hazırlamıştı. Ne yazıkki Dennis burada sadece 2 gün kalacaktı. Kendisine yeni bir ev tutup oraya taşınacaktı. Üzgünmüydüm tabi ki evet sonuçta Fransada bile aynı evde kalıyorduk.
  Hızlı bir duş alıp odama geçtiğimde kendimi uykunun derin kollarına bıraktım.

  Bugün ilk iş günümdü. Üstüme siyah takımımı giyip içine beyaz gömleğimi giydim. Saçlarımı da serbest bırakdığımda artık hazırdım.

  Aşağı indiğimde herkes kahvaltıdaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Aşağı indiğimde herkes kahvaltıdaydı. İlk iş günümde geç kalmak istemiyordum.
  "Kızım otursaydın yeseydin bi kaç lokma"
  "Anne ilk günden geç kalmak istemiyorum"
   "Bırak hanım heycanlı o ilk günde"
   Babamı öpüp evden çıktım.
  "Sizi seviyorum akşama görüşürüz"
   Arabamla babamın verdiği adrese geldiğimde. Fransa da ki çalıştığım şirketten kat be kat bir şirketle karşı karşıyaydım.
İçeri girip danışmadaki kıza patronunun katını sordum.
"Merhaba ben Asya Samyeli iş görüşmesi için gelmiştim"
"Merhaba ben Ece hanıma haber vereyim beyfendi müsait mi değil mi ona göre haber veririm size"
"Tamam teşekkürler"
Danışmadaki kız Eceyi aradı. Sanırım Ece patronun sekreteriydi. Kız telefonu kapattığında bana döndü.
"Hanımefendi sizi bekleticem Beyfendi toplantıdaymış yaklaşık bir saat sonra falan çıkar herhalde isterseniz siz bekleme odasına geçin"
Kafamı sallayıp bekleme odasının yerini öğrenip o kata çıktım.
Yaklaşık 2 saattir bekliyordum gerçekten sıkılmıştım. Odanın içinde bir o tarafa bir bu tarafa turlarken bir anda kapı açıldı.
"Kusura bakmayın beklettim önemli bir işim vardı"
Duyduğum sesle yerimde çakılı kalmıştım. Bu olamazdı imkansızdı. Babam bana ayarlaya ayarlaya gerçekten burayı mı bulmuştu. Urasların şirketini. Arkamı dönmeye korkuyordum.
"Gün boyu sırtınızla konuşamam hanımefendi"
Yavaş yavaş arkamı döndüğümde göz göze geldik. O an anladım onu ne kadar çok özlediğimi.
  "kairos"

Sevgili PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin