Her yolun kapalı olduğunu düşünün, gidecek bir yer yok. Gideceğin her yerde çıkmaz sokak var, işte bende tam oradayım. Sadece bir çıkış yolu var, orası!
Saatler Önce...
Dün gece gördüklerimin gerçekliğini hala sorguluyorum. Acaba ben mi kafamda bunları kuruyorum? Ahh, beynim! Bütün gece boyunca gözüme tek bir gıdım uyku girmedi. Bu yüzden şu an aynanın karşısında canavara benzeyen bir yaratık var. Saçlarım birbirine girmiş, göz altlarım kararmış ve çökmüş, yüzüm sanki bir ölüyü andırıyor. Gerçeği bir ölüden pek bir farkım yok, tek fark ben hala hayattayım!Banyoya girip saçlarıma şekil verdim, güzel bir at kuyruğu yaptım. Yüzümü annemin zorla güzellik merkezinden aldırdığı sabunlarla yıkadım. Yüzüme can geldi fakat biraz kötü hissediyorum, acaba hepsini üst üste kullandığım için mi? Aman neyse, sonuç olarak daha iyi görünüyorum.
Okul formalarımı da giydikten sonra çantamı da alıp, mutfağa indim. Sabahları spor yapmama gerek yoktu. Odamdan mutfağa kadar yaklaşık bin merdiven basamağı iniyorum zaten! Abartısız bunlar çok yorucu!
Mutfağa indikten sonra annem ve Lara'yı mutfakta kahvaltı yaparken gördüm. Yemin ediyorum hiç bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. Gerçekten! Heyecanla anneme sarılıp yanağına koca bir öpücük bıraktım. Annemde kıkırdayıp beni öperek karşılık verdi. Lara'yı görünce, onu bile kocaman öptüm. Lara'yı bile! Ah, durumum gerçekten vahim, bu küçük cadıyı çok özledim.
"Anne, o kadar sevindim ki gelmenize!" dedim dolaptan meyve suyu çıkararıken.
"A aa, sen, bizden kaçmak için odandan çıkmayan Afra! Bizi özledin?! Hayret!" dedi annem şaşkınlıkla.
"Uf anne, beni pişman etme!" dedim masada oturup meyve suyumu içerken.
"Hahaha, şakalaşıyoruz bi'tanem! Yalnız dediğim gibi bir günde zaten bizi o kadar görüyorsun. Demek istediğim sabahları on dakika, akşam yemeği on beş dakika olsun. Günlük yarım saat bile değil."
"Olsun anne, eve alışmaya çalıştığım için biraz zorlanıyor olabilirim."
"Tamam o zaman eve biraz daha alışmaya çalış çünkü hafta sonu boyunca biz burda değiliz!"
"Ne!" diye çığlık attım. Annem bu tepkimden dolayı biraz korktu ama hemen toparladım. "Yani nasıl? Bugün cuma ve hafta sonu ile birlikte üç gün oluyor anne. Ben ne yaparım tek başıma üç gün boyunca?" dedim ağlayacak gibi.
"Kızım eşek kadar oldun ya! Yakında üniversiteye de gideceksin. Başının çaresine bakmalısın. Ben hem söz verdim."
"Kime?" diye çıkıştım.
"Hayun amcaya, abla!" dedi Lara. Annem hızla Lara'ya kötü bakışlar attı.
"Hayun amca, öyle mi? Anne bu Hayun amca kim?"dedim sinirle Hayun ismini bastıra bastıra söylerken. Konu çok başka yerlere gidiyor çünkü.
"Hayun ay yani Harun benim bir arkadaşım. Dün onunla karşılaştım, biliyor musun o da İstanbul da yaşıyormuş. Bütün arkadaşları topladımiş, hafta sonu bizi yalısında misafir edecek. Çocukluk arkadaşım ya, lisedeyken bile birlikteydik. Evlendikten sonra onu bir daha göremedim. Şanslıyım ki çok iyi bir zamanda karşılaştık. İstersen sen de gel diyeceğim ama kabul etmeyeceksin, biliyorum. "
"Evet anne, gelmeyeceğim! Ve seninde gitmeni istemiyorum. "dedim ve biraz daha yumuşattım sesimi." Lütfen beni bırakma anne! "dedim yalvarırcasına.
"Bak Afra, bu benim için çok önemli ve senin bu şımarık hallerin için bunu kaçıramam." Sonra masaya, karşıma, geçerek ellerini ellerimin üstüne koydu."Bak, üstelik gelirsen Harun'un senin yaşıtında bir oğlu olduğunu söyledi. Belki arkadaş-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRİUS YILDIZI / ASKIYA ALINDI!
FantasyŞehir değişikliği insana zor ama güzel gelir derler. Evet benimki de tam olarak öyle oldu ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Kimsenin hesaba katmayacağı bir şey! Sihir! Bana zor gelen şeyin asıl gerçek sihir olduğunu öğrendiğimde her şey bambaşka...